Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’e Selçuk Tengioğlu tarafından yapılan saldırıdan sonra Recep Bey arayıp geçmiş olsun demiş!

Demiş demiş de geçmiş olsun demesi yetmez, bu saldırının arka planı ciddiyetle araştırılıp, tüm detayları ile ortaya çıkarılmalıdır.

Eğer Recep Bey samimiyetle bu saldırıyı aydınlatmak istiyorsa soruşturmanın selameti açısından ilk iş olarak İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’yı görevden almalıdır.

Sadece İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’yı görevden almak da yetmez! Emniyet Genel Müdürü Mahmut Demirtaş, İstanbul Emniyet Müdürü Selami Yıldız ile AKM’de düzenlenen o törenin emniyetinden sorumlu Emniyet Müdürü ve illa ki Özgür Özel’in yakın korumasından sorumlu tüm emniyet yetkilileri acilen görevden alınmalıdır.

Ayrıca işin birde istihbarat yönü var!

Bu olayda istihbaratın da ayakta uyuduğu ortadadır.

Şimdi istihbarat ne yapsın, adamın zihnini mi okusunlar, böyle bir saldırı yapılacağını nereden bilsinler diyebilirsiniz...

Eğer bu saldırı münferit ya da ani gelişen bir saldırı olsaydı istihbaratın bunu bilmesi ya da öngörmesi elbette mümkün olmayabilirdi. Bu durumda en büyük sorumluluk alan korumasını yapmakla görevli polis güçleri ile yakın korumalara düşerdi. Amma ve lakin ben bu saldırının organize bir iş olduğunu, bu saldırganın karanlık bazı odaklar tarafından azmettirildiğini ve bilinçli olarak koruma zaafı yaratılarak böyle bir saldırıya yol verildiğini düşünüyorum. Bu da tamı tamına istihbaratın sorumluluk alanına girmektedir.

Olmaz demeyin yahu bakın ülkemiz karanlık mihraklar tarafından işlenen faili meçhul cinayetler ve bu cinayetler sonucunda hayatını kaybeden kişiler ile doludur.

Liste yapıp saysam bu makale makale olmaktan çıkar ansiklopediye dönüşür ama gene de ilk aklıma gelen birkaç ismi sayarsam ne demek istediğimi daha iyi anlatabilmiş olurum, bu ülkede: Sabahattin Ali, Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Turan Dursun, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Necip Hablemitoğlu, Çetin Emeç ve Hrant Dink gibi muhalif olmaları ile bilinen isimler katledildi değil mi? Katillerin bir kısmı bulunmuş olsa da asıl azmettiren odaklar hiç ortaya çıkarılamadı, faillerin bir çoğu da az bir ceza ile kısa sürede hapisten çıkıp sokağa döndü değil mi?

Sonuç olarak bu saldırının organize bir iş olmadığını bu kişiyi azmettirenlerin bulunmadığını kim söyleyebilir?

Azmettirenlerin ya da taammüden zaaf yaratanların hakkı ile araştırılabilmesi için de olay vuku bulduğu anda sorumluluk taşıyan, görev yapanların soruşturmanın selameti açısından acilen görevden alınması şarttır.

Ayrıca İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel'e fiziki saldırı gerçekleştiren 66 yaşındaki Selçuk Tengioğlu adlı şahsın; 2004 yılında B.T. ve M.T. isimli çocuklarını öldürdüğü ve iki çocuğunu yaraladığı belirlenmiştir.

Hırsızlık ve tehdit suçlarından kaydı vardır. Müebbet hapis cezası alan Tengioğlu, 2020 yılında şartlı tahliye ile serbest bırakılmıştır"

İşin açığı bu azılı katilin zaten sokakta olmaması ya tımarhanede veyahut da kodeste kapalı tutulması gerekirdi bu durum bizim memlekette adaletin terazisinin ne kadar şaştığını da göstermektedir.

Dikkat çekmek istediğimi bir hususta şu: bu saldırıyı sabıkası olmayan biri yapsa alacağı ceza basit yaralamadan en çok birkaç yıl olur ve bu suçun da bir yatarı olmazdı. Amma ve lakin Selçuk Tengioğlu adlı şahıs şartlı tahliye ile serbest bırakılmış. Bu son işlediği suçun yatarı olmasa da şartlı tahliyesini yakacağı için hapse dönüp uzun süre yatması gerekiyor.

Böyle bir durumu bilen bir hükümlünün kolay kolay şartlı tahliyesini yakmayacağı açıktır. Selçuk Tengioğlu’nun bile isteye şartlı tahliyesini yakmayacağını göz önüne alıp onu bunu göze almaya teşvik eden ya da zorlayan gücün kim ya da kimler olduğunu araştırıp bulmamız gerekmektedir.

Gelelim işin siyaset yanına; Can Kakışım X platformunda yaptığı paylaşımda:

Türkiye siyaseti güç, itibar ve karizma üzerinden yürüyen bir alan. Bir nevi kurtlar sofrası gibi. Fazla naiflik kaldırmıyor. Size yönelen saldırıya en başta siz gereken tepkiyi vermez, bu işe karışanları pişman etmezseniz halk da size gerektiği ölçüde destek vermez. Türkiye Siyasetinin başlangıç kuralları bunlar. Bakın, siz sizinle alakası olmayan ne idüğü belirsiz on tane genç Erdoğan'a küfretti diye ne özürler dilediniz, Erdoğan en ufak bir paylaşım yapmıyor, Bahçeli ise mesajında sizin adınızı dahi anmıyor. Trolleri de konuyu alaya almaya başladı bile şimdiden. En güçlü olmamız gereken yerde güçsüzlüğü tercih etmemeliyiz, zira şu an itidal mesajları vermesi gereken biz değiliz.” ve “Bu saldırının şöyle bir alt metni de var. Daha kendilerini koruyamayan bunlar mı ülke yönetecek mesajı. Özel'i küçük düşürme, onun itibarını sarsma girişimi. Şimdi anladınız mı İmamoğlu'nun özel koruma ekibinden, jammer'ından neden bu kadar rahatsız olduklarını?” Demiş

Haklı değil mi?

Memlekette muhalif liderler, politikacılar ve aydınlar bu kaotik ve kamplaşmış iklimde devlete, devletin onları hakkıyla koruyabileceğine ne kadar güvenebilir?

Bence asla güvenemez, güvenmemeli ve acilen kendi başının çaresine kendi bakmaya en azından bu aşırı riskli dönem boyunca kendi özel koruma gücünü oluşturmaya çalışmalıdır!