Son 20-25 yılda Türkiye’de kimi bankalar, özelleştirme adı altında yabancı kumpanyalara satıldı. İş Bankası’nı saymazsak, bugün devletin elinde 4 banka kaldı. Bunlardan biri de Merkez Bankası’dır. Merkez Bankası, bankaların babasıdır. Yerli ve yabancı bankalar Merkez Bankası’nın sözünü dinler ve talimatlarına uyar. İstediği an sözünü dinlemeyen bankaların canına ot tıkar. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası devletin “para kasası” konumundadır. Tüm bankaların bankacılık kurallarına uymasını ister. İşleyiş düzenini içeren bir yasa ile faaliyetini sürdürür.

Büyümenin ve kalkınmanın hızını ayarlar. Kriz patlamışsa bu kez küçülmenin ve “sıkılacak kemerin delik sayısını” da belirler. Gerekirse liranın değerini düşürür. Kara günler için döviz ve altın rezervi biriktirir. Türk parasının haysiyetini, şerefini, şanını, istikrarını, değerini mutlak korur. AKP iktidarında bu saydıklarım yok oldu.

Ama MB faaliyetlerini incelersek ne kadar para dolaşıma çıkacak, para piyasaları hangi düzene göre çalışacak ayarlar. Faizleri artırır, faizleri indirir, para politikalarını sıklaştırır. Para basılacaksa o basar, para çekilecekse o çeker. Diğer bir deyişle devletin hazinesi’dir.

Şu anda Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın, 18 genel müdürlüğü, 21 şubesi, 1 Başkan, 4 başkan yardımcısı, Başkanlık ofisi, Yönetim Komitesi ile birlikte yurt genelinde 3.777 çalışanı var. Maaşları ve emekli olanların emekli maaşları korkunç yüksektir. Çünkü bu çalışanlar kendi dallarında iyi eğitimlerden geçmiş, karakteri, çalışma disiplini yüksek insanlardan seçilirler. Ama AKP döneminde bunlar kaybolup gitti. Ayrıca kendi sandığı var; MB Başkanları Cumhurbaşkanından daha yüksek maaş alırlar. Burjuva yerleşik düzenin, demokratik sisteminin uygulandığı ülkelerde merkez bankası yöneticilerine siyasi iktidarlar Türkiye’de olduğu gibi dokunmazlar.

Ama RTE; iktidarı döneminde MB’ın 7 başkanını görevden aldı. “Sebep nedir?” derseniz; RTE, fiyat artışlarında “faiz sebeptir, enflasyon sonuçtur” diyordu. Bu görüşün doğru olmadığı anlaşılınca ne yaptı? İngiliz vatandaşı Mehmet Şimşek’i Hazine ve Maliye Bakanlığı’na, Amerikan yurttaşı Hafize Gaye Erkan’ı da Türkiye Cumhuriyeti MB’ın başına getirdi. Bankanın tarihini incelediğinizde 94 yılda Hafize Gaye Erkan dahil 26 Başkan görev yaptığını görürsünüz.  MB’nın bağımsızlığını 2016 yılına kadar şöyle ya da böyle korudu. 2016 yılından sonra Merkez Bankası’nın bağımsızlığını RTE elinden aldı. Kendisi başkan gibi davrandı.

MB’sı “Babalanma Virüsüne” işte bu adımla yakalandı. “128 milyar dolar döviz rezervinin eritilmesi de bu babalanmanın sonucu olarak” geldi.
İş böyle olunca da MB’sı Başkan Hafize Gaye Erkan’ın babasının asansörde çalışanı tokatlaması, taşeron şirket kadrosundaki “protokol görevlisini” işten atabilmesi, “Merkez Bankası’na sokulan Babalanma Virüsünün” yan ürünün olduğu söyleniyordu. İşte bu seçkin kurum bankaların babası Merkez Bankası’nda “baba babalanması” olayı patlak verdi. Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın babası Erol Erkan, yönetim katında“protokol tokadı” attı. Protokol görevlisi Büşra Bozkurt adlı bir kadın çalışanı, işinden kovdu. Bu hanım da Cumhurbaşkanlığı’na (CİMER) mektup yazdı ve “benim de küçük kızım var... Başkanın babası ekmeğimle oynadı...” dedi ve “hatta bir personeli de asansörün içinde tokatlayıp onu da işten attı.” diye vicdanlara seslendi.

Siz de merak etmişsinizdir; “protokol görevlisi” ne iş yapar? Sinerji yaratır. İşte kalite arar. Verimlilik gözetir. Görevli olduğu bölümde yapılan işlerin yasaya uygunluğunu denetler ve yasalara uymuyorsa uyarır.  Bu açıdan bakınca kanıksanmayacak bir durum; protokol görevlisi Büşra Bozkurt, aslında Merkez Bankası’nın kadrolu elemanı değilmiş. 2020 yılında bir taşeron firmanın elemanı olarak girmiş. Niçin? Neden? Hangi ihtiyaçtan? Kimin önerisiyle? Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan’ın babasının Banka’ya “torun bakmaya, aşçılara emir verip yemek yaptırmaya” gelerek kendine bir makam odası bulabilmesi, istediğini asansörde tokatlayıp, istediğini kat koridorunda işten atma hakkı, hukuku olmaz. Başkan’ın babası Merkez Bankası’nda yeri göğü inletsin, Büşra Bozkurt’u işten atamaz. Ancak taşeron işten atar. Ama MB’nın başkanlarını kim işten atar. RTE atar. Hafize Gaye Erkan’ı da RTE işten attı. Merkez Bankasına virüs mü?” girmiş ne dersiniz?