Son beş haftadır yazılarımın üçünü gidenlerin ardından yazmışım. Sırrı Süreyya Önder, Pepe ve Sevgili arkadaşım Leyla Karataş. Bu hafta başka bir yazım vardı sırada ama sırayı Mücadele insanı, Manisa Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek aldı. Keşke almasaydı, keşke böyle olmasaydı!..

Yaşar Kemal’in, “O iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gittiler.” Dediği günden beri daha çok fark eder olduk iyi insanların erken gittiğine.

Annem, “Allah kötünün kaderinden versin, iyilerin kaderi iyi olmaz” derdi. Ne çok tanık olduk, iyi insanların kötü kaderine.

Annem kadere inanır öyle söylerdi ya işin aslı?

İyilerin seveni çok olduğundan gidişlerine de üzülen çok oluyordu aslında ve o nedenle gidişlerine hep erken deniyordu.

Ferdi Zeyrek’te aramızdan ayrıldı. Gençti, çalışkandı, üretkendi ve “iyi insandı.” Belediye Başkanı olmasa belki de yakın çevresinden başka kimse bu kadar duyup üzülmeyecekti. Bizler de o duymayan insanlar arasında olacaktık. Belediye Başkanı olunca daha çok insan tanıdı, iyi yanını insanlara gösterebildi ve çok insanla etkileşim içinde oldu.

Elbette kötü insan değildi, olamazdı da ama annemin söylediği gibi, “kötünün kaderinden olsaydı kaderi “keşke.”

Üzgünüz, hem de çok…

Gençliğine

İyi insan olmasına

Çalışkanlığına

Ve

Üretkenliğine

Yazık oldu.

O iyi insan o güzel ata binip çekip gitti.”

“Hava toprak gibi gebe.

Hava kurşun gibi ağır.

Bağır

Bağır

Bağır

Bağırıyorum.” Diyor ya Koca Nâzım işte öyle….

Devri daim olsun. Sevenlerine sabır ve baş sağlığı diliyorum, acılarını paylaşıyorum…