Tuz, bozuk suyu arıtabilir. Ama bozuk bir su, tuzu düzeltemez. Tuz bozulursa, artık hiçbir şey temizlenemez. Çünkü suyu arındıran tuzdur. Ama su, tuzu arındıramaz. Bu yüzden bir toplumda adalet, ahlak ve vicdan bozulursa, hiçbir sistem, o toplumu temizleyemez.
Bir toplumda sorunlar genellikle küçük ve görünmez adımlarla başlar. Yolsuzluklar ortaya çıkar, ancak çoğu zaman görmezden gelinir. Adaletsizlikler yaşanır, fakat üzeri kapatılır. Liyakatsizlik artar, ama “idare etmek” diye geçiştirilir.
Ancak bu sorunları düzeltmekle görevli olanlar da bozulursa, yani tuz kokarsa, artık sistemi onarma imkanı kalmaz.
Bugün Türkiye’de tam olarak böyle bir durum yaşanıyor.
Hukuk sisteminin tarafsızlığı tartışılır hale geldi. Eğitimde fırsat eşitliği azalıyor. Sağlık hizmetlerine erişim zorlaşıyor. Ekonomi şeffaf değil, toplumun büyük kesimi kendini güvensiz hissediyor. Devlet kurumları hesap vermekten kaçınıyor.
Gazeteciler haber yaptıkları için ceza alıyorsa, işçiler emeğinin karşılığını alamıyorsa, öğretmenler fikirlerini özgürce ifade edemiyorsa, gençler kendi ülkelerinde gelecek kurmak yerine başka ülkelere gitmek zorunda kalıyorsa, orada sistem temelinden sorunludur.
Daha da kötüsü, bu sorunlar zamanla normalleşti. İnsanlar yaşananları konuşmaktan çekiniyor çünkü doğruyu söylemek, eleştirmek ve sorgulamak riskli hale geldi.
Artık bu düzenin kendi kendini onarma gücü yok. Yargı, medya ve denetim kurumları ya baskı altında ya da işlevsiz durumda.
Tuz koktu.
Bugün ne yolsuzlukla etkili mücadele edilebiliyor, ne adalet herkese sağlanabiliyor, ne liyakat gözetiliyor, ne de hak aramak mümkün.
Böyle bir ortamda halk doğru bilgiye ulaşamıyor, hak ettiğini alamıyor, geleceğini planlayamıyor.
Tuz koktuysa, artık su da temizlenemez. Yani sistemin kendini düzeltme gücü kalmamış demektir. Sorunlar artık istisna değil, sistemin kendisi haline gelmiştir.
Ve halk bu bozuk düzen içinde her gün biraz daha kaybediyor; işi, umudu, güveni, bazen de yaşam standartlarını.
Bu nedenle artık bu duruma alışmak değil, değişim için adım atmak gerekiyor. Bozulmuş bir düzene alışmak, geleceğimizi kaybetmek anlamına gelir.
SONSÖZ
Bu tablo karşısında sessiz kalmak, geleceğimizi karanlığa teslim etmek demektir. Değişim, cesaret ve kararlılıkla başlar. Umut eden, sorgulayan ve hak için mücadele eden herkes, bu ülkenin gerçek tuzudur. Çünkü tuz kokarsa, su arınmaz; ama doğru olanlar birleşirse, kirli suyu temizlemek mümkündür.