Türkiye’de bu aralar zaman zaman düşmanlığa varan bir batı eleştirisi gözlemleniyor, ülkemizin üzerinde sanırım birazda onlarda var bizde neden yok kıskançlığı ile de tetiklenen bir düşmanlık havası esiyor.

Türkiye’de bu aralar zaman zaman düşmanlığa varan bir batı eleştirisi gözlemleniyor, ülkemizin üzerinde sanırım birazda onlarda var bizde neden yok kıskançlığı ile de tetiklenen bir düşmanlık havası esiyor.

Diktatör Putin’in emri ile Rus ordusunun Ukrayna’ya saldırması Rus işbirlikçisi güçlerin Donbass bölgesinde ilan ettiği sözde bağımsızlığın Rusya tarafından tanınması eleştirileceği yerde insanlar her nedense batıyı eleştirmeyi tercih ediyor.

Oysa olay son derecede açık ve net Rusya Hitler’e öykünen Diktatör Putin’in emri ile bağımsız bir devlet olan Ukrayna’ya saldırmış, Ukrayna topraklarını işgal ve ilhak etmiştir, eleştirilecek bir husus varsa öncelikle Putin ve Rusya’nın bu saldırgan tavrı eleştirilmelidir.

Diğer yandan batı ve batı değerleri kavramı çoğu zaman birbirine karıştırılıyor ki bu son derecede ciddi bir yanlış ve kafa karışıklığıdır.

Bu noktada da kutup yıldızımız Mustafa Kemal Atatürk olmalıdır; Trablusgarp ’den Çanakkale’ye, Kafkaslardan Suriye-Filistin Cephesine, Sakarya’dan Büyük Taarruza kadar batılı güçler ile savaşan Mustafa Kemal Atatürk bırakın batı değerlerine düşman olmayı batı ile olan savaşı bile bir barış anlaşması ile sonlandırmayı bilmiştir.

Sanırım bu kafa karışıklığını giderebilmek için önce batı değerlerinin ne olduğu konusuna bir miktar açıklık getirmek lazım. Batı değerleri en temelinde aydınlanma devrimi ile doğan, ilahi egemenlik yerine insani egemenliği kurma ve savunma temelinde rasyonel akıl ve bilimsel yöntemi rehber alan toplum düzenidir.

Aydınlanma devrimi Batı toplumunda ortaya çıkan 17. ve 18. yüzyıllarda gelişen, akılcı düşünceyi eski, geleneksel, dogmatik varsayımlardan, önyargılardan ve ideolojilerden ayıklamayı, yeni, akla ve bilgiye yönelik kabulü geliştirmeyi amaçlayan düşüncenin egemen olduğu toplumsal hareketi tanımlar.

Avrupa ‘karanlık çağ’ döneminde dine aykırı olduğu düşüncesiyle bilim ve düşünmeyi yasaklamıştı. Aydınlanma devrimi ile beraber batı dünyasında din ya da tanrı merkezli toplumsal yapının ve düzenlemelerin yerini bu süreçte insan ve akıl merkezli toplumsal düzenlemeler alır.

1789 Fransız İhtilali’nin temel ilkesi olan Liberté, égalité, fraternité; “Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik” anlamına gelen sözler aydınlanma devriminin siyasi ve sosyal yapısını anlatır.

Aydınlanma devriminin etkileri bu topraklara 1908 devrimi ile beraber İttihat Terakki tarafından Hürriyet, Müsavat, Uhuvvet” sözleri ile taşınmaya çalışılmıştır.

Fakat aydınlanma devrimini sadece Anadolu coğrafyasına değil tüm bir doğu coğrafyasına taşıyan ve bu ilkeler temelinde Anadolu’da bir cumhuriyet kuran önder Mustafa Kemal Atatürk olmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk, batıda doğan ama aslında tüm insan uygarlığının malı olan aydınlanma devriminin ilkeleri uyarınca milli egemenlik temelinde bilimin ve aklın rehberliğinde bir toplum modeli yaratmış, bu toplumsal modelini aynı ilkeleri temel alan bir cumhuriyet ile taçlandırmıştır.

Batılı toplumların ya da devletlerin eylemlerini kararlarını uygulamalarını beğenmez, eleştirebilir ve hatta onlarla savaşabilirsiniz amma ve lakin batı değerlerine düşmanlık işte aslında bu yapıya düşmanlıktır.

Özellikle son zamanlarda insani egemenliğe karşı ilahi egemenlik, cumhuriyete karşı feodalite özlemindeki bir takım kişi ve gruplar her fırsatta batıyı eleştirme adı altında sinsice batı değerleri dediğimiz insani egemenlik temelli, toplumsal kararların rasyonel aklın ve bilimin rehberliğinde, insan hak ve özgürlüklerine uygun olarak alındığı toplum modelini eleştiriyorlar.

Ukrayna krizine dönersek Rusya, Çin ve İran gibi ülkelerde demokrasi yoktur, bu ülkelerin yönetimleri insan hak ve özgürlüklerine saygılı değillerdir. Şu hiç unutulmamalıdır Demokrasi denilen rejim halk egemenliğine dayanır, halk egemenliğini tehdit eden en önemli odaklar dinler, hanedanlar, diktatörler ve kartellerdir.

Demedi demeyin, batıya, batılı devletlerin politika ve uygulamalarına kızıp batı değerlerine düşman Rusya, Çin ya da İran gibi devletler ile işbirliği yapmak papaza kızıp oruç bozmaya benzer!