Eğilmez yazısında,

"Satranç ya da tavla gibi iki kişilik oyunlarda bir kazanan varsa mutlaka bir de kaybeden vardır. Poker gibi ikiden çok kişinin oynadığı oyunlarda kazanan sayısı artmaz, kaybeden sayısı artar. Futbol, basketbol, voleybol gibi oyunlarda çok kişi kazanmış gibi görünse de gerçekte bir takım kazanır bir takım kaybeder. Herkesin kaybettiği bir oyun yoktur. Ancak bilgisayara karşı oynanıp da kaybedilen oyunlarda oyuncular kaybeder ve bilgisayar kazanmış olur.

Operasyonlar 6 zanlı yakalandı Operasyonlar 6 zanlı yakalandı

Ekonomide, farklı sonuçlar söz konusu olabilir. Örneğin fiyatlarda indirim yapan bir satıcı indirim sonrası çok daha fazla mal satarak her bir maldan daha az ama toplamda daha büyük kazanç elde ederken tüketiciler de zihinlerinde oluşan fiyattan daha ucuza aldıkları için kazançlı çıkabilirler (tüketici rantı.) Böylece herkes kazanmış olur. Ya da fiyatlarını astronomik bir şekilde artıran bir satıcı, sattığı maldan çok kazansa da toplam satışları düşeceği için eskiye göre daha az toplam kazanç elde eder. Bu malları alan tüketiciler de eskiye göre çok daha fazla para ödeyecekleri için onlar da kaybeder. Bu durumda herkes kaybetmiş olur. Soğuk savaş, ABD ve Sovyetler Birliği’nin nükleer güce sahip olmaları nedeniyle iki tarafı da gerçek bir savaşa girmekten alıkoyan bir ortamdı. Taraflardan birisi nükleer güç kullansa öteki de kullanacak ve yalnız ikisi değil bütün dünya kaybedecekti. İki tarafın da kazançlı çıkmasını sağlayan şey tuhaf biçimde nükleer güç sahipliğiydi ve iki taraf da bu gücün kullanılmasının dünyanın sonunu getireceğinin bilincindeydi.

Ticaret savaşları taraflardan birisinin ya da iki tarafın birden ithalatı engelleme gücünü kullanmasına dayanıyor. Bu engellemenin en nazik şekli kur savaşları yoluyla en sert biçimi de gümrük vergileri ve kotalar yoluyla yapılanıdır. Kur savaşları bir süredir yürütülüyordu. Şimdi Trump’ın başlattığı gümrük vergilerine dayalı ticaret savaşları dönemine girmiş bulunuyoruz. Bu savaş, yalnızca ABD ve Çin arasında olsa kazanan bir ülke kaybeden bir ülke olacak ya da ikisi de kaybedecekti. Ne var ki Trump'ın aldığı ithalat kısıtlayıcı önlemler yalnızca Çin'e değil bütün dünyaya karşı oldu. Şimdilik misilleme yapan yalnızca Çin, ama başta AB olmak üzere diğer ülkelerin bazıları da misilleme yapmaya hazırlanıyor.

Üretimin, dünyanın her yerinden çeşitli bileşenlerin bir araya getirilerek yapıldığı bir dünyada ticaret savaşlarının kazananı olmaz. ABD markaları içinde dünyaca en tanınmış markalardan birisi olan Iphone’u örnek olarak alalım. Iphone’da yer alan parçaları üreten çok sayıda ülkede çok sayıda şirket var. ABD’li Apple şirketi, Iphone’un tasarımını, yazılımını ve bazı parçalarını üretiyor, gerisini aralarında Almanya, Güney Kore, Çin, Japonya, İsviçre, Tayvan’ın da yer aldığı başka ülkelerdeki şirketlere yaptırıyor. Bu kadar farklı ülkede farklı şirketlerin ürettiği parçalar Çin, Tayland, Malezya, Çek Cumhuriyeti, Güney Kore, Singapur, Filipinler gibi ülkelerdeki Iphone üretim birimlerinde bir araya getirilerek telefonlar üretiliyor. En büyük üretim Çin’de yapılıyor. Bu kadar farklı yerde üretim ve montaj yapılmasının ekonomik nedeni o parçaların en ucuza oralarda yapılabilmesi.

Böylesine küreselleşmiş bir üretim yapısı varken gümrük vergilerini artırdığınızda ürünün fiyatı da artacak demektir. Trump’ın gümrük vergileri getirerek yapmak istediği şey dünyanın her tarafına dağılmış bulunan bu üretimi ABD’de toplamak. Gümrük tarifeleri bu ürünlerin çok daha pahalıya mal olmasına yol açacak, böylece parçaları üreten ülkelerin düşük ücret avantajı kaybolacak ve bunları ABD’de üretmek ekonomik hale gelecek. Parçalar ABD’de üretilir hale gelince ABD hem daha fazla istihdam yaratacak hem de daha fazla katma değer içeride kalmış olacak. Oysa böyle bir şey gerçekleşirse Iphone, tüm parçaları ABD’de daha pahalıya üretilen ve dolayısıyla daha pahalıya üretilen ve satılan bir ürün olacak. Çünkü ABD, gerek işçilik ücretleri gerekse üretim girdilerinin fiyatları açısından Uzakdoğu ülkeleriyle karşılaştırılamayacak kadar pahalı bir ülke. Trump’ın bu hayali gerçekleşirse Iphone çok daha pahalıya üretilir hale geleceği için satış fiyatı da katlanacak. Bu kez daha düşük fiyatlı rakip cep telefonları piyasayı ele geçirecek ve Iphone’un satışları düşecek. Rakip cep telefonları da talep arttıkça kalitelerini ve fiyatlarını yükseltecekler. Iphone gibi pek çok örnek verebiliriz. Yalnızca ABD’nin üretimi değil başka ülkelerin çeşitli mallar üretiminde de benzer durumlar olduğu için onlar da gümrük vergilerinden olumsuz etkilenerek fiyatlarını artıracaklar. Sonuçta mal piyasalarında geçerli fiyat dengeleri çok daha yüksek düzeylere taşınacak üretici de tüketici de kaybedecek.

Daha yüksek refah için küreselleşme sloganıyla çıkılan yolda tam tersi bir aşamaya gelmiş durumdayız." ifadelerine yer verdi.

Editör: Uğurcan Bayrakdar