KARDELEN UÇAK
Türk Psikolojik Danışma (PDR) ve Rehberlik Derneği ekibi, YÖK’ün psikolojik danışman unvan kararını, yönetmeliği, iş yeri açmanın zorluğunu ve ruh sağlığı yasasını eleştirdiği basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Türk PDR Derneği Genel Başkanı Mesut Yıldırım mesleğin geliştirilmesi adına önerilerde bulundu. Türk PDR Derneği Genel Merkezi’nde düzenlenen toplantıda psikolojik danışman norm yönetmeliği de hedef alındı. Yıldırım, YÖK’ün bireysel yapılan unvan kullanımına ilişkin bir talebe rehberlik ve psikolojik danışmanlık lisans programından mezun kişilerin psikolojik danışman unvanını kullanamayacağı kararına karşı dernek olarak dava açıldığını söyledi.
TÜRK PDR DERNEĞİ’NDEN DAVA
Türk PDR Derneği Genel Başkanı Mesut Yıldırım, YÖK’ün verdiği psikolojik danışman unvanını kullanamama kararı hakkında konuşarak, “YÖK unvan vermemesine gerekçe olarak ise gelişen ve değişen ihtiyaçlar doğrultusunda evrensel normlar göz önünde bulundurularak meslekleri sınırlandırmamak gerektiğini söylemiştir. Kurum ve kuruluşlarda farklı kadro adı altında da olsa mezunlarımız görev tanımlarıyla müstesna olarak Psikolojik Danışman unvanıyla istihdam edilmektedir. Ayrıca alan adı Rehberlik ve psikolojik danışmanlık olan bölüm mezunlarının psikolojik danışman unvanını kullanamaması abesle iştigaldir, kabul edilemez. Halihazırda ilgili alan mezunları MEB başta olmak üzere birçok Kurum, kuruluş ve özel sektör mevzuatlarında Psikolojik Danışman unvanı ve Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık görev tanımlarıyla hizmet sunmaktadır.” dedi.
“PDR HİZMETLERİNDEN MAHRUM KALMASINA VESİLE OLUYOR”
Psikolojik danışman yönetmeliğini eleştiren Yıldırım, şunları ekledi: “İlgili yönetmelik hükümleri özellikle bağımsız anaokulları, taşradaki her tür ve kademedeki okullar başta olmak üzere birçok okul ve kuruma Rehberlik alan öğretmeni/Psikolojik Danışman atanmasının önünde engel teşkil etmekte olup bu vesileyle milyonlarca öğrencinin eğitim öğretimin tamamlayıcısı olan ve ihtiyacın çok açık bir şekilde hissedildiği önleyici, gelişimsel, destekleyici, koruyucu ve iyileştirici Psikolojik Danışma ve Rehberlik Hizmetlerinden mahrum kalmasına vesile olmaktadır. Bu durum birçok yerde görevlendirme gibi geçici yöntemlerle çözümlenmeye çalışılsa da hizmetin doğası gereği olan süreklilik ilkesi dolayısıyla herhangi bir verim alınamamakta ve kurumdaki var olan hizmetleri de aksatmaktadır. Öte yandan özellikle pandemi dönemi ve yaşadığımız doğal afetler, krizler gibi travmatik yaşam olaylarıyla birlikte psikolojik desteğe olan ihtiyaç net bir şekilde ortaya çıkmışken mevcut norm yönetmeliğinden dolayı milyonlarca öğrenci eğitimde fırsat eşitliği ilkesine rağmen eğitim sistemi içerisinde öğrenci kişilik hizmetleri odağında yapılandırılmış Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetlerinden mahrum kalmakta, var olan hizmetlerde kalabalık okullarda nicel olarak personel eksikliğinden dolayı nitelikli olarak sunulamamaktadır.”
“İHMAL VE İSTİSMARIN ÖNÜNE GEÇİLMELİ”
Genel Başkan Yıldırım, 1996 yılından beri Ruh Sağlığı Yasasının çıkarılamadığını kaydederek, “Ruh sağlığı alanı ile alakası olmayan kişi/kişiler koçluk veya kişisel gelişim, şifacı, enerjici, falcı gibi adlar altında vatandaşlarımızı maddi ve manevi istismar etmektedir. Tüm bunların önüne geçmek için birinci basamak Ruh Sağlığı hizmetlerinin tanımlandığı, ileri düzey müdahalelerin ilke ve sınırlarının belirlendiği ve alan profesyonelleri tarafından sunulduğunda fayda verecek olan ruh sağlığı hizmetleri artık yasal noktada tanımlanmalıdır. Vatandaşlar için erişilebilir şekilde yapılandırılmalı ve her türlü ihmal ve istismarın önüne geçilmelidir.” şeklinde konuştu.