Öylesine yoğun bir gündem bombardımanı altındayız ki, asıl görmemiz gereken, geleceğimizi temelden etkileyecek olanları atlıyoruz. Bakın, bir süreden beri televizyon ve gazete haberlerinin ana değişmez haberleri içinde ilk sırayı akran zorbalığı ve çocuk çetelerine ilişkin olanlar alıyor. Gün geçmiyor ki, görünüm genç ama yaşı çocuk sınırında olan birileri cinayet, soygun ya da gasp olayına karışması.


Oysa bu çocuklar bizim geleceğimiz, tüm istikbalimiz bu çocukların elinde. Ama biz onları karıştıkları polisiye olaylarla anıyoruz. Okulda olması gereken çocuklarımız sokaklarda. Okullara emanet ettiğimiz çocuklar, sokak çetelerinin elinde, birçoğu da önü arkası düşünülmeden uygulamaya konan programlarla fabrikalarda, atölyelerde ya da esnafların yanında çırak.


Geçtiğimiz günlerde bu sütunlarda yazdık 1.5 milyon çocuğumuz kayıp. Her biri okul çağındaki bu çocuklarımız her gün ölüm tehlikesiyle karşı karşıyalar. Anneler, babalar çocuklarını okula gönderirken endişeliler, çıraklık eğitimine ama aslında çağdaş köleliğe gönderirken korkuyorlar, çocuğunu sokağa salmaya korkanları sayısı hiçte az değil.


Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada yayınlanan bir yazıda 0-11 yaş grubunda adli sisteme giren çocuk suç dosya sayısının 2024 yılında 665 bin 241’e ulaştığı belirtiliyordu. Her yıl bu yaş gurubunda 650 bin yeni suç dosyasının adli sisteme girdiğine dikkat çekiliyordu yazıda. Bunların içinde ilk sırayı kasten yaralama alıyor. 4 bin 515 çocuk failin, 3 bin 062 çocuğu mağdur ettiği ifade ediliyordu. Cinsel istismar suçları da azımsanacak gibi değil. 1.519 çocuk faile karşılık 1.350 çocuk mağdurun adli kayıt sistemine girdiğine işaret ediliyordu.


12-14 yaş grubundaki çocukların durumu ise tam bir trajedi. Bu yaş grubunda kasten yaralama suçu altında 16 bin 554 çocuk faile karşılık 13 bin 007 çocuk mağdur bulunduğu belirtiliyor. Tehdit yine ağırlık suçlar arasında yer alıyor. 3 bin 732 çocuk faile karşılık, yine 3 bin 083 tehdit mağduru çocuğun varlığından söz ediliyor. Cinsel suçlarda da 3 bin 219 çocuk faile karşılık 2 bin 911 çocuk mağdur var.
Yazıda türlerine göre çocuk suçlarına ilişkin şu verilere yer verilmiş.


Şiddet 140 bin ve yüzde 34.9 ile ilk sırada yer alıyor. Mala karşılık şiddet ve gasp 95 bin 982 ile ikinci sırada. Ağırlık oranı yüzde 23.8. Hürriyete karşı işlenen suçlar 66 bin 526 ve yüzde 16.5 ile üçüncü sırada. Şerefe karşı suç 54 bin 384, kamu sağlığına karşı suç 29 bin 402, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar 19 bin 354 ve özel hayata karşı işlenen suçlar 10 bin 596 şeklinde.


Bu verilerin tamamı 2024 yılına ait. Yani içinde bulunduğumuz yıla ilişkin ortada henüz bir rakam yok, ama görünen tablo da gösteriyor ki, bu yıl tüm bu suçlar en azından ikiye katlanmış durumda.


İşte çocuklarımızın içinde debelendikleri suç çukuru bu kadar vahim. Bunun sonu Allah vermesin ama, Güney Amerika ülkeleri örneğine doğru bir gidişi gösteriyor.
Biz ne ara bu hallere düştük diye dizlerinizi dövmeyin. Okul çağındaki çocuklar, açık öğrenim adı altında sokağa düşerse, ya da mesleki eğitim adı altında çağdışı koşullar altında çalışma hayatının içine sokulmak istenirse böyle bir sonuçla karşı karşıya kalmamamız elbette ki mümkün olmayacaktı. Nitekim, olan oldu ve düzeltilmesi yolunda ne acıdır ki olumlu bir adım da atılmıyor.


Özetle;


İçinde bulunduğumuz ekonomik zorluklar ve yoksulluk bu tabloyu ağırlaştırıyor. Aile içi şiddet, aile içi geçimsizlik ve fakirlik çocuklarımızı suç odaklarının hedefi haline getiriyor. Buna bir de devlet boşluğu ile ailelerdeki eğitimsizliği eklemek gerekiyor. Devlet, gerektiği durumda ve gerektiği şartlarda üzerine düşeni yerine getirmiyor. Vakıf ve dernekler adı altında eğitim dışı yapılanmalara adeta teslim edilen eğitim sistemimiz çocuklarımızı koruyamıyor.
Tüm bu olumsuz durum, çetelerin kendi düzenlerini kurmalarına yol açıyor. Dikkat ediniz, verdiğimiz rakamlar ve işlenen suçlar 14 yaş ve altı yaş guruplarına ilişkin. Buna bir de gençleri eklediğinizde nasıl bir beka sorunu ile karşı karşıya olduğumuzu bilmem anlatabildik mi?