Su çiçeği virüsünün (Varicella Zoster) vücutta yıllarca uyku halinde kalıp ilerleyen yaşla birlikte yeniden aktifleşmesi sonucu ortaya çıkan zona, hem şiddetli ağrı hem de ciddi komplikasyonlarla seyreden önemli bir enfeksiyon hastalığı. Uzmanlara göre toplumda sık görülmesine rağmen ciddiyeti çoğu zaman hafife alınıyor.
Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, zona ile ilgili son bilimsel verilere dikkat çekerek hem hastalığın özelliklerini hem de tedavi ve korunma yöntemlerini anlattı.
Zona nedir?
Zona, halk arasında “gece yanığı” olarak biliniyor. Su çiçeği virüsünü çocuklukta geçiren hemen herkes, virüsü ömür boyu sinir köklerinde taşımaya devam ediyor. Bağışıklığın yaşla zayıflaması, stres, kronik hastalıklar gibi nedenlerle virüs yeniden aktifleştiğinde deri boyunca şerit şeklinde ağrılı kabarcıklar oluşturuyor.
- Hastalığın temel özellikleri
- Çok şiddetli ağrı (bazen döküntü çıkmadan önce başlıyor)
- Tek taraflı, sinir hattı üzerinde kırmızı, kabarcıklı döküntüler
- Ateş, halsizlik, yanma
- Bazı olgularda aylarca sürebilen sinir ağrısı (postherpetik nevralji)
- Göz tutulursa körlüğe kadar gidebilen komplikasyonlar
Nasıl tedavi edilir?
Uzmanlara göre zona tedavisinde zamanlama çok kritik. İlk 72 saatte tedaviye başlanması, hem şikayetleri azaltıyor hem de uzun süreli sinir ağrısı riskini düşürüyor.
Tedavi yaklaşımları:
- Antiviral ilaçlar: Erken başlanırsa en etkili tedavi.
- Ağrı kontrolü: Güçlü ağrı kesiciler, sinir ağrısı ilaçları, bazı hastalarda lokal tedaviler.
- Deri bakım ürünleri: Kabarcıkların üzerine koruyucu pansumanlar.
- Komplikasyon gelişirse uzman değerlendirmesi: Özellikle göz tutulumu acil durum kabul ediliyor.
Ancak uzmanlara göre zona ile mücadelede asıl kritik nokta korunma, çünkü tedavi edilse bile hastalık çok ağrılı seyrediyor ve kalıcı sinir hasarı bırakabiliyor.

Bilimsel veriler umut vadediyor
Profesör Dr. Esin Davutoğlu Şenol, bu hastalık hakkında son günlerde bilim dünyasında geniş yankı uyandıran çalışmayı kamuoyuyla paylaşarak “Zona aşısının yalnızca koruyucu değil, tedavi edici potansiyeli de var” dedi.
Zona aşısı halihazırda hastalığın gelişmesini yüzde 90’dan fazla önlediğine değinen Prof. Dr. Davutoğlu Şenol, yapılan son bilimsel çalışmaların, zona aşısının bunun çok ötesinde bir etkiye sahip olabileceğini gösterdiğini belirtti.
"Doğal randomize kontrollü çalışma"
Stanford Üniversitesi'nin analiz ettiği ve İngiltere’nin Galler bölgesindeki ulusal zona aşılama programını temel alan araştırmayı değerlendiren Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, çalışmanın bilim dünyasında “doğal randomize kontrollü çalışma” olarak nitelendirilmesinin nedenini şu şekilde açıkladı:
"Program gereği 79 yaşına kadar olan herkes aşılanabiliyor, ancak 80 yaşını dolduranlar aşı programının dışında kalıyordu. Yani aralarında yalnızca birkaç haftalık yaş farkı bulunan iki büyük topluluk, biri aşılı biri aşısız olarak doğal biçimde ayrılmıştı. Bu durum, araştırmacılara neredeyse aynı özelliklere sahip iki yaş grubunu tam 9 yıl boyunca karşılaştırma imkanı verdi. Böylece klasik epidemiyolojik yöntemlerin ötesine geçen, güçlü nedensel çıkarımlar yapmaya elverişli, son derece anlamlı ve yüksek kanıt değerine sahip bir analiz ortaya çıktı."

Demansı önleyebilir, ilerleyişini yavaşlatabilir
Araştırmanın 9 yıllık sonuçlarına göre;
- Aşılanmış olmak, her yıl demans tanısı alma riskini yüzde 3,5 azaltıyor.
- Kadınlarda koruyucu etki daha güçlü görülüyor.
- Demans tanısı olup aşılananlarda ölüm riski yüzde 29,5 azalıyor.
- Hastalığın ilerleyişi daha yavaş seyrediyor.
- Etki yalnızca önleyici değil, aynı zamanda tedavi edici potansiyele sahip.
Prof. Dr. Davutoğlu Şenol, çalışmanın önemini şu şekilde değerlendiriyor:
“Bu çalışma adeta bir doğal deney niteliğinde. Aynı toplumda, yaşları sadece birkaç hafta farklı olan bireyler aşılı ve aşısız olarak ayrılmış. Bu bize nedenselliğe dair çok kıymetli kanıt sunuyor. Zona aşısı demens sürecinin başlamasını önleyebileceği gibi, mevcut demansın ilerleyişini de belirgin şekilde yavaşlatıyor.”

Kanıt değeri yüksek
Bu bulguların elde edildiği dönemde yalnızca canlı zoster aşısı kullanıldığını söyleyen Prof. Dr. Davutoğlu Şenol, bu nedenle çalışmanın aşı etkinliği açısından yüksek bilimsel kanıt değeri taşıdığına dikkat çekti. Şenol, araştırmacıların enfeksiyonlar ile demans arasındaki biyolojik bağlantının giderek güçlendiğini de vurguladığını belirterek “Demans ile enfeksiyonlar arasındaki ilişki artık yalnızca teorik değil. Su çiçeği virüsünün sinir sisteminde kalıcı izler bırakabildiğini biliyoruz. Bu nedenle zona aşısı, yaşlılığın sağlık risklerini azaltmak için elimizdeki en güçlü araçlardan biri" ifadelerini kullandı.
“Ücretsiz olmalı ve yaşlanma programlarına eklenmeli”
Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, hem bu bilimsel veriler hem de toplum sağlığı açısından atılması gereken adımı net şekilde ifade ederek “Zona çok ağrılı bir hastalık. Aşıyla zaten yüzde 90’ın üzerinde korunma sağlanıyor. Ama artık biliyoruz ki, etkisi bununla sınırlı değil; demansı önleme ve ilerleyişini yavaşlatma potansiyeli var. Bu nedenle zona aşısı, ulusal yaşlanma programlarının ayrılmaz bir parçası olmalı ve kesinlikle ücretsiz sunulmalı" dedi.
ZONA ÇOK AĞRILI ve CİDDİ KOMPLİKASYONLARLA SEYREDEBİLECEK BİR HASTALIK
— Esin Davutoğlu Şenol (@esenol) December 8, 2025
Etkeni; SU ÇİÇEĞİ VİRÜSÜ
Zona Aşısı, zona gelişmesini %90 ‘dan fazla önlüyor
Ama son çalışmalar, 70 yaş üzeri sıklığı artan DEMANS önleyici ve burada paylaşacağım çalışma TEDAVİ edici potansiyelini ortaya… pic.twitter.com/mztSNdt79J




