Avrupa tarihinde, din ve kimlik temelli zulmün en çarpıcı örneklerinden biri olan El Hamra Kararnamesi'ni inceliyoruz.
31 Mart 1492'de, Granada'nın düşmesinden sadece üç ay sonra, Kastilya Kraliçesi I. Isabella ve Aragon Kralı II. Ferdinand tarafından imzalanan bu ferman, İspanya'daki Yahudi nüfusunun geleceğini kökten değiştirdi.
"Reconquista" (Yeniden Fetih) olarak adlandırılan, İber Yarımadası'nı Müslüman ve Yahudi hakimiyetinden kurtarma hareketinin bir sonucu olarak ortaya çıkan bu kararname, dini birliği sağlama iddiasıyla binlerce insanın zorla din değiştirmesine veya vatanlarından sürülmesine yol açtı.
RECONQUİSTA VE GRANADA'NIN DÜŞÜŞÜ
El Hamra Kararnamesi'ni anlamak için, İspanya'daki siyasi ve dini atmosferin nasıl bu noktaya geldiğini bilmek gerekir.
- Reconquista'nın Yükselişi: 8. yüzyılda Emeviler tarafından fethedilen İber Yarımadası'nda, Müslümanların "Endülüs" adını verdiği bir medeniyet gelişti. Ancak 11. yüzyıldan itibaren Hristiyan krallıklar, yarımadayı yeniden fethetmek için birleşerek "Reconquista" hareketini başlattı. Yüzyıllar süren bu mücadele, 15. yüzyılın sonlarında kritik bir aşamaya geldi.
- Kastilya ve Aragon'un Birleşmesi: Kraliçe Isabella ve Kral Ferdinand'ın 1469'da evlenmesi, İspanya'nın en güçlü iki Hristiyan krallığı olan Kastilya ve Aragon'u birleştirdi. Bu birleşme, Reconquista'nın son darbesini vurmak için gerekli gücü sağladı.
- Granada'nın Düşüşü (1492): İber Yarımadası'ndaki son Müslüman devleti olan Granada Emirliği, 10 yıllık bir savaşın ardından 2 Ocak 1492'de düştü. Endülüs'teki Müslüman hakimiyeti sona erdi. Bu zafer, Hristiyan krallıklarının siyasi ve dini birleşme hedefini pekiştirdi.
İlginç Bir Bilgi: Granada'nın düşmesinden kısa bir süre sonra, İspanya'daki Katolik Kilisesi, Yahudilerin Hristiyanlar üzerinde zararlı etkileri olduğunu iddia eden söylemleri artırdı. Bu durum, kralların kararnamede belirtilen hedeflerini kolayca benimsemesine zemin hazırladı.
- Kararnamenin Amacı: El Hamra Kararnamesi'nin temel amacı, İspanya'da Katolik birliği sağlamak ve Yahudiliğin, Katolik inancını "kirlettiği" düşüncesini ortadan kaldırmaktı. Bu, İspanya Engizisyonu'nun da temel motivasyonuydu. Krallar, din değiştiren Yahudilerin (conversos) gizlice kendi inançlarını sürdürdüğüne inanıyor ve bu "sapkınlığı" bitirmek istiyorlardı.
KARARNAMENİN MADDELERİ
Kararname, Yahudi halkı için son derece katı ve acımasız maddeler içeriyordu.
- Sürgün veya Din Değiştirme: Kararname, İspanya'daki tüm Yahudilere, Katolik Hristiyanlığı'na geçmeyi veya ülkeyi terk etmeyi emretti. Bu emir, yaş, cinsiyet veya sosyal statü ayrımı yapmaksızın tüm Yahudiler için geçerliydi.
- Dört Aylık Süre: Yahudilere, ülkeden ayrılmaları için 31 Temmuz 1492 tarihine kadar dört ay süre tanındı. Bu tarihten sonra İspanya'da kalan Yahudiler, idam edileceklerdi.
- Mal Varlığı Sınırlamaları: Yahudilerin yanlarında altın, gümüş, para, değerli kağıtlar veya döviz gibi değerli eşyaları götürmeleri yasaklandı. Sadece ev eşyalarını ve kendilerine ait olmayan malları (ödünç verilmiş eşyalar gibi) taşıyabileceklerdi. Bu durum, Yahudilerin mal varlıklarını yok pahasına satmalarına veya arkalarında bırakmalarına yol açtı.
Az Bilinen Bir Gerçek: Sürgün kararı, aslında Yahudilerin ellerindeki mal ve mülkleri neredeyse bedavaya satmak zorunda kalmasına neden oldu. Emlakları, evleri ve iş yerleri, Katolik İspanyollar tarafından çok düşük fiyatlara satın alındı.
- Yahudi Topluluklarının Parçalanması: Kararname, yüzyıllardır İber Yarımadası'nda yaşayan Yahudi topluluklarının dağılmasına neden oldu. Aileler parçalandı, kültürel ve dini bağlar koptu.
ACI SÜRGÜN VE OSMANLI'DA YENİ BİR HAYAT
Kararname sonrasında İspanya Yahudileri için iki yol vardı: din değiştirmek veya sürgüne gitmek. Her iki yol da büyük zorluklar ve dramlar içeriyordu.
- Sefarad Yahudileri ve Osmanlı'ya Göç: El Hamra Kararnamesi'nden sonra İspanya'dan ayrılmak zorunda kalan Yahudilere, o dönemde Osmanlı İmparatorluğu kapılarını açtı. Sultan II. Bayezid, bu Yahudilerin imparatorluğa kabul edilmesi için bir ferman yayımladı. Gemi kaptanlarına, Yahudileri getirmeleri için emirler verdi. Bu Yahudiler, "Sefaradlar" (İspanyol Yahudileri) olarak adlandırıldı ve Osmanlı topraklarında yeni bir hayat kurdular.
İlginç Bir Bilgi: II. Bayezid'in, İspanya kral ve kraliçesini "akıllı bir hükümdar olmakla beraber, kendi ülkesini fakirleştirdiği ve düşmanlarının ülkesini zenginleştirdiği" sözleriyle eleştirdiği rivayet edilir.
- "Converso" Olanlar: Sürgüne gitmek yerine Hristiyanlığı seçen Yahudiler, "Converso" (dönme) veya "Marrano" (domuz) olarak adlandırıldılar. Bu kişiler, dışarıdan Katolik gibi görünmek zorunda kalmalarına rağmen, gizlice Yahudi geleneklerini sürdürmeye çalıştılar. İspanyol Engizisyonu, bu kişileri hedef alarak sorgulamalar ve işkencelerle gizli Yahudileri bulmaya çalıştı.
- Portekiz'e Geçiş: Birçok Yahudi, İspanya'dan Portekiz'e kaçtı. Ancak 1496'da Portekiz Kralı I. Manuel de benzer bir sürgün kararnamesi yayımladı. Portekiz'deki Yahudiler de ya din değiştirmek ya da ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.
- Yeni Yaşam Alanları: İspanya'yı terk eden Yahudiler, Osmanlı İmparatorluğu'nun yanı sıra Kuzey Afrika, Hollanda, İtalya ve Yunanistan gibi farklı coğrafyalara yerleşti. Bu göç, Sefarad kültürünün ve Ladino (Judeo-Espanyol) dilinin yayılmasına neden oldu.
El Hamra Kararnamesi, sadece İspanya'nın değil, tüm Avrupa'nın ve Yahudi halkının tarihinde derin izler bırakan bir olaydır.
İspanya'yı ekonomik ve kültürel açıdan zenginleştiren bir halkın sürgünü, aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu'na önemli bir kültürel ve ekonomik göç dalgası getirerek Akdeniz havzasının dinamiklerini yeniden şekillendirmiştir.
Bu olay, dini hoşgörüsüzlüğün ve kimlik baskısının yıkıcı sonuçlarını gözler önüne seren acı bir ders olmaya devam ediyor.