Fotoğraf: Ali Boray Başçı (Yazıdaki diğer iki fotoğraf da kendisine aittir)

“Her şeyin en korkuncu terördür.”

William Rounseville Alger

Metin Yurdanur, heykeltıraş.

Memleketin yetiştirdiği değerli sanatçılarımızdan.

Atölyesinde, heykelleri, özellikle son anıtı, 10 Ekim, Annelerin Çığlığı Anıtı üzerine sohbet ettik. 

10 Ekim 2015

Terör! Türü, boyutu, nerede, nasıl olduğunun bir farkı yok, her anlamda kötü. 

Tarihi Ankara Garı önündeki alan ‘Barış’ amacıyla miting yapmak isteyenlerce doluydu. Kalabalığın içinde bir bomba patladı. 3 saniye içinde ikincisi…

Büyük acı… 109 kişi hayatını kaybetti, patlamalar Cumhuriyet tarihinin en ölümcül intihar saldırısı olarak tarihe yazıldı.

Patlamaların olduğu yerde Yurdanur’un Ankara’daki ilk heykellerinden biri, Miras heykeli bulunuyor. Heykel, Anadolu mitolojisinde Kimara’ya (çift başlı, aslan gövdeli, yılan kuyruklu ve ağızdan alevler saçan) ters binmiş Nasrettin Hoca’dır. 

Patlama sonrası Yurdanur’u bir tanıdığı aramış ve sanatçıyı allak bullak eden bir cümle kurmuş.

“Nasrettin Hoca’nın yüzü kan ve et parçalarıyla kaplanmıştı.”

Yurdanur, bir süre kendine gelemediğini söyledi…

10 Ekim 2025

Cumhuriyet tarihinin en ölümcül intihar saldırısının, katliamın 10. yılı.

Aileler, kaybedilenlerin anısına bir anıt yapılması isterler, Ankara Büyükşehir Belediyesi bunun üzerine Yurdanur’a baş vurur.

Ankara’ya ve yurdun dört yanına onca anıt diken Yurdanur için bu anıtın ayrı bir anlamı olduğunu ve anıt yapması teklif edildiğinde ne kadar heyecan duyduğunu tahmin bile edemiyorum. Kabul etmek için tereddüt etmemiş ama bir sanatçı olarak üstlendiği görevin ağırlığının da farkındaymış. Telif ücreti almadığını da belirtmede yarar var

Anıtı yaptı. Katliamın tanığı Miras’ın hemen yanına…

Açılışta yaşanmaması gereken bir durum yaşandı, aileler ‘misafir olarak davet edildiklerini’ açıklayıp katılmadılar, Yurdanur da katılmadı.

10 Ekim, Annelerin Çığlığı Anıtı 

Bir anne ve kucağında kaybettiği yavrusu var anıtın orta yerinde. Annenin başı arkaya düşmüş, feryat ediyor, yavrusu kollarında ama cansız, başı diğer yönde aşağı düşmüş, kolları aşağı sarkmış.... Yurdanur, haberlerde sayıyla verilip geçen acıların hiç dinmediği yüreklerin sahibi anaları vurgulamak istemiş.

Yurdanur, anaların dinmeyen gözyaşlarını koymuş anıta. Fonu oluşturan öğede ve ana figür çevresinde, anıtın bütününde.

Anıtın tepe noktasından aşağıya inen kanallardan su akıyor. Gözyaşları sel olmuş… Arkasında hayatını kaybedenlerin isimleri yazılı…

Ana ve yavrusu etrafında halkalar var, akan suyun dolduracağı. Yurdanur, analarının gözyaşlarının, feryatlarının, halka halka yayılmasını istemiş, tüm yurda, dünyaya ve evrene. Bir daha böylesi acılar yaşanmasın diye.

Anıtı sanatçının kendisinden dinlemek isterseniz, bir bağlantı vereyim.

https://www.youtube.com/watch?v=F_wEuivqPpI

Yurdanur anıt kendisinden istendiğinde çok düşünmüş. İstemiş ki anıt, felaketin yaşattığı acıyı en iyi biçimde anlatsın….

Yurdanur’un atölyesi eserleriyle doludur. Duayen ve üretken bir heykeltıraşın atölyesi olduğu daha uzaktan anlaşılır. Memleketi Sivrihisar’da yaptığı Açıkhava Müzesi’nde heykelleri de onun büyüklüğünün başka bir örneğidir zaten.

Atölyesinde kendi eserleri dışında bir tane de resim asılıdır. Atölyenin ortasında ve yüksek tavana yakın bir yerde. Pablo Picasso’nun Guernica’sıdır o tablo. Bu satırlarda tabloyu anlatmayacağım ama bir detayı vurgulamadan geçmeyeceğim. Yurdanur’a,10 Ekim, Annelerin Çığlığı Anıtı’nın ne zaman sorsam, hiç değinmediği bir detayı...

Picasso, Guernica'da, acı çeken insanlar ve hayvanlar ile kaos içindeki yıkılmış binaları betimlemiştir. Tabloda kucağındaki yavrusu için ağıt yakan, feryat eden bir kadın vardır.

Picasso’ya boğa ve at sorulmuş,

"Bu boğa bir boğadır ve bu at bir attır.” diye yanıtlamış!

Üstünde durduğumuz detay sorulsaydı,
“Bu bir anadır, kucağındaki kaybettiği yavrusudur.” diye açıklayacağına eminim.

Anlayacağınız, Yurdanur, yıllardır atölyesinde asılı duran ve dünyada barışın simgesi olan tablodan çarpıcı bir detayı, Ankara’ya bir anıtla taşımış. 

Birkaç kez anıt üzerinde konuşmamıza rağmen bu detaydan söz etmeyişini de ‘kendi bulsun!’ diye sakladığını düşünmeden edemedim! 

Çok yaşa Metin Ağabey!

Yüreğine, emeklerine sağlık.

Son bir not

Yazıdaki anıtın fotoğraflarını çeken Dr. Ali Boray Bey’e yazıyı, yayın öncesi göndermiştim. 

Okudu ve terörün nerelere uzanabileceğinin çarpıcı bir örneği olan bir cümle yazdı ki paylaşmasam olmazdı.

“Babam sabah rahatsızlanmasa idi bu mitingde olacaktı...”

Kaynaklar

* Heykeltraş Metin Yurdanur ile söyleşi, 20 Aralık 2024.

* ‘10 Ekim, Annelerin Çığlığı Anıtı’ fotoğrafları: Ali Boray Başçı

* ‘Yurdanur’un Kimera’yla başlayan Ankara serüveni’, Necati Yalçın, 

www.hurriyet.com.tr/yazarlar/necati-yalcin/yurdanurun-kimerayla-baslayan-ankara-seruveni-40350715

* ‘10 Ekim Anıtı’nı CHP açtı, 10 Ekim Barış Derneği ve heykeltıraş Yurdanur açılışa katılmadı’, Mahir Bağış, medyascope.tv/2024/10/09/10-ekim-anitini-chp-acti-10-ekim-baris-dernegi-ve-heykeltiras-yurdanur-acilisa-katilmadi/

* ‘Guernica (tablo)’, tr.wikipedia.org/wiki/Guernica_(tablo)

* ‘The most terrible of all things is terror.’, picturequotes.com/the-most-terrible-of-all-things-is-terror-quote-373067

* ‘Metin Yurdanur, 10 Ekim, Annelerin Çığlığı Anıtı'nı anlatıyor’, https://www.youtube.com/watch?v=F_wEuivqPpI