2026 yılı asgari ücret belirleme süreci yaklaşırken, ekonomist Derya Tüzen, hem makroekonomik görünümü hem de son iki yılda derinleşen alım gücü kaybını değerlendirdi.

Whatsapp Görsel 2025 12 02 Saat 13.20.21 4C618A67

Borsa Günü Yükselişle Bitti
Borsa Günü Yükselişle Bitti
İçeriği Görüntüle

Sonsöz Gazetesi’nden Goncagül Konaş'ın haberine göre; Bütçe görüşmeleriyle eş zamanlı yürütülen Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantılarının milyonlarca çalışan için hayati önem taşıdığını vurgulayan Tüzen, “Hükümetin asli görevi bütçeyi onaylatmaktır; bütçe onaylanmazsa hükümet düşer. Asgari ücret pazarlığı da bu sürecin en kritik sosyal eşiklerinden biridir.” dedi.

“SON İKİ YILDA ASGARİ ÜCRETLİNİN ALIM GÜCÜ ÜÇTE BİR ORANINDA ERİDİ”

Asgari ücretin hem haneler için temel gelir, hem de işveren ve devlet tarafı için önemli bir maliyet kalemi olduğuna dikkat çeken Tüzen, enflasyon verilerindeki metodolojik sorunların sabit gelirliyi giderek yoksullaştırdığını belirterek, “Son iki yılda asgari ücretlinin alım gücü üçte bir oranında eridi” uyarısında bulundu. Ekonomik veriler ve işveren maliyetlerini içeren üç farklı senaryo ortaya koyan Tüzen, 2026 için “en gerçekçi aralığın 26–29 bin TL.” olduğunu ifade etti.

“ASGARİ ÜCRET HEM HANE GELİRİ HEM DEVLET İÇİN MALİYET KALEMİ”

Tüzen, asgari ücretin ekonomideki iki yönlü yapısına dikkat çekerek, “Asgari ücret, hane halkının emek karşılığı kazandığı gelir iken… aynı ücret işletme ve devlet için üretim faktörlerine ödenen bir maliyet kalemidir.” dedi.
Devlet bütçesinde önemli bir yer tutan transfer harcamalarının da asgari ücret düzeyine bağlı olduğunu belirten Tüzen, “Emeklilere ve dezavantajlı gruplara ödenen paralar da yine devlet bütçesinde ciddi bir maliyet kalemi olan transfer harcamalarıdır ve bu miktarlar asgari ücret miktarına bağlı artış gösterir.” diye konuştu.

Haberin daha geniş ve detaylı halini Sonsöz Gazetesi’nde okuyabilirsiniz.

Muhabir: Haber Merkezi