Dün 10 Kasım Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 87. yıl dönümüydü.
Tüm Türkiye 9’u 5 geçe durdu ve resmi olsun, sivil olsun herkes Atatürk’e sevgi ve saygılarını sundu.
Dünyada ölümünden bunca yıl sonra bile bu kadar büyük bir sevgi seli ile anılan bir devlet adamı daha var mı?
Açıkça söylemek gerekirse ben böyle başka bir örnek daha bilmiyorum...
Tamam dünyayı etkilemiş, tarihe damga vurmuş ismini hemen hemen herkesin bildiği bir çok devlet adamı vardır ama Mustafa Kemal Atatürk gibi ölümünden sonra bile böyle bir sevgi ve saygı seline muhatap olmuş bir başka devlet adamı daha yoktur.
Peki, Mustafa Kemal Atatürk neden ve nasıl bu halkın bu kadar büyük bir çoğunluğunun bu ölçüde sevgi ve saygısını kazanmıştır?
Dünya tarihi adları çok bilindik bir çok muzaffer komutan, namlı hükümdar ya da büyük imparatorun hikayelerini yazar, Mustafa Kemal Atatürk ile onların farkı nerededir?
Mustafa Kemal Atatürk’ü diğerler devlet adamlarından ayıran en temel fark; bu topraklarda yaşayan halkı egemenlik hak ve özgürlüklerine kavuşturan önder olmasıdır. Bu bu topraklarda bu güne kadar kimsenin yapmadığı ya da yapamadığı bir iştir
Dahası Mustafa Kemal Atatürk’ün bu yaptığı sadece bu topraklarda da değil bir doğu toplumunda ortaya çıkan ilk örnektir de.
Geri kalan tüm yaptıklarını bir kenara koysanız bile Mustafa Kemal Atatürk sadece bu yaptığı ile bile bu halkın gönlünde taht kurmayı, böyle sevgi ve saygısını kazanmayı hak etmektedir.
Aslında ne yazık ki vatandaşlarımızın önemli bir kısmı Mustafa Kemal Atatürk’ün kendilerine hangi hak ve özgürlükleri kazandırdığını tam olarak bilmemektedir. Bunun en önemli sebebi ise eğitim müfredatımızda bu konunun fazla hamaset,
çok az bilgi içeriği ile işlenmesidir.
Oysa insanlarımız gerçekleri bilse, gerçek Mustafa Kemal Atatürk’ü tanısa, onun hedef ve ilkelerini daha iyi anlasa o ya da bu gerekçe ile ona saldıran marjinal azınlığın söylem ve eylemleri çok daha etkisiz olacaktır.
Bakınız, Mustafa Kemal Atatürk’ün üç temel hedefi vardır:
1- Türk Milletinin egemenlik hak ve özgürlüklerine sahip olmasını sağlamak
2- Tam bağımsız Türkiye idealini gerçekleştirmek
3- Türk halkını çağdaş medeniyetler seviyesine ulaştırmak.
Mustafa Kemal Atatürk bu üç temel hedefe ulaşmak için rasyonel aklın ve bilimin rotasını izlemiş ve takipçilerine de bu rotadan ayrılmamayı vasiyet etmiştir.
Bu hedef ve politikaların tamamına da Kemalizm denmiştir.
Bugün Kemalizm’e düşman olanlar aslında Türk Milletinin egemenlik hak ve özgürlüklerine, tam bağımsız Türkiye idealine, rasyonel aklın ve bilimin rehberliğine karşıdırlar.
Özellikle etnik ve dini gerekçeler ile Kemalizm’e düşmanlık güdenler Kemalizmi bir diktatörlük, Mustafa Kemal Atatürk’ü ise bir diktatör olarak anlatır.
Ne yazık ki 12 Eylül cuntasının ele başı olan Kenan Evren söylemlerinde Mustafa Kemal Atatürk’ü çok fazla öne çıkarmış, yaptığı yasa dışı işleri onun adının arkasına saklanarak yapmış ve bu şekilde yaptığı işleri onun adına yapıyormuş gibi bir algı oluşturmuştur.
Oysa gerçekte 12 Eylül cuntası Mustafa Kemal Atatürk’ün savaş koşullarında kapatmadığı Türkiye Büyük Meclisini kapatmış ve Mustafa Kemal Atatürk’ün savaş koşullarında askıya almadığı anayasayı ortadan kaldırmış gayrimeşru bir idaredir.
Fakat ne yazık ki darbecilerin bu tutumu insanlarımızı yanıltmış, yaratılan algı halkımızın kafasını karıştırmış ve Mustafa Kemal Atatürk hakkındaki gerçekleri fark etmesini engellemiştir.
Şimdi şimdi halkımız uyanıyor ve Mustafa Kemal Atatürk’ün kendisi için ne anlama geldiğini daha iyi idrak ediyor. Halkımız bu anlamı idrak ettikçe de Atatürk’e olan sevgi ve saygısı katmerlenerek artıyor.