Birkaç gün önce Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’nun Ar-Ge birimi KAMU-AR’ın, hesapladığı açlık-yoksulluk sınırı araştırmasının Ekim 2022 sonuçlarını...

Birkaç gün önce Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’nun Ar-Ge birimi KAMU-AR’ın, hesapladığı açlık-yoksulluk sınırı araştırmasının Ekim 2022 sonuçlarını sizinle paylaşmış ve sonuçları yorumlamıştım.

Türk -İş’in açlık yoksulluk sınırı hesaplamalarını merakla bekliyordum, onlarda hesaplamalarını kamuoyu ile paylaştılar.

Türk-İş tarafından açıklanan hesaplamalar şöyle:

  • AÇLIK SINIRI 7.425 TL OLARAK HESAPLANDI
  • AÇLIK SINIRIASGARİ ÜCRETİN 1.925 TL ÜZERİNDE OLDU!
  • DÖRT KİŞİLİK AİLENİN YAPMASI GEREKEN TOPLAM HARCAMA YANİ YOKSULLUK SINIRI 24.185 TL OLARAK HESAPLANDI!
  • MUTFAK ENFLASYONU AYLIK YÜZDE 2,48 ORANINDA ARTTI.
  • MUTFAK ENFLASYONU SON ON İKİ AYDA YÜZDE 134,77 ORANINDA ARTTI.
  • BEKÂR BİR ÇALIŞANIN AYLIK YAŞAMA MALİYETİ 9.705 TL’ YE ULAŞTI!

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’nun Ar-Ge birimi KAMU-AR’ın, hesapladığı açlık- sınırının Ekimde 8 bin 223 lira veyoksulluk sınırı da 24 bin 513 lira olduğunu anımsatmak isterim.

Her iki hesaplamanın da biri birine bu kadar yakın olması elbette bir tesadüf değil ülkemizde yaşanan bir gerçekliğin ifadesidir.

Türk -İş’in bu verileri “HAYAT PAHALILIĞI BİR KASIRGA GİBİ AİLE BÜTÇESİNİ YIKIP GEÇİYOR!” cümlesi ile ifade edilmiş bulunuyor.

Türk –İş tarafından yapılan açıklamada; “Türkiye’de yaşanan enflasyon, resmi rakamların ötesinde halkın ihtiyaçları için yaptığı harcamalarda hissedilen ölçüde etkili oluyor. 2022 Ekim ve Kasım aylarında da, yıllık bazda resmi tüketici fiyatlarında (TÜFE) artışın devam etmesi bekleniyor. Ancak baz etkisi nedeniyle- Aralık ayında yıllık enflasyonun düşeceği öngörülüyor. Ekonomide bir durgunluk söz konusu olmazsa TÜFE, Aralık sonrasında da aylık olarak artmaya devam edecek.

Enflasyonun yıllık bazda gerilemesinin fiyatlarda gerileme anlamına gelmediği Aralık ayından sonra daha belirgin olacak. Çünkü çok iyi biliniyor ki; yıllık enflasyon oranındaki düşme fiyatların gerilemesi değil artış hızının düşmesidir.

Hayat pahalılığı, fiyatların gelirle ilişkisini gösterir; enflasyonun gelir artışından hızlı olmasıdır. Ücretli çalışanlar için hayat pahalılığı artarak devam edecek gibi gözükmektedir. Özellikle maaş, ücret, yevmiye gibi sabit gelirli hanelerin gelirlerinin enflasyon kadar artmaması veya gecikerek artması nedeniyle alım güçleri hızla düşmektedir.” Deniliyor.

Bu hesaplamalar aslında ülkemizde çalışanların geçim durumları ile ilgili çok önemli veriler içermektedir, ülkemizde son derecede yaygın ve derin bir işsizlik olması biryana işi olanlarında hayat pahalılığı karşısında ezildikleri, gelirlerinin enflasyon karşısında hızla eridiği açık ve net olarak ortaya çıkmıştır!

Çalışanlarımızı hayat pahalılığından korumak için:

  1. Asgari ücret en az 12 bin liraya yükseltilmelidir. Bu rakam açlık sınırının üstünde ama yoksulluk sınırının yarısı kadardır. Bir ailede iki kişi çalışıyorsa o aile yoksulluk sınırı seviyesine çıkabilecektir. Aynı zamanda bu seviye AKP iktidarı öncesindeki 12 gram altın satın alma gücü seviyesine de yakın olacaktır.
  2. Enflasyon devam ettiği müddetçe asgari ücret ve sair maaş güncellemeleri otomatiğe bağlanmalı ve aylık enflasyon artışı kadar maaşlar artmalıdır.
  3. Elbette hepsinden önemlisi de TÜİK işini doğru yapmalı ülkede yaşanan enflasyon herhangi bir tartışmaya yol açmayacak şekilde doğru olarak ölçülmelidir.

Demedi demeyin; bu dediklerim yapılmazsa hayat pahalılığının ezici etkisi devam edecek, ortalığı kasıp kavuracaktır.