Türkiye hala bir anayasal demokrasi, bazıları uymak istemese ve delmeye çalışsa da kanunlar ve kurallar var…Malum...

Türkiye hala bir anayasal demokrasi, bazıları uymak istemese ve delmeye çalışsa da kanunlar ve kurallar var…

Malum Recep Bey seçimleri kendi kararı ile erkene alacağını, 14 Mayıs tarihine çekeceğini ve kendisinin de aday olacağını açıkladı.

Oysa Anayasa ve Cumhurbaşkanı Seçik Kanununda yazılı olan hükümler çok açık bir şekilde bu koşullarda Recep Bey’in bir kere daha aday olamayacağını söylüyor.

Recep Bey bir kere daha aday olup, anayasa ve kanun hükümlerini çiğnemek isteyebilir ve lakin bu konuda nihai karar Yüksek Seçim Kurulu’na aittir, kurul toplanacak ve bu kurul üyeleri nihai kararı verecekler.

Kurul üyelerinin Anayasa ve Cumhurbaşkanı Seçim Kanunu alenen çiğneyecek, açık hükmü yok sayacak bir karar alması halinde taşıyacakları yasal sorumluluk ve cezai riski merak ettim.

Emekli Ankara Cumhuriyet Savcısı Avukat Türker Tok’u aradım, konuştum ve Recep Bey’in 3 bir defa daha aday olup olamayacağını, Yüksek Seçim Kurulunun nasıl karar verebileceğini ve buradan YSK üyeleri için kişisel bir cezai sorumluluk doğup doğmayacağını sordum.

Türker Bey’in cevapları son derecede açık ve net oldu…

“Recep Bey kesinlikle 3. Bir kere daha aday olamaz ve bu adaylığa göz yuman Yüksek Seçim Kurulu üyeleri olursa onlar da kişisel olarak cezai risk üstlenirler” dedi.

Bu konuda kendisinin Yeniçağ Yazarı Orhan Uğuroğlu’na da bir mektup gönderdiğini ve onun da bu mektubu köşesinde yayınladığını belirterek o mektupta da görüşlerini çok net bir şekilde belirttiğini ifade etti, bu makalede o yazıdan da önemli hususları alıntıladım.

Türker Bey önce demokratik anayasalarda neden süre sınırı konulduğunu anlattı ve “Demokrasi, her şeyden önce kurallara uyma rejimidir. Tarihsel süreçte demokrasi, egemenliği monarklardan, hanedanlardan, krallardan, sultanlardan, padişahlardan alıp halka vermiştir. Onun için demokratik rejimlerde geriye dönüş olmasın, seçilmiş tiranlar ve hanedanlar oluşmasın diye cumhurbaşkanının ya da başkanın görev süresi bir veya iki dönem ile sınırlandırılır.” Dedi.

Türker Bey çok önemli bir hususa daha işaret etti ve “Seçimlerin olduğu ancak demokrasinin olmadığı otoriter, totaliter rejimlerde kendini ölene kadar seçtiren tek adamlar da vardır. Ama rejim demokrasi değildir.” Diye görüşünü belirtti.

Peki, bu adaylık madem anayasamıza ve kanunlarımıza bu kadar net bir şekilde aykırı bu aykırılığa izin veren Yüksek Seçim Kurulu üyelerinin hukuki sorumluluğu ne olur? Diye sordum

Türker Bey: “Anayasayı ve anayasal düzeni anayasanın öngörmediği şekilde değiştirmeye kalkışmak suçtur! Bu suçu işleyenler TCK uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile yargılanır.” Dedi ve ekledi “Bunun yanı sıra görevini siyasi saikler ile kötüye kullanmak da ayrı bir suç kalemidir ve bundan dolayı da mahkeme karşısına çıkar, yargılanırlar.”

Görüldüğü gibi konu anayasa hukuku açısından son derecede açık ve net!

Ha Recep Bey’in siyasi ikbali uğruna anayasayı çiğnemeye kalkan, anayasayı çiğnemenin hukuki ve cezai sorumluluğunu üstlenmek isteyen olur mu?

Bunu elbette ben bilemem, atalarımız “her koyun kendi bacağından asılır” demiş ama hiç kimse anayasayı çiğneyen darbeci Kenan Evren ve şürekâsının başına gelenleri de unutmasın derim…

Türker Bey’in “Demokrasilerde anayasa en üst normdur. Bütün yurttaşların bir araya gelip ortak iyilik, ortak gelecek için anlaştıkları varsayılır.

Bu nedenle kimse anayasanın üstünde olduğunu iddia edemediği gibi uymadığı takdirde de meşruiyetini kaybeder.

Demokrasiye inanıyorsanız, anayasaya eğmeden, bükmeden uymanız gerekir.” Sözlerini de tarihe bir not düşmek olarak görüyorum…