Bütün kanallarda seçim konuşuluyor, partiler vatandaşlara vaatlerde bulunuyor. Seçmenin aklı karışıyor, bu nasıl olur imkansız diyor eline kağıt kalem alıyor çarpıyor bölüyor, topluyor, İşin içinden çıkmayınca yalan söylüyor. Adam yalancı bizi kandırıyor diyor, adaylara tavsiyem seçmen en az senin kadar zeki olduğunu bil, yapabileceğini vaat et. Çünkü daha önce vaat edip yapmadıklarını sorarlar, şaşıp kalırsın bu sana kaybettirir. Dürüst olup kaybeden bilsin ki bir seçim sonra kazanacaktır. Yalan söyleyip kul hakkı yiyeni Allah affetmez.

Elde olmadan seçim konusu ile başladık şu anda Gazze'de büyük katliam oluyor. İsrail'de Netanyahu, Bütün dünyayı karşısına almış, hiç kimseyi dinlemiyor. İnsanlık suçu işliyor. ABD'nin gücü yetmiyor savaşı durduramıyor. Orada ki katliamı görüyor insanların hayatta kalma mücadelesini görüyor ve yardım etmek istiyor. Fakat Netenyahu'ya gücü yetmiyor. Havadan paraşütle yardım gönderiyor. Netanyahu bizi de kale almıyor. bizde Gazzeli'lere üzülüyoruz. Ama bir şey yapamıyoruz, savaşı durduramıyoruz. Dün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Ekrem İmamoğlu, 5 tır yardım konvoyunu Mersin'e Kızılay'a Gazze'ye ulaştırmak için törenle yolladı. Törene Murat Kurumu da davet etti. Bu İmamoğlu'na çok büyük sempati kazandırdı. Sadece rakibi kötülemek oy kazandırmıyor. Ekrem İmamoğlu seçimi kazanırsa, saygılı davranıp sevgi dili kullandığı için olacak tabi. En önemli olan İstanbul'da yaşamayan diğer illerde yaşayan emeklilerin akrabalarını torunlarını arayıp oyunuzu Ekrem İmamoğlu'na verin demesi olacaktır. İstanbul nüfusunun büyük bölümü 15 milyonu taşradan gelenlerden oluşuyor.

Havalar ısınmaya başlıyor. Ağaçlar uyanıyor, çiçek açmaya başlıyor. Tam bu günlerde ilaç atılması gerekiyor. Arkasında da gübre atılması gerekiyor, çiftçiye bu konuda destek olmak gerekiyor. Çiftçi kendisini düşünüp, üretiminin artması için destek bekliyor. Sadaka değil geri ödemek için destek bekliyor. Borç istiyor ilgilenen yok, Çünkü görevler emir verilmedikçe, hiçbir iş yapmıyor. Adeta iktidarı sabote ediyor. En üzücüsü farkında bile değil, çay kahve içip bir üst makam ne derse onu bekliyor. Seçimlerden dolayı iç işlere operasyonlara ara vermiş gibi görünüyor. Uyuşturucu gençliği mahvediyor. Askeriyeye kadar yayılan uyuşturucu sonu, nereye gideceği belli olmayan felaketi hazırlıyor. İntiharlar, cinayetler kavgalar, hırsızlıklar uyuşturucu yüzünden oluyor.

Her şey bir tarafa insan sağlığı diğer tarafa sağlığımız bozuk olursa her şeyimizi vatanımızı kaybederiz. Hastanelerde, psikiyatr bölümlerine bir bakarsak korkunç tarihte bu kadar sağlıksız hasta insan olmadı. Zira uyuşturucu tarihte hiçbir zaman bu kadar çok satılamadı. Beşiktaş ve Galatasaray maçı BJK nin kendi kalesine attığı golle Galatasaray'ın lehine 1 0 bitti. Hakem iyi yönetti yakın çekimde penaltı iddiasında bulunulan Cenk'in pozisyonunda temas yok. Şimdi bir de yurt dışına bakalım. Futbol genellikle sert oynanıyor. Fakat sahadaki sporcular, birbirini sakatlamıyor. Hakem hataları oluyor. İtiraz edilmiyor, hakeme saygı duyuluyor. Bizde yakın çekimde görüyoruz. Temas olmadan sakat numarası yapan ahlaksızlar, hakeme her pozisyonda itiraz eden iyi terbiye almadan yetişmişler. Hakemler tarafından cezalandırmadıkları sürece futbol ileri gidemez. Hakem, haksız itiraz edene kart göstermezse suçlu kendisidir.