Gelir eşitsizliği ve yoksulluk, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çözüm bekleyen önemli sorunlar arasında yer almaktadır. Pandemi döneminde gelir eşitsizliği Türkiye genelinde daha da arttı. Ekonominin kalbi İstanbul gelir eşitsizliğinin de başkenti konumunda.

Bir ülkede paylaşımın ne kadar âdil olduğunu ortaya koyan en önemli göstergeler; gelir dağılımı ve yoksulluk verileridir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK),2020 yılına ilişkin Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması sonuçlarını açıkladı. Türkiye’de en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay, geçen yıl bir önceki yıla göre 1,2 puan artışla yüzde 47,5’e yükselirken, en düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun aldığı pay 0.3 puan azalarak yüzde 5.9’a geriledi. Toplumun en zengin yüzde 20’sinin gelirinin, en yoksul yüzde 20’sinin gelirine oranı 7.4’den 8’e yükseldi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2020 Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması sonuçları, Türkiye’de ‘ciddi maddi yoksunluk çeken mutlak yoksulların’ oranının 2020 yılında 1.1 puan artarak yüzde 27.4’e çıktığını gösterdi. Mutlak yoksulluk yaşayan kesimler genişlerken, yoksulluk yaygınlaşıyor ve ülke nüfusunun yaklaşık üçte biri aşırı yoksulluk koşullarında yaşamını sürdürüyor. Veriler, Türkiye’de 27.6 milyon kişinin mutlak yoksulluk çektiğini gösteriyor. 2018 yılından bu yana mutlak yoksunluk çekenlerin nüfus içindeki oranı yüzde 26.5’tan yüzde 27.4’e yükseldi. Nüfusun yüzde 13.7’lik kesimi sürekli kronik yoksulluk içinde yaşıyor.

Gelir dağılımını etkileyen en önemli faktörlerden bir tanesi de işsizliktir. Yaşanan ekonomik kriz nedeniyle işsizlik çığ gibi büyümeye devam ediyor. Son bir yılda işsizlik ve yoksulluk rekor seviyelere çıktı. Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü’nün verileri kayıtlı işsizlerin sayısının son bir yılda yüzde 51 oranında arttığını gösteriyor. Bu verilere göre kayıtlı işsiz sayısı bu yılın Nisan ayı sonu itibariyle 721bin 285 olarak gerçekleşti. İşsiz sayısında, Nisan 2000’deki 477 bin 757’lik düzeyine göre yüzde 51’lık artış oldu. Bir gelir elde edemedikleri için işsiz kalan kişiler haliyle toplumun en yoksul kesimini oluşturuyorlar.

Koronavirüs salgını nedeniyle ekonomik kriz icra dairelerindeki dosyaların da çoğalmasına neden oldu. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP)’ın verilerine göre bu yıl Ocak ayından 21 Mayıs’a kadar icra dairelerinde toplam 2 milyon 852 yeni dosya açılmış durumda.

Türkiye’de her dört kişiden birinin icralık olduğunu belirten İYİ Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş son bir yıl içinde 2.3 milyon kişinin borçlular kervanına katıldığını söyleyerek şunları kaydediyor “Ülkeyi katar katar sattıkları Katar’ın nüfusu kadar vatandaş, son bir senede borçlandı. Vatandaşın bankalara olan borcu 2002’de 6.3 milyar lira iken Mart sonu itibariyle 899 milyar liraya yükselerek 143 kat arttı. Kredi kartı borçlusu 28 milyon 2009 bin kişi, ödenmeyen kredi kartı borcu ise 154.4 milyar liraya ulaştı”

İşsizlik ve yoksulluk asla insanların kaderi olmamalıdır. Bu sorunlara çözüm üretmek ülkeyi yönetenlerin en büyük asli görevidir.