Kurultayda delegelerin kararı ile Genel Başkanlık koltuğundan kaldırılıp emekli edilen Kılıçdaroğlu bir anda değişti, “piro maskesi” düştü, tam anlamı ile hırs küpü olmuş bir “kifayetsiz muhteris” tablosu çizmeye başlayıverdi.
O gün bu gün de bu tavrı değişmedi...
Çevresinden de muktedirlere yönelik olarak emre amade, kullanışlı bir aparat olmaya hazır olduklarına dair manyeller gönderilip duruyor.
Bu “MUTLAK BUTLAN” davasında takındığı tutum da işte tam bu hale paralel görünüyor!
Kılıçdaroğlu “istemem yan cebime koy” kurnazlığı ile delegenin kurultayda kaldırdığı Genel Başkanlık koltuğuna mahkeme kararı ile yeniden oturmaya çok hevesli görünüyor.
Aslında bu tartışmaları sona erdirmesi çok kolay!
Yapması gereken çıkıp: “Benim Genel Başkanlığımda yapılan kurultayımız her türlü şaibeden ari, tertemiz bir şekilde tamamlanmış ve Sayın Özgür Özel CHP’nin yeni Genel Başkanı olarak belirlenmiştir. Ben de her CHP’li gibi kurultayımızın bu kararına sonuna kadar saygılıyım ve yeni seçilen Genel Başkanımız Özgür Özel’i destekliyorum. Amma ve lakin iktidar hukuk oyunları ile CHP’ye saldırırken eğer bu kurultaya yönelik bir iptal kararı çıkar da ben yeniden Genel Başkan olarak partinin dümenine geçersem derhal olağanüstü bir kurultay toplayarak kararı CHP delegesine bırakacağım ve kurultaydan çıkacak her türlü karara her CHP’li gibi bende saygı duyup, uyacağım.” Dese bu mutlak butlan davası saçmalığı bir anda boşa düşecektir.
Bunu ben biliyorum da Kılıçdaroğlu bilmiyor mu?
Elbette biliyor amma ve lakin muktedirlerin oyuncağı olmak pahasına olsa da Genel Başkanlık koltuğuna yeniden oturmak için yanıp tutuşuyor.
Muktedirler de bu hırsı görüyor ve doğal olarak oyunu bunun üzerine kuruyorlar.
Bakın aslında bu mutlak butlan davası tırı vırı bir davadır!
Olmaz ama olur da mahkeme CHP’ye bir kayyum atasa bile kayyum CHP’yi en kısa sürede kurultaya götürür, kurultayda da yeni Genel Başkan seçilir!
Delegelerin iradesine elbette kimse ipotek koyamaz, özgür tercihini etkileyemez ama görünen köy kılavuz istemez demişler! Bu iklimde, bugünkü performansı ile Özgür Özel’in tekrar Genel Başkan olması çok ama çok büyük bir olasılıktır.
Peki, kayyum olarak mahkeme Kılıçdaroğlu’nu atarsa ne olur?
Kılıçdaroğlu CHP’yi kurultaya götürmemek için elinden gelen her şeyi yapar, ipe un serer.
Üstelik sadece bununla da kalmaz!
Kılıçdaroğlu kendini deviren ekibi partiden tasfiye etmek içinde elinden gelen her şeyi yapmaktan da kaçınmaz...
Sonuçta parti içi hizip kavgaları ile boğuşan CHP bu günkü muhalefet başarısını gösteremez ve gene mıy mıy, iktidarın belirlediği alanda top çeviren, terbiye edilmiş bir muhalefete dönüşür. Mücadele duraksayınca İmamoğlu başta olmak üzere muktedirler için siyasi birer tehdit olan herkes de mapus damlarında çürür.
En nihayetinde de Türkiye’de Putinizm tarzı bir siyasi rejim kurmaya heveslenen muktedirler MHP’den sonra CHP’yi de hükümleri altına almış olur.
İşte bende Kılıçdaroğlu’nun bunları yapacağı çok ama çok belli olduğu için Kılıçdaroğlu tehlikelidir diyorum
Unutanlar için hatırlatayım:
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli az kaldı koltuğu kaybediyor, Meral Akşener ve ekibi tarafından devriliyordu.
Tam bu noktada işe rufailer karışmış, kıyıdan köşeden bir mahkeme bulunmuş, bir karar çıkarılmış ve sonuçta MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli koltuğunu korumuştu...
Sonrasını biliyorsunuz AKP ve reyize demediğini bırakmayan Devlet Bahçeli bir anda en sadık bendesi oluvermişti...
Şimdi de aynı tezgah CHP için kurulmaya çalışılıyor...
Görünen o ki muktedirler Kılıçdaroğlu’nun minnetini kazanarak sadık bendeleri haline getirmeye azmetmiş bulunuyorlar ve Kılıçdaroğlu’da bu tezgahı bozmak için yapması gerekeni yapmıyor.
İşte tam bu noktada Özgür Özel liderliğindeki CHP yönetimi ve delegesi gereğini yapıyor, ön alıyor ve Kılıçdaroğlunun da işbirliği içinde olduğu bu kirli tezgahı bozmak için delegenin çağrısı ile 21 Eylül’de olağanüstü kurultayı topluyor...
Demedi demeyin; Kaybetmeye alışık Kılıçdaroğlu şimdiden bir kere daha kaybetmiş bulunuyor...