Özel ya da toplumsal yaşamda hiçbir sorun yazgı değildir. Her sorunun nedenleri olduğu gibi çözümü vardır ve bütün sorunlar aynı yöntemle çözülür.
Her şeyden önce, çözülecek sorunun farkında olmak gerekir. Sorunun çözülmesi için onun doğru biçimde saptanmış ve tanımlanmış olması gerekir. Sorun diye onun görünen sonuçlarıyla uğraşılıyorsa, sorun henüz fark edilmemiş, saptanmamış ve tanımlanmamış demektir. Bu durumda, sorunun görünen sonuçlarıyla ilgili çözümler için atılacak her adım sorunu çözmek yerine yeni sorunlar yaratılmasına yol açar.
Farkına varılan sorun doğru biçimde saptanmış ve tanımlanmış olsa da çözüm hala uzaktadır. Çözüm için sorunun kökeninin, kaynağının ve nedenlerinin de bulunması gerekir.
Sorunun nesnel özellikleri, onu yaratan koşullar ve neden sürüp gittiği belirlenirse çözümü bulmak ve uygulamak için yol açılmış demektir. İşte bu noktada çözüme giden yolun öznel koşulları önem kazanır. Çözüm yollarının bulunması, artık sorunu çözmekle yükümlü olanların konu hakkındaki bilgi, deneyim, niyet, istek ve kararlılıklarına; yani öznel koşulların yeterliliğine ve olgunlaşmasına bağlıdır.
Dünyada ya da ülkemizde yaşamı doğrudan ilgilendiren her konuda var olan ve bir türlü çözülmeyen çeşitli sorunlara böyle yaklaşıldığında her şey apaçık ortaya çıkar. Bu açıklık içinde, sorunun kökeni, kaynakları, nedenleri, sorumluları, kimler için sorun olduğu, sorundan kimlerin yarar/çıkar sağladığı, niçin çözülmediği, kalıcı çözüm için neler yapılması gerektiği, çözüm aşamaları tek tek belirlenebilir.
***
KENT İÇİ ULAŞIM SORUNU
Örneğin büyük kentlerimizde oturanların her gün çeşitli boyutlarda yaşadığı kent içi ulaşım sorununu ele alalım. Kimileri bunu, trafikte görülen sıkışıklık / yavaşlama olarak algılar, “trafik sorunu” diye niteler ve “yararsız çabalarla” çözüm ararlar. Kimileri ise ULAŞIM ile TRAFİK arasındaki ayrımın ve ilişkinin farkındadır. Ulaşım sorunu çözülmedikçe trafik sıkışıklığını gidermenin olanaksız olduğunu bilirler.
Ulaşım, insanın ya da her türden yükün, çeşitli nedenlerle bulunduğu yerden bir başka yere götürülmesi / taşınmasıdır. Trafik ise, yük ya da insanların bir yerden başka bir yere taşınması sırasındaki hareketliliktir. Kısacası, trafik ulaşımın türevidir.
Kent yaşamında, insanların başlıca ihtiyaçları arasında olan ulaşımın etkin, verimli, güvenli, konforlu ve ucuz biçimde karşılanmaması ulaşım sorununu doğurur. “Trafik sorunu” diye adlandırılan ana yollardaki sıkışıklık ulaşım sorunun kendisi değil onun yarattığı sonuçlardan yalnızca birisidir. O nedenle, kent içi ulaşım sorunu çözülmedikçe trafik sıkışıklığını gidermek amacıyla yapılan her yatırım kamu kaynaklarının boşa harcanması anlamına gelir.
Yollar insanlar ve onların kent içindeki ulaşım ihtiyacını karşılamak için yapılır. Kentliler bu ihtiyaçlarını o yollar üzerinde hareket eden taşıtları kullanarak ya da kullanmadan giderirler. “Trafiği rahatlatıp sıkışıklığı gidererek” kentin ana yollarındaki taşıtların daha hızlı ilerlemesini sağlayacağı savıyla yapılan kent içindeki katlı kavşak, yayalar ya da taşıtlar için yapılan alt / üst geçit, köprü gibi düzenlemelerin ulaşım sorununun çözümünde bir yararı yoktur. Bunlar yalnızca yolları insanlardan arındırmaya yayarlar. Bu tür düzenlemeler, yapıldıkları her yerde, insanlara ait yolları onlardan alır, taşıtlara bırakır ama o taşıtları kullanan kentlilere de pek bir şey kazandırmazlar.
