EBRU APALAK
28’inci Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin kapanış töreni, 3 Haziran’da Ankara’da Kült Kavaklıdere’de yapıldı. Törende festivali destekleyen kurumlara, basın ve hizmet sponsorlarına plaket verildi.
FIPRESCI ÖDÜLÜ’NÜN SAHİBİ “GÜNDÜZ APOLLON GECE ATHENA” OLDU
Bu yıl “Benzersiz Kadınlar Benzersiz Hikâyeler” temasıyla düzenlenen festivalde, Uluslararası Film Eleştirmenleri Federasyonu (FIPRESCI) Ödülü için “Her Biri Ayrı Renk” bölümünde yer alan 10 film yarıştı. Almanya’dan Bettina Hirsch, Meksika’dan Adriana Fernández ve Türkiye’den Senem Erdine’nin oluşturduğu jüri, Emine Yıldırım’ın yönettiği “Gündüz Apollon Gece Athena” filmini FIPRESCI Ödülü’ne layık gördü. Erdine, ödülü verme gerekçelerini şu sözlerle ifade etti:
“Bireysel acılarımızla toplumsal yaralarımızı, geçmişle bugünü, görünen ile görünmeyeni, hayatla ölümü ustaca birbirine bağlayan benzersiz bir film. Anlatıya derinlik katan oyuncu performansları, sıradışı mizahı, hayatı, dayanışmayı, umudu kutsayan taze yaklaşımıyla, iyileştiren, ilham veren, kalıcı bir etki uyandırıyor.”
EMİNE YILDIRIM, ÖDÜLÜNÜ TUTUKLU ÖĞRENCİLERE ADADI
Törene katılamayan ödülünü annesi Şahika Yıldırım aldı. Filmin kurgucusu Selda Taşkın’ın yönetmenin mesajını okudu. Yıldırım, jüriye, festival ve film ekibine, izleyicilere ve annesine teşekkür etti. “Bu ödülü bize umudun ne olduğunu hatırlatan ve ısıl ışıl parlayan gençlerimize adamak istiyorum.” ifadelerine yer verdi.
“ADIM ADIM İLERLEDİK”
Uçan Süpürge Vakfı Başkanı Halime Güner, festivali ayakta tutmanın zor olduğunu belirtti. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu ve birçok büyükelçiliğin festivale bu yıl destek olmadığını, kendi festivallerini düzenlemeye başladıklarını söyledi. Güner, buna dair
şöyle konuştu: “İçimizde kelebekler uçuşuyor. Keşke şöyle bir gücüm olsa, şu anda bu kelebekleri hepinize tek tek dağıtsam. İzlerken onu hissettim. Çünkü bu festival olur mu, olmaz mı duygusunu yaşadığımız için böyle bir mücadele, istediğiniz kadar 28’inci yaşa gelin, hele de bu alanın, bir direnişin platformu, örgütlenme aracı olarak da gördüğünüz feminist sinemanın ayakta kalması ve güçlenmesi, daha da çok çoğalmasını istediğinizde etrafınızda korkunun iklimi, zaten adaletsizliğin iklimini çoktandır yaşıyoruz, bir de buna dünyada Trump, Türkiye’de adını söylemeye gerek yok. Son zamanlarda yaşadıklarımız da bütün STK’lar daraltılırken, küçültülürken bu yıl AB ‘Destek olamıyoruz.’ dedi, elçilikler ‘Çok az bütçemiz var.’ dedi, Kültür Bakanlığı kendi festivalini yapmaya başladı. Elçilikler de Ankara’da kendi festivalini yapmaya başladı, AB Delegasyonu kendi festivalini yapmaya başladı. Oysa biz bu alanı mücadele alanı olarak görüp 28 yıldır bunun içinde koştururken ‘Acaba olacak mı, yapabilecek miyiz?’ dedik. Ama dirençli mücadeleyi elden bırakmayan bir kadın grubunun, köklerimizin oradan geldiğini bildiğimiz için ilk önce şunu yaptık: Biz çekirdek grup olarak bir araya geldik. ‘Yapmak zorundayız, yapmalıyız.’ dedik. Başka bir adım attık. Biraz daha adım attık ve adım adım ilerledik.”
Tören Menekşe Zeynep Kurt Yılmaz’ın verdiği dinletiyle sona erdi. Tokmaz’a Mustafa Akyol gitarıyla eşlik etti. Törenin ardından FIPRESCI Ödülü’nün sahibi “Gündüz Apollon, Gece Athena” filmi yeniden gösterildi.