İyi ve adaletle yönetilmeyen ülkelerde mali, cezai ve idari aflar hep gündemdedir. Türkiye’de de yeni bir...
İyi ve adaletle yönetilmeyen ülkelerde mali, cezai ve idari aflar hep gündemdedir. Türkiye’de de yeni bir mali ve belki de cezai af uygulaması gündeme girmiştir.
Mali af konusunu zaten AKP açıkladı, bakanlar kurul sonrasında detaylar kamuoyu ile paylaşılacak.
Kulislerde konuşulanlara göre beklenen o ki Yeni Torba Yasa Teklifinin kapsamı oldukça geniş tutulacak, başta reel sektör olmak üzere toplumun tüm kesimlerinden gelen taleplerin tamamına yakın kısmı karşılanacakmış.
Teklifin aşağıdaki hususları içereceği öngörülüyor;
- Kesinleşmiş alacakların yeniden yapılandırılması
- İhtilaflı alacakların tasfiyesi
- Matrah ve vergi artırımı
- İşletme kayıtlarının düzeltilmesi,
- Varlık barışı süresinin uzatılması,
- İmar barışı,
Bilindik vergi ve mali af hikâyesi yani ve hep aynı terane cumhuriyet tarihinin en büyük affı diyorlar…
İşin açığı bu tip aflar kanunlara nizamlara uyan kurum ve insanları cezalandırmak, uymayanları, nasılsa bir af çıkar yırtarım hesabı yapanları ise ödüllendirmekten başka hiç bir işe yaramaz.
Devlete ödenmemiş borçlara yönelik aflar konusunda zaten işi gücü yerinde parası pulu malı mülkü olan bir kişi ya da kurumun bu tip borçlarını ödememesi mümkün değildir. Maliye şak diye haczi koyar, en nihayetinde alacağını çatır çatır alır. İşi gücü ters gitmiş, batmış, parası pulu olmayan kişi ya da kurumların ise sen faizi, cezayı mezayı affetsen de zaten anaparayı bile ödeyecek gücü yoktur. Dolayısı ile bu tip aflar beklenen tahsilatı da faydayı da hiçbir zaman sağlamaz.
İmar affı ise başlı başına bir adaletsizliktir ve Türkiye gibi yapılaşma ve kentleşmenin rezalet olduğu, deprem gibi son derecede yıkıcı bir tehdidin gündemde olduğu imar konusunda af getirmek bir taraftan yasa, kanun, nizam tanımayana servet aktarmak diğer taraftan da riski büyütmek demektir. Bu da esası itibariyle kabul edilemez bir uygulamadır, imar barışı diye kaç kişinin oyu devşirilebilir açıkçası söylemek zor.
Varlık barışı denilen konu ise para getir ne parası olursa olsun getir sormam, sorgulamam takibat yapmam demektir ki Türkiye’yi bir kara para cenneti haline getirmektedir bunu onaylayan kim olur bunu da bilmiyorum.
Görünüşe göre oy devşirme amacı taşıyan bu af dalgası seçimlere giderken iktidara çok ciddi bir oy potansiyeli yaratmaz diye düşünüyorum.
Bu günlerde gündeme gelmiş olan bu mali affın yanı sıra birde ceza affı konuşuluyor.
Malum iktidar ve iktidara yakın birçok siyasetçi, bürokrat ve iş insanının son derecede ciddi suçlara bulaştığı konuşuluyor.
Bir kesimde iktidar değişikliği olur da yargı üstündeki iktidarın vesayeti ortadan kalkarsa bu dosyaların hepsi teker teker açılır, bu günün birçok muktediri soluğu mahkemede alır, cezai yaptırımlar ile karşılaşır korkusu var. İşin açığı bende bu olasılığı çok ama çok yüksek görüyor ve bazılarının sırf bu yüzden iktidarın el değiştirmesinden çok ama çok korktuğunu düşünüyorum.
Bunun da çaresi belli geniş kapsamlı bir af çıkarıp bazı istisnai suçlar hariç her suça af getirir hem hapishaneleri boşaltırsın ve hem de olası yargılanma risklerini bertaraf etmiş olursun.
Fakat burada da çok önemli bir sorun var!
Anayasamızın 87. Maddesine göre Türkiye Büyük Millet Meclisi, ancak üye tam sayısının 3/5 (beşte üç) yani nitelikli çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilanına karar verebiliyor. Yani, 600 milletvekilinin bulunduğu Türkiye Büyük Millet Meclisinde en az 360 milletvekilinin kabul oyu ile bir genel af kanunu çıkarılabilir lakin Cumhur ittifakının böyle bir çoğunluğu yok dolayısıyla da bir genel af çıkarmaları mümkün değil.
Peki, muhalefet bir genel af yasasına destek verir mi?
İktidara geldiğimizde geçmişte işlenen suçların hepsinin hesabını soracağız iddiası ile yola çıkan bir muhalefet böyle bir af yasasına niye destek versin?
Sonuç olarak tipik bir popülist seçim uygulaması olan bu af meselesi ne derde çözüm olur ve nede oyları arttırır…