Yazının birinci bölümünde de belirttiğim gibi, doğayı ve insanları fotoğraf makinesi netliğinde anlatmıştır. Onun röportajlarını okuyanlar,...
Yazının birinci bölümünde de belirttiğim gibi, doğayı ve insanları fotoğraf makinesi netliğinde anlatmıştır. Onun röportajlarını okuyanlar, anlattığı doğayı ve kişiyi gözlerinin önüne getirmekte zorlanmamışlardır. Örneğin ‘’Akşamüstleri Tünelden Taksime doğru sol kaldırımdan yürürseniz, gözünüze dalgın, siyah gözlüklü, yüzü kederli ama müthiş kederli , yüzündeki keder besbellidir, elde tutulacak gibi, yüzde donup kalmıştır, pantolonu ütüsüz, ağarmış saçları kabarmış bir adam çarpar. Bu adamın, bu Beyoğlu kalabalığı içinde bir hali vardır ki, (daha doğrusu her hali) size bu koskocaman şehirde yalnız, yapayalnız olduğunu söyler. Bu neden böyledir ? Orasını kimse de bilemez. Bazı adam vardır, insan yüzünden sırf hınç, kin okur. Bazısında gurur, bazısında neşe, bazısında bayağılık, aşağılık… Bu adamın üstünden başından da yalnızlık akar. Bir de bu adama Kadıköy iskelesinin kanepelerinden birine oturmuş, heybeli köylüleri, çıplak ayaklı serseri çocukları, hanımefendileri seyrederken rastlarsınız. Bu adam hikayeci Sait Faiktir.’’ (3) Bu yazısını okuyan insanlar, sanki Sait Faik’le yan yana yürümüşler, onunla oturup sohbet etmişler gibi hissetmektedir kendisini.
Böylesine doyumsuz anlatımı olan Yaşar Kemal, Hemite köyünden çıkıp dünyaya kendisini kabul ettirmiştir. Batılı yazarlardan eksiği yok, fazlası vardır. Romanlarının kaynağı yazdığı bu röportajlardır.
Gelelim yazının başlığını neden ‘’Zilli Kurt’’ koyduğuma. Bunu da üstad Yaşar Kemal’den okuyalım ve yazımı noktalayalım : ‘’Doğu Anadolu’da koyun sürülerine, koyun damlarına kışın acıkan kurtlar girer, koyunlara saldırırlar, bir koyunu alıp götürmezler, bütün bir sürüyü ısırırlar, yaralarlar, parçalarlar, kaçarlar. Kurdun dişlerince yaralanmış koyunlar iflah olmaz, ölürlermiş eninde sonunda. İşte böyle köye kurt girdiğinin sabahı köylüler atlanırlar, kurtların ardına düşerlermiş. Kurdu, kurtları yakalayınca fiske bile vurmazlar, sağlam bir zincirle, kopmaz kirişle kurtların boğazına birer zil takar onları bırakırlarmış. Kurtlar kurda kuşa, hiçbir canlıya, koyuna keçiye, eşeğe, danaya, hiçbir yaratığa yaklaşamazlar açlarından ölürlermiş.
İşte Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri de bu kurt metodunu köylülerden öğrenmiş, her hoşuna gitmeyen insanın boynuna bir zil takıp bırakıyordu bozkıra. Ben sizi bilmem, benim gençliğimde boynumda hep zil oldu….(4)
(Yaşar Kemal 28 Şubat 2015 günü aramızdan ayrıldı. Aramızdan ayrılışının 8. Yılında kendisini sevgi ve özlemle anarken, aramızdan ayrıldığı gün devlet büyüklerinin hakkında söylediklerini de sizlerle paylaşarak yazıma son veriyorum. )
TBMM Başkanı Cemil Çiçek: Hikaye ve romanlarının yanı sıra folklor araştırmalarıyla da edebiyatımıza büyük değer katan ve dünyayı bin çiçekli bir kültür bahçesi olarak gören Yaşar Kemal, okuyucularına emanet ettiği eserleriyle aramızda yaşamaya devam edecektir
Başbakan Ahmet Davutoğlu: Büyük yazar, büyük sanatçı Yaşar Kemal’i kaybetmekten duyduğum hüznü ifade edecek kelime bulmakta güçlük çekiyorum. Söz söylemenin zor olduğu zamanlarda, evrensel bir aydın duyarlılığıyla hem muhalif tavrını koruması, hem de gerçeği sakınmadan ifade etmesi; yazar ve sanatçı olarak Yaşar Kemal’in ülkesine karşı duyduğu sorumluluk, onu çok özel ve saygın bir konuma taşımıştır.
11.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül: “Yaşar Kemal, Homeros’tan Dede Korkut’a; Kürt destanlarından Yunus Emre ve Karacaoğlan’a; Evliya Çelebi’den Sait Faik’e uzanan edebi zenginliğimizi günümüzün süzgecinden geçirerek evrensel ve anıtsal eserlere dönüştürdü. Edebiyatımızı en yüksek noktalara taşırken bir aydın olarak özgür ve bağımsız duruşuyla, insani değerlerin yüceliğinden taviz vermeksizin ve toplumsal sorumluluk bilinci içerisinde hep barıştan yana oldu, barışın dilini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Yaşar Kemal, edebiyatımızın dev çınarlarından birisi. Büyük bir üzüntü duyduk, duymamak mümkün değil. O, bizim edebiyatımıza destanı kazandıran bir edebiyatçıydı. Adana’yı, Çukurova’yı ondan daha güzel anlatan bir başka yazarımız olmadı..
- Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel: Ailesine ve milletimize başsağlığı dilerim. Yeri doldurulmaz bu büyük insan, hep sevgi ve saygıyla anılacaktır. Bıraktığı yüzlerce eser, insanları aydınlatmaya devam edecektir.
NOTLAR :
3.Yaşar Kemal Röportaj Yazarlığında 60 Yıl, s.115
- Yaşar Kemal Kendini Anlatıyor, s.79