Çankaya Cumhuriyet’imiz açısından sembolik olarak son derecede büyük bir öneme sahip olan Türkiye’nin en büyük ilçelerinden biridir.

Önümüzdeki yıl 31 Mart 2024 tarihinde yerel seçimler yapılacak, diğer il ve ilçeler ile birlikte Çankaya’yı da yönetecek yeni belediye başkanı belli olacak.

Doğal olarak birçok siyasetçinin gönlünde yatan aslan seçimleri kazanıp Çankaya’nın yeni belediye başkanı olmaktır.

Türk siyasi tarihine bakarsanız Çankaya Cumhuriyet Halk Partisi’nin kalelerinden olagelmiştir. Önümüzdeki seçimlerde de Çankaya’da Cumhuriyet Halk Partisi adayının seçimleri kazanması çok büyük bir olasılık olarak görülmektedir.

Peki, Çankaya’da Cumhuriyet Halk Partisi’nin adayı kim olacak ya da kim olmalıdır?

Benim bu soruya vereceğim yanıt belli: Öncelik elbette ki liyakat ve ahlak sahibi bir kişi olmalıdır.

Büyük bir belediyeyi yönetecek bilgiye sahip ve büyük bir belediyeyi yönetirken ortaya çıkacak “avanta lavanta” fırsatlarına tenezzül etmeyecek kadar ahlaklı bir kişinin seçilmesi mutlak bir gerekliliktir.

Peki, bu koşulları sağlayan kimler var?

Açıkça söylemek gerekirse bu soruyla karşılaştığımda ilk aklıma gelen isim hep Tezcan Karakuş Candan olmaktadır. Ben bir liste yapsam en başa Tezcan Karakuş Candan’ı yazarım.

Liyakat derseniz şu anda TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı olan Tezcan Karakuş Candan Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesinden 1989 yılında mezun oldu. 1990–1991 yılında ODTÜ bina bilgisinde yüksek lisansa devam etti. 2013 yılında Ankara Üniversitesi Latin Amerika Çalışmalarında yüksek lisansını tamamlayarak Latin Amerika Uzmanı oldu. Ankara Üniversitesi Kent ve Çevre Bilimlerinden, doktora dersleri aldı yani mesleki eğitim ve liyakat konusunda en ufak bir tereddüt dahi yok.

Eğitim konusu tamam pekala ya ahlak konusuna gelirsek: Tezcan Karakuş Candan’ın gözünü rant hırsı bürümüş politikacı ve yandaş müteahhitlere karşı Ankara’nın mimari, tarihi ve doğal değerlerini korumak için verdiği müthiş savaş hepimizin malumudur. Birçok kişi kendisini “Ankara’nın koruyucusu” olarak tanımlamaktadır.

En ufak bir ahlaki zafiyeti olan kişi bu kadar büyük para ve menfaatlerin döndüğü bir ortamda yılmadan kenti ve kentin değerlerini korumak için mücadele edebilir miydi?

Böyle servet ölçeğinde paraların döndüğü, büyük menfaatlerin konuşulduğu bir ortamda hiç korkmadan kentin ve kent halkının menfaatlerini savunan kişi elbette ki çok sağlam ahlaki değerlere ve mesleki ilkelere sahip demektir.

Ankara bir takım politikacılar tarafından yağmalanıp ona buna parsel parsel satılırken göğsünü Ankara’ya siper edip her türlü baskıyı metanetle karşılayan ve zulme varan ağır bedelleri ödemeyi göze alan bir kişi için daha ne denilebilir?

Hepiniz biliyorsunuz Tezcan Karakuş Candan bu konuda çok ağır bir bedel ödedi, tamamen keyfi, haksız ve hukuksuz bir kararla memuriyetten atıldı, işinden oldu değil mi?

Salt politik ve son derecede haksız bir karar ile memuriyetten atılmasına sebep olan politikacılara verilecek en iyi cevap aslında “memur olamaz” dedikleri idareye onu “başkan” olarak oturtmak olmayacak mıdır?

Ayrıca Cumhuriyet’imizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk kadınların erkekler ile eşit olduğunu ve her türlü zorlu görevin üstünden rahatlıkla geleceğini söylemiyor muydu?

Bugün yerel yönetimlerde kadın yönetici sayısı fevkalade az, bu kadar önemli bir görevi Cumhuriyet Halk Partisi’nin yeni yönetiminin bir kadına vermesi de yeni yönetimin Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde olduğunu göstermeyecek midir?
Tüm bu sebeplerden dolayı bence Tezcan Karakuş Candan bu adaylığı anasının ak sütü gibi hak etmektedir, elbette partinin işine karışamam amma ve lakin benim ve benim gibi düşünen yüzbinlerce sade vatandaşın gönlünden geçen aday Tezcan Karakuş Candan’dır.

Emin olun Tezcan Hanım’ın aday olma ve kazanma olasılığı kent rantını yağmalama hayalleri kuran taifenin şimdiden uykularını kaçıracaktır…