En baştan ifade edeyim ki, okumak istemeyen bıraksın. Bu yazı CHP özelinde, Türkiye fotoğrafını çekmek amacıyla yazılmıştır.
CHP'de olanlar uzun süredir tartışılıyor. Kemal Kılıçdaroğlu'nun tüm ısrarlara rağmen Cumhurbaşkanlığına aday olmasıyla başlayan kartopu, çığ oldu gidiyor ve demedi demeyin daha da büyüyecek. Peki ya daha öncesi yok mu? Elbette vardı. Anlatayım;
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün hemen ardından başlayan, grupların partiyi ele geçirme çabası hep genel sekreterler eliyle yapılmıştır. Yeri gelmişken söyleyeyim Bülent Ecevit dahil birçok genel sekreter partiden ayrılıp ya başka parti kurmuş ya da başka partilere transfer olmuştur. Her gelen Genel Başkan ve Genel Sekreter parti içindeki muhalifleri tasfiye etmekten geri durmamıştır. Parti içindeki bu ikilik durumu, partiyi, 1950'den sonra asla tek başına iktidara getirmemiştir.
Gelelim günümüze; belediye başkanlarına operasyon, il kongrelerinin iptali, kurultayın mutlak suretle iptal edileceği gerçeği, güya CHP'li medya mensuplarının partiyi karıştırma çabaları ve çok yakında başlayacağı söylenen diğer operasyonların bu kadar göz göre göre yapılmasının sebebi de parti içindeki bu ikiliktir. CHP iktidarlarıysa bu ikiliği çözmek yerine hep diğer oluşumlara sempatik görünmek için hamleler yapmış, yani gerçek soruna odaklanmak yerine oy oranını arttırmaya yönelmiş (başarılı da olamamış) dolayısıyla sorun çözülememiştir. Şimdi bana “Özgür Özel oy arttırdı daha ne olsun?” diye sorabilirsiniz onu da anlatayım.
Özgür Özel`in genel başkan olarak girdiği seçim yerel seçimdir. Bu seçimde insanlar sadece partiye değil, isimlere de oy vermiştir. Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu, Zeydan Karalar ve diğer adayların kendi oyları da doğal olarak CHP`nin hanesine yazılmıştır. Bağımsız anket şirketlerinin son anketlerine baktığımızda görüyoruz ki; CHP`nin oyu %31 civarındadır. Ülkemizde mağduriyet algısının oy kazandırdığını da düşünürsek, CHP`nin oyu, son yerel seçimdeki oy oranının % 6 civarı altındadır.
Kürt Kökenli vatandaşlarının %8 civarındaki oyuna göz diken CHP -ki hepsinin oyunu alamazsın- hata yapmıştır. Mütedeyyin kesimin oyuna göz diken CHP -ki çoğunluğu ne olursa olsun sana oy vermez- hata yapmıştır. Milliyetçi kesimin oyuna göz diken CHP -ki %1 alsan ne nimet- hata yapmıştır. Çözüm süreci komedi filminin ikincisi için kurulan komisyona katılan CHP hata yapmıştır. Belediye başkanlarının hapiste olmasıyla ilgili SADECE miting yapan CHP hata yapmaktadır. Normalleşme başlığı altında yerel seçimden hemen sonra erken seçim kamuoyu oluşturamayan CHP hata yapmıştır. Bugün erken seçim istemek, Sayın Cumhurbaşkanının dediği gibi at ve Üsküdar`ı geçmek hikayesinden öteye gitmeyecektir.
CHP`nin BENCE hatalarını saymaya kalkarsam liste uzar da gider ama şunu söylemeliyim, yarın bir gün CHP`nin tüm belediye başkanları görevden alınırsa, hatta Genel Başkan Özgür Özel bile cezaevine atılırsa kimse şaşırmasın. 15 Eylül`deki celsede olmasa bile daha sonraki celselerde mutlaka CHP kurultayı iptal edilecektir, eğer karar ertelenirse, ertelenmesinin tek sebebi, parti içindeki dalgalanmanın daha sertleşmesi içindir. Önlem olarak 21 Eylül`e kurultay tarihi almak, mutlak sonucu geciktirmek için yapılmış akıllıca bir hamleden öteye gidemez. CHP`nin tek kurtuluşu, parti içinde gerçek birlik ve sertliği yaratabilmekten geçer, zira şu an yaşanan durum CHP içindeki güya CHP`lilerin şikayetleriyle ve kamuoyu yaratmasıyla yaşanmaktadır.
CHP`yi içlerindeki bazı CHP`lilerden kurtarmadan ya da partideki herkesle gerçek birliktelik kurulmadan CHP kurtulmaz. CHP kurtulmadan muhalefet güçlenmez. Muhalefet güçlenmeden İktidar doğruyu bulamaz. İktidar doğruyu bulamadan, belimiz doğrulmaz. Bu da en başta belirttiğim Türkiye fotoğrafının ta kendisidir. Haydi kalın sağlıcakla.