Vatandaşın ne halde olduğuna bakmak için içinde bulunduğumuz yılın ilk yarısındaki verilere bakmak yeterli olacak.
Kredi ve Kredi kartı borç durumu verilerine göre, ilk altı ayda 1 milyon 201 bin 388 vatandaşımız yasal takibe düşmüş. Borcunu ödeyemeyenlerin sayısı da 4 milyon 100 kişiye ulaşmış.
Vatandaşın borç yükü ne yazık ki günden güne artıyor. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi’nin son verilerine göre bireysel kredi veya kredi kartı borcunu ödeyemeyen ve borcu devam eden kişi sayısına bir de 1 milyon 774 bin batıkta olanları eklediğinizde durumun ne kadar vahim olduğunu daha iyi görüyoruz.
2025 yılı Ocak-Haziran ayları arasında takibe düşmüş kişi sayısı 1 milyon 201 bini aşarken, bu sayı geçen yılın aynı döneminde 890 bin olarak tespit edilmişti. Son verilere göre takibe düşen kişi sayısı bir yılda yüzde 35 artarken, tasfiye olunacak bireysel krediler de 211 milyar liraya yükseldi.
Sadece haziran ayındaki verilere baktığımızda nereden nereye geldiğimiz daha net görüyoruz. TBB’nin verilerine göre, Haziran 2025’te bankaların takipteki alacakları 427 milyar lira olarak kayıtlara geçmiş. Geçen yıl haziran ayında 211 milyar 869 milyon TL olan takipteki alacaklar, yüzde 101’lik artış göstermiş.
Aynı dönemde takipteki tüketici kredilerinin tutarı da yüzde 165 artarak 182 milyar 478 milyon liraya yükselmiş. Ödemesi geciken kredileri gösteren “tasfiye olunacak krediler” kaleme baktığımızda da toptan ve perakende ticaret sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin ilk sıralarda yer aldığını görüyoruz. Bu sektördeki tasfiye olunacak kredilerin tutarı 68 milyar lira. İkinci sırada ise 64 milyar lira ile inşaat sektörü yer alıyor.
Dikkat edilirse, sıkıntı sadece vatandaşlar düzeyinde kalmıyor. Sektörler de sıkıntılı süreç geçiriyor. İşin acı yanı, okulların açılacağı bu günlerde sıkıntı içinde olan vatandaşlar ikinci bir darboğaza daha girecekler. Neresinden bakarsanız bakın. Okula başlamanın masrafı asgari 15 bin liradan başlıyor ve katlamalı olarak 30-40 bin lira kadar uzuyor.
Okul öncesi masraflara, okullar açıldıktan sonra tüm yıl boyunca sürecek olan diğer masraflar eklenecek. Beslenme çantalarının bu yılda boş olacağı bugünden belli olmuş durumda. Çocuklara bir öğün, sağlıklı bir beslenme sunma becerisini gösteremeyen Milli Eğitim Bakanlığı, yine bildiğimiz minval üzerinden açıklamalarına devam ediyor.
Okul çağında, birkaç çocuğu olanların feveranlarını her akşam televizyon ekranlarından içimiz acıyarak seyrediyoruz. Bu konuda, yerel yönetimlerin çabaları da görmezden geliniyor ve kabul görmüyor. Oysa, yerel yönetimler bu çocuklarımıza en basit haliyle, bir sandviç, bir süt, bir elma, bir pet şişe içme suyu koyabilirler. Ancak, diğer girişimler gibi bu çabalarda sonuçsuz kalıyor.
Bankalara olan borçların, borçların getirdiği faiz yükünün boyutlarını yazımızın girişinde sizlerle paylaştık. Hemen hemen her geldiğimiz noktayı, sizlerle paylaşıyoruz. Durum, yapılan açıklamaların aksin her geçen ay biraz daha olumsuz bir tablo çiziyor. Asgari ücretliler, memurlar, emekliler ve günü birlik yaşayan tüm dar gelirliler gelecek günlere olumlu gözlerle bakmıyorlar.
Özetle; Sizlerde çevrenizde yaşananları objektif gözlerle inceleyin. Yüzleri gülmeyen, her an patlamaya hazır binlerce insan göreceksiniz. Geçtiğimiz günlerde, ülkemizde kullanılan antidepresan ilaç sayısında geldiğimiz son noktayı sizlerle paylaşmıştım. Gerçekten, toplumun sinir katsayısı tepe noktasına ulaşmış durumda. Buna yaşananların cezası kalması eklenince, ne sokakta güvence altındayız, ne trafikte ne de çarşıda-pazarda.
Vatandaşlar yapılan anket çalımlarında da “yaşadıkların sorunları” sıralamaları istendiğinde ilk sırayı ekonominin ve geçim derdinin alması bir rastlantı olabilir mi? Vatandaş yaşanan siyasi gelişmeleri, dış sorunları, pek çok konu başlığından sonraya yerleştiriyor.
İstihdam, işsizlik, kira sorunu, eğitim çağındaki çocukların sorunları, hukuk gibi temel sorunlar, “çözüm sürecinden”, “çözüm sürecinin tartışıldığı komisyonun çalışmalarından” önceye aldığını görüyoruz. Terörsüz Türkiye başlığı altında geldiğimiz “süreç” ne yazık ki, vatandaş nezdinde “demokrasi”, “adalet” gibi temel değerlerin altında yer alıyor. Yani; Vatandaşın gündemi ile bugün siyasilerin tartıştığı gündem arasında adeta bir uçurum bulunuyor.