Nedir O?
EYT denince memleket ikiye ayrılıyor.
Bir tarafta “Hak ettik” diyenler,
öbür tarafta “Bize de sıra gelecek mi?” diye sabır taşını kemirenler…
Ama ben meseleyi biraz daha yakından, ev içinden ele almak istiyorum.
Çünkