Erdoğan bilmem kaçıncı kez ekonomimiz bu sefer şahlanıyor iddiasında bulundu ve gene bir sürü rakam sıraladı…

Erdoğan bilmem kaçıncı kez ekonomimiz bu sefer şahlanıyor iddiasında bulundu ve gene bir sürü rakam sıraladı…

Yahu arkadaş atın şahlanması matah bir şey değildir, at şahlanıp, babalanarak kendince güç gösterisinde bulunur, ama atın kıymeti şahlanması ile değil ne kadar sürede ne kadar mesafeyi koşabildiği ya da ne kadar yük çekebildiği ile ölçülür. Kimse at alırken aman da ne kadar da güzel şahlanıyor diye at almaz, biri at seçerken daima hızına, gücüne ve dayanıklılığına bakar…

Bildiğim kadarı ile de dünyada atların koştuğu, engel atladığı ve yük çektiği yarışlar yapılır, lakin hiç at şahlandırma yarışması da yapılmaz.

Bizim at ise hep şahlanıp babalanıyor, yerinde tepiniyor ama hiç koştuğu, menzile ulaştığı yok.

Tamam, anlıyorum politikacılar işler kötü giderken işleri iyi göstermek, yandaşlarını kaybetmemek ve tepkileri azaltmak için pembe tablolar çizer, bu normal kabul edilebilir. Fakat birde bu işin tehlikesi vardır, tehlikeli olan bu pembe tablolara kendilerini inandırmaları ve gerçeklerden kopmalarıdır. Böyle durumlarda yanlış politika ve hedeflerin peşinde koşar çok kıymetli olan enerji ve zamanı israf ederler.

Bu yüzden ben bir ekonomist olarak üzerime düşeni yapmak gerçek durumu buradan bir kere daha karar vericilere anlatmak istiyorum.

Bakın Türkiye enflasyon sıralamasında ciddi devletler içinde en üst sıradadır, durumu bizden kötü olanlar ise zaten Venezuela ve benzeri batık, iflas etmiş ülkelerdir. Faizlerin yüksekliği sıralamasında da başa güreşiyoruz. Dünyada faizlerin nerede ise sıfır ve hatta yer yer negatif olduğu, otoritelerin ekonomileri hareketlendirebilmek için enflasyonu yükseltme pahasına çabaladığı böyle bir dönemde faiz ve enflasyonun bu kadar yüksek olması zaten ekonomideki sorunu açıkça anlatmaktadır.

AKP’li siyasetçiler bu noktada hemen her zaman ama büyüme iyi diyerek savunmaya geçmektedirler. Anlaşılan onlara büyümeyi doğru hesap edebilmek için önce enflasyonu doğru ölçmek ve büyüme rakamlarını gerçek enflasyona uygun olarak düzeltmek gerektiğini anlatmamız gerekiyor. Zaten döviz bazında hesaplara baktığımızda hem GSMH ve hem de kişi başına düşen GSMH hızla düşmektedir, bu trendin değişmesi içinde ciddi bir sebep bulunmamaktadır.

Diğer bir alışıldık savunma mekanizması ama ihracatımız artıyor olarak karşımıza çıkacaktır. Pollyanna gibi işi hep iyi yanından görmeyi seven bu arkadaşlar ihracat artışından bahsederken ithalat artışından hiç dem vurmazlar dış ticarette verdiğimiz muazzam açığı görmezden gelirler. İyimser olmak elbette iyi bir şeydir ama kendini fazla kaptırırsan gerçekleri idrak etmekten uzaklaşırsın.

Erdoğan Türkiye en fazla bizim dönemimizde büyüdü diye iddia ediyor ya buda yanlış, danışmanları Erdoğan’ı yanlış bilgilendiriyor belki de kandırıyor!

Aşağıdaki tabloda Türkiye’de Cumhuriyet dönemi boyunca elde edilen büyüme rakamlarını sıralıyorum:

DÖNEMORTALAMA BÜYÜME %
CHP TEK PARTİ (1923-1950)8,1
DP (1950-1960)6,4
MBK(1960-1961)3,9
CHP(1962-1965)5,8
AP(1965-1971)5,6
12 MART (1971-1974)5,4
AP(1975-1977)7
12 EYLÜL(1980-1983)2,7
ANAP(1983-1991)5
DYP(1992-19964,6
ANAP (1997-1999)2,4
DSP(1999-2002)1,4
AKP (2002-2020)5,1

Tablodan da görüldüğü gibi AKP döneminde büyüme bunca yılın ortalamasında hiç de farklı değil. Hele hele 2. Dünya savaşı ve 29 büyük buhranı gibi olağanüstü gelişmeleri yaşandığı tek parti dönemine yaklaşamıyor bile…