Günlerce İstanbul depremi için yarın olacakmış gibi önlem alın diye yazdım. Depreme dayanıklı evler yapılancaya kadar, evdeki eşyalarınızı sabitleyin. Deprem çantasını belirli aralıklarla kontrol edin. Her odada masa, koltuk gibi yıkılan binalarda çöken çatıları yukarda tutacak sağlam eşyalar kullanın. En az bir hafta yetecek kadar su, ton balık gibi kutu birkaç konserve çantaya koyun. Kurtarma ekiplerinin size ulaşıncaya kadar 10 gün çok az bir şeyler yiyip içip beklemekle hayatta kalınabilir. Fakat bunları aynen uygulayan insanların, yüzde on olduğunu yaptığım araştırmalarda gördüm. 100 kişiye sordum, depremde yapılması gerekenleri duymadığını bilmediğini gördüm. İsmail Küçükkaya ve Fatih Portakal' a rica ediyorum. Her hafta bir günde de olsa depremi hatırlatırlarsa, binlerce insanı kurtarırlar. Sanırım devletinde müteahhitlere, destek yapıp dönüşümü hızlandırırsa hasar ve can kaybı az olur diye düşünüyorum. Sanayi kuruluşlarının deprem önlemleri almalarını, depremde ayakta kalanların yapacakları yardımların planlanması konusunda eğitilmesi konularını, devlet denetlemeli eksikleri tamamlatmaları insan zayiatını azaltacaktır.

Devlet Türkiye'nin neresinde deprem olursa olsun, zaten fay hatları belli insanların deprem önlemleri almaları konusunda kanun çıkartarak önlem almalarını mecbur tutması, olası bir depremde insan zayiatını azaltır diye düşünüyorum. Allah bizleri korusun deprem hiç olmasın duaları fayda etmiyor. Deprem olacağı gün oluyor onun için teknoloji ne diyorsa onu yapmalıdır.

Silah sanayi o kadar geliştirildi ki çelik kubbe hiçbir işe yaramaz. Bütün paramızı 50 cm kalınlığında, çelik kubbeyle harcasak fayda etmez. Çünkü bugün 1- 5 mt kalınlığında betonu delen mermi yapılıyor. Tankları saniyede delen mermiler var. Onun için kendimizi kandırmayalım. Çelik kubbe gibi hayal korunma önlemleri yerine barış içinde adam gibi yaşamamız için önlemler almalı. Bütün parayı bunun için harca malıyız.

Emekli maaşı, asgari şu kadar olması yerine en fazla alanla, en az alan arasında yüzde yüzden fazla fark olamaz.hatta anayasa değişikliği konuşuluyor. işte size madde bunu koyun oyumuzu alın. Bir hafta arayla süper lig maçları başlıyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün söylediği gibi sporcuların zeki, çevik ahlakı ve  yalan yere sakat numarası yapmamalarını zaman hırsızlığı yapmamalarını hakeme itiraz etmemelerini kazananı tebrik etmelerini görmek istiyoruz. İşte o zaman spor konusunda, muasır medeniyetler seviyesine ulaşmış oluruz. Dünyanın taktirini kazanırız.