Evden işe, işten eve gidiş / dönüş saatlerinde yoğunlaşan trafikte yapılacak gözlemler, gözleyene çok öğretici bilgiler sunar. Ulaşım ihtiyacı otobüs, metro, tramvay ya da vapur gibi toplu taşıma araçlarıyla karşılanabilecekken bu olanağı yeterince bulamayan ve ihtiyacını kendince gidermeye çalışan kentli, binlerce otomobilin direksiyonunda, her gün sabah ve akşam saatlerinde trafik çilesi yaşar, tonlarca yakıt tüketir, lastik eskitir, motor yıpratır. Binlerce egzozdan çıkan duman, yitirilen para ve zaman, yaşanan stres de sorunun yan ürünleridir.
Yollarda yapılan katlı kavşaklar, köprüler, yalnızca yapıldığı yerde, özel araç yoğunluğunun yarattığı trafik sıkışıklığını “yalnızca bir süre için” hafifletir ama ulaşım sorunu hala çözüm beklemekte ve büyümektedir. Bir süre sonra aynı yoldaki sıkışıklık daha da artmış biçimde yaşanmaya devam eder.
Kentin çeşitli yollarında yaşanan trafik sıkışıklığını giderme savıyla bu düzenlemeleri yaptıran “karar vericilerin” ulaşım sorununun ne kadar farkında oldukları bilinmez. Belki farkındadırlar ama anlaşılan, sorunun kaynağını kurutmak yerine sonuçlarıyla uğraşmak ve o yönde yatırım yapmak onlara daha çekici gelmektedir. Bir başka deyişle; ulaşım sorununun nesnel özellikleri, onu yaratan koşullar ve neden sürüp gittiği aslında bellidir ama çözüme giden yolun öznel koşullarının bulunmadığı, yani sorunu çözmekle yükümlü olanların bu konuda niyet, istek ve kararlılıklarının olmadığı anlaşılmaktadır.
***
ÖZETLE;
BÜYÜK KENTLERİMİZDE ULAŞIM SORUNU ELE ALINDIĞINDA,
- İnsanların ya da her türden yükün, bulunduğu yerden bir başka yere götürülmesinde sıkıntılar yaşandığı, (Ulaşım sorununun fark edilmesi, saptanması)
- Sorunun aslında trafikteki sıkışma değil, kent yaşamının doğal bileşenlerinin başında gelen kent içi ulaşım ihtiyacının gerektiği gibi karşılanmaması olduğu, (Sorunun tanımlanması)
- Kent planında, işyerleri, okullar, eğlence yerleri ile konut bölgelerinin yer seçimi yapılırken ve merkez / çevre ilişkisi kurulurken kentlinin olası ulaşım ihtiyacının belirlenmediği ve göz önüne alınmadığı, (Sorunun kaynağı)
- Kentin ulaşım planının ya bulunmadığı ya yetersiz olduğu ya da plan kararlarının umursanmadığı, (Sorunun kaynağı)
- Kent içi ulaşım kolaylıklarının, bunları sağlaması gereken yerel yönetimin öncelikleri arasında olmadığı; ulaşım planına dayalı gerekli yatırımların zamanında yapılmadığı, (Sorunun nedeni)
- Konuyla ilgili yatırımlarda “yerindelik ilkesine” uyulmadığı, zaten yetersiz olan maddi kaynakların ulaşım sorununun türevlerini gidermek için boş yere harcandığı, (Sorunun sürüp gitme nedeni)
Görülecektir.
BU SAPTAMALAR IŞIĞINDA,
- Kent planındaki yer seçimi ve yoğunluk kararları gelecekteki ulaşım ihtiyacını, olabilecek en alt düzeye indirecek biçimde alınsa ve o kararlar, plan disiplini içinde ödün vermeksizin uygulansa,
- Kent planına dayalı ulaşım planına göre her yıl, kentlinin ulaşım ihtiyacını etkin, verimli, güvenli, konforlu ve ucuz biçimde karşılayacak nitelikte, yerinde ve doğru toplu taşıma yatırımları yapılsa, birkaç yıl içinde kent içinde ulaşım sorunu kalmayacaktır.
BU SAYEDE;
- Binlerce özel araç trafiğe çıkmayacak,
- Kent merkezinde otopark ihtiyacı olmayacak,
- Ana yollarda günün hiçbir saatinde trafik çilesi yaşanmayacak,
- Tonlarca yakıt tüketilmeyecek, lastik eskitilmeyecek, motor yıpratılmayacak,
- Kentin havası daha az kirlenecek,
- İnsanlar trafikte boş yere zaman yitirmeyecek, stres yaşamayacak,
- Maddi kaynaklar, kamuya hiçbir getirisi olmayan yatırımlara harcanmayacaktır.
Gelecek yazımızda bambaşka bir sorunu ele alıp aynı yöntemle nasıl çözüleceğini tartışacağız.