Kim ne derse desin bu ülke seçmeninin kararı daima merkez sağ siyasetten yana olmuştur. Sadece bir kere, o da kanlı 1 Mayıs`ın hemen ardından, Ecevit büyük ivme yakalamış, sol cenahın en büyük oy oranına ulaşmıştı. O travmanın ardından bile, ülke seçmeni Ecevit`e, sadece %41.38 oranında oy vermişti.

Ecevit, birinci parti olmasına rağmen tek başına iktidara gelememiş, Güneş Motel olayı yaşanmış, İkinci Milliyetçi Cephe Hükümetine giden süreç başlamış, çok değil 3 sene sonra da 12 Eylül darbesi gerçekleşmişti. Sol cenahın aldığı en çok oyu alan o Ecevit, CHP`nin içinde “Ortanın Solu” hareketinin başıydı. Yani CHP, kendisini uçlarda olan sol bir parti olarak lanse etmiyordu.

Biraz daha geriye gidersek 1965 seçimlerinde Mehmet Ali Aybar önderliğindeki Türkiye İşçi Partisi (TİP), meclise 14 milletvekili sokabilmişti. Yani Ecevit`in çok daha solunda olan TİP ve dolayısıyla daha radikal sol, bu ülkede en çok 14 milletvekiliyle temsil edilebilmişti. Geçtiğimiz seçimlerde sosyal medyanın büyük rüzgârını arkasına alan bugünün Türkiye İşçi Partisi, milletvekili sayısını arttıramayarak yine 4 milletvekilinde kaldı.

Bu ülkenin kaderini tek başına tayin edebilmek şu ana kadar bir sol partiye nasip olmadı. “Cumhuriyeti kuran parti CHP, sen ne diyorsun kardeşim?” diyenler çıkacaktır elbette, ancak Büyük Önder Gazi Mustafa Atatürk için, bugün anladığımız anlamda tamamen sol görüşlere sahipti diyebilmek pek de mümkün değildir.

“Yeni CHP” denen oluşum, işte bu yüzden kendini daha merkeze atmaya çabalıyor, muhafazakârlarla dirsek temasını kesmiyor, sağ cenahın da hoşuna gidecek adaylar ve politikalarla da yola devam etmeyi deniyor. Bir açıdan bakıldığında, her daim iktidar olmak için kurulan bir partinin, her kesimden oy almaya çabalaması mantıklı, ancak gözden kaçırılan şey, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarının, karşıtlarının, demode kaldığını savunanların asla CHP ve temsil ettiği zihniyete oy vermeyeceğidir. Çünkü herkes bilir ki, bu ülkede güç her daim sağ cenahın ya da sağ görüşlülerin elindedir.

Olaya bu pencereden baktığımızda da İYİ Parti ve CHP arasındaki “işbirliğinin” gerçekleşmeyecek olması, CHP için sıkıntı yaratacaktır ancak şunu unutmayalım ki, İYİ Partinin tabanında pek çok isim, yine yerel seçimlerde güçlü olan CHP adaylarına oy verecektir.

Tabandaki “işbirliği” ne kadar olur bilmem ama geçen yerel seçimlerde muhalefetin yakaladığı rüzgârın, bu seçimde yeteceğini düşünmüyorum. Elbette partilerin göstereceği adaylar henüz netleşmedi, sonuçta yerel seçim, partiler kadar adayların da oy aldığı bir seçimdir, dolayısıyla işleri kolaylaşabilir ancak şimdiden şunu söylemek mümkündür ki; devlet desteği ve gücünü arkasına alan Cumhur İttifakına karşı, kazanılan yerleri korumak ve üzerine yeni belediyeler eklemek gün geçtikçe zorlaşmaktadır.