Hilal Özdemir… Henüz 15 yaşında bir çocuktu. Hayatının baharında, hayaller kuracağı yaşta. Ama o hayaller üniversitenin ortasında, göz göre göre yarım bırakıldı. Üniversite dediğimiz yer gençlerin en güvenli hissedeceği mekân olmalıydı. Oysa Hilal için ölümün adresi oldu.
Bu olay, tek bir “bireysel cinnet” değildir. Failin elini kolunu sallayarak kampüse girebilmesi, güvenlik önlemlerinin yetersizliği, çocuk yaşta bir gencin sigortasız çalıştırılması… Bunlar sadece küçük detaylar değil, büyük bir sistemin açıklarıdır. İhmalin adı konulmazsa, sorumluluk unutulursa bu yarın başka Hilallere de mal olacaktır.
Her ölümden sonra aynı cümleleri duyuyoruz: “Gereken cezalar verilecek.” Ama Hilal geri gelmeyecek. Bizim sormamız gereken soru şu: Üniversite içinde bir genç kız neden korunamadı? Hangi boşluklar, hangi göz yummalar bu trajediyi mümkün kıldı?
Toplumsal olarak sessiz kalırsak bu düzen değişmeyecek. Üniversite kampüsünde bir genç kız öldürülüyorsa, orası ne bilim yuvasıdır ne güvenli bir alandır. Bizim görevimiz Hilal’in adını unutturmamak ve sorumluların hesap vermesini talep etmektir.
Hilal’in hayatı yarım kaldı. Onu geri getiremeyiz. Ama başka Hilallerin hayalleri yarım kalmasın diye susamayız.