Beni okuyan ya da izleyenler bilir, ben ekonomik konuları anlatırken otomobil kullanma örneğini sık sık kullanırım, çünkü ekonominin kontrolü ile bir aracın kontrolü gerçekten de epeyce benzeşir, üstelik her ikisinde bilgisizlik ve acemilik varsa birde tedbir ve dikkati elden bırakırsan kaza yapman kaçınılmazdır.
Beni okuyan ya da izleyenler bilir, ben ekonomik konuları anlatırken otomobil kullanma örneğini sık sık kullanırım, çünkü ekonominin kontrolü ile bir aracın kontrolü gerçekten de epeyce benzeşir, üstelik her ikisinde bilgisizlik ve acemilik varsa birde tedbir ve dikkati elden bırakırsan kaza yapman kaçınılmazdır.
Otomobil kazalarında hem maddi hasar ortaya çıkar ve hem de insanlar ölür yahut da yaralanır. Ekonomik kazalara ise kriz adını veririz, fakat bu krizlerde de hem maddi hasarlar oluşur ve hem de insanlar ölür. Birçok ekonomik kiriz yaşayan ülkede görüyoruz, ekonomik krizin zirvelerinde insanlar gıdaya ve ilaca ulaşamaz, sağlık hizmetleri durur, kıtlık, açlık ve hatta iç çatışmalar ortaya çıkar insanlar büyük acılar çeker ve ölür.
Ekonomik bir olgu olan enflasyonun ortaya çıkışı ile araç kullanmak arasında ise şöyle bir benzerlik vardır.
Bir aracı gazına basarak çok kısa bir süre zarfında istediğiniz hıza çıkarabilirsiniz ve lakin gereğinden fazla hızlanmışsanız istediğiniz anda, istediğiniz süre ve mesafede durdurmanız mümkün olmaz, sonuçta kaza yapabilirsiniz.
Tam yüklü bir kamyon düşünün, gaza basıp canavar gücündeki motora istediği kadar yakıt pompalarsanız üstüne üstlük birde yol yokuş aşağıysa hızlanmakta hiç güçlük çekmezsiniz değil mi?
Böyle hızla giden devasa kamyonları ve bu kamyonların karıştığı kazaları sık sık ekranlarda görmüyor muyuz?
Hızla giden bir kamyon aniden fren yapınca kolay kolay duramaz, savrulur, kontrolden çıkar ve bir kazayı önlemek sadece şansa kalır.
Deneyimli şoförler özellikle de kamyonları tam yüklü ise yokuş inerken kamyonun hızlanmasına asla izin vermez, 1 takviyede, ara ara fren yaparak kağnı hızı ile inerler yokuşlardan. Çünkü bilirler eğer o kamyon bir kere hızlanırsa durdurmak çok çok zor olacak ve belki de hiç mümkün olmayacaktır. Deneyimli ve bilgili olanlar yokuş aşağı hızlanan kamyonları durdurmaya ya da yavaşlatmaya çalışan şoförlerin fren yapmaya kalkınca balatalarının yandığını, balatalar yanınca frenlerin boşaldığını kamyonun ilk şarampolü boyladığını, kaza yaptığını çok iyi bilir.
Bütün bunları bilenler bu riski göze almaz, bana bir şey olmaz, ben çok iyi bir şoförüm diye düşünmez, kamyonun hızlanmasına asla izin vermez tedbiri hiç elden bırakmaz.
Lakin bazı haller vardır örneğin kamyonun borç senetleri vardır, ödeyebilmek için daha çok yük taşımak gerekir, icra kapıda, zaman dardır patron sıkıştırıyordur, böyle durumlarda şoför mecburen risk alır ve bu riskin sonucunda da çoğu kez bir kaza meydana gelir.
Türkiye’nin durumu ise biraz daha farklı, şöyle anlatayım eskiden patron deneyimli bilgili şoför çalıştırırken “sen bu işi beceremiyorsun kamyon öyle kağnı gibi mi sürülür, sen kalk ben kullanacağım daha hızlı gideceğim” dedi. Millet dur yapma etme, bak kaza bela olur dediyse de “benden iyi mi bileceksiniz, benden iyi bilseniz siz patron ben şoför olurdum” diyerek oturdu direksiyonun başına yokuş aşağı gazı kökledi…
Yol hem yokuş aşağı ve hem de aniden yoğun bir kar yağışı başladı.
Şimdi fren tutmuyor, balatalar alev almak üzere ama kabahati kendinde arayacağına yolu yokuş yapana, yağan kara çemkiriyor.
Yokuş bitecek gibi de değil, hem virajlar sertleşiyor ve hem de yokuş dikleşiyor patron is öfke ile sövüp duruyor, lakin akıbet belli bu gidişle kamyon devrilecek, şarampole yuvarlanacak…
Bu çılgınca gidişi izleyenler ise bir mucize bekliyor, kaza olsa bile bari büyük bir şey olmasa, mala gelse de cana gelmese diye dua ediyorlar.
Bakınız ekonomi bir bilim dalıdır ne yaparsan ne olacağı bellidir, abuk sabuk işler yapanların sonunu herkes bilir.
Türkiye’nin durumu icra memuru kapıya dayanmışken bir mucize olsa, piyangodan para çıksa da şu borçtan dertten bir kurtulsam diye hayal kuran müflis tüccara benziyor. Bir mucize olsa o tüccara bir piyango çıksa dahi tüccar kafayı değiştirmediği müddetçe emin olun dönüp dolaşıp aynı yere gelecek, icra memuru kapıya dayanacak, borçtan dertten kurtulamayacaktır.
Türkiye enflasyonist politikaları tercih ederek uygulayan iktidarlardan ve bu kafa yapısından acilen kurtulmalıdır yoksa akıbet belli.