Nelerden korkarsınız bilmiyorum. Aranızda ben “Allah’tan başka bir şeyden korkmam” diyenler vardır ya da en bi delikanlılar çıkacaktır “ben hiçbir şeyden korkmam” diyenler.

Ben korkuyorum arkadaş. İnsanlığın son 20-30 yılının kalma ihtimalinden, yarın ne olacağını bilmemekten korkuyorum. Yalnız ve güzel ülkemin dış güçler ya da iç güçler her neyse onlar tarafından oyuncak edilmesinden, dünün eskortlarının bugün psikolojik çıkarımlar yapmasından korkuyorum.

Ailemi geçindirememekten, şu an yaşadığım günlerin iyi günlerimiz olabileceğinden korkuyorum. Yakında açıklanacak asgari ücret ve emekli maaşı zam oranından, influencer’ların yükselişinden korkuyorum.

Yaşla birlikte artacak sağlık masrafından, ruh sağlığımın giderek kötüleşen sonundan korkuyorum. Aralığın ortasında memleketin çoğu yerine yağmur bile yağmamasından, tuhaf isimli rapçilerin yaptığı müzikten, korkuyorum.

Yapay zekanın gelişim hızından, siyasetçilerin artık bitmeyeceğine emin olduğum rant aşkından korkuyorum. Gelenin gideni aratmasından, pazara çıkmaktan, kasabın yanından geçmekten, marketteki kasiyerle göz göze gelmekten, Şamil Tayyar ve Metin Külünk’ün kolpa çıkışlarından korkuyorum.

Arabamın arıza ışığından, ellerini ovuşturarak kontrat dönemini bekleyen ev sahibinden korkuyorum. Çalan telefonlardan hep kötü haber almaktan, adıma açılacak sosyal medya ve banka hesaplarından, Sezgin Tanrıkulu ve Veli Ağbaba’nın siyasete devam edeceği gerçeğinden korkuyorum.

Sokaktaki hayvanlara, boşanmış kadınlara, zavallı annelere dair çıkacak haberlerden korkuyorum. Evlatların geleceğinden, yaşlılığımdan, çıkacak savaşlardan, sürekli artan kitap fiyatlarından, Şahan Gökbakar’ın bir film daha yapma, Şebnem Ferah’ın bir albüm daha yapmama ihtimalinden korkuyorum.

Dini çıkarına alet edenlerden, bilimi dünyanın sonu için kullananlardan, cehaletin mabadına yuva yaptığı insanlardan, hayırsever kisvesi altında tüm hayrı yandaşlarına yapan vakıflardan, Rasim Ozan Kütahyalı’yı herhangi bir TV kanalında daha görmekten, Cem Küçük’ün saçma aforizmalarından korkuyorum.

Pişmanlıklardan korkuyorum, iftiradan, güvensizlikten, kıskançlıktan, değersizlikten, yeni türeyen psikolojik rahatsızlardan, baş edilemeyen çocukluk travmalarından, kaybetmekten, bir daha yazamamaktan, geçmişin fetö’cülerinin şimdi muteber insan sayılmasından korkuyorum.

Sonra soruyorum kendime, muasır medeniyetlerdeki insanlar bunların hangilerinden korkuyor acaba diye. Nedense korkularımın %10’u bile onlarda yokmuş gibi geliyor. İyi de diyorum bu kadar korkunun bir memlekette toplanmasının bir sebebi olmalı. Arıyorum, tarıyorum bulamıyorum, 80 senedir bitmeyen korkularımız neden ola ki?

Bir cevap geliyor aklıma bu sefer de cezaevine girmekten korkuyorum. Haydi kalın sağlıcakla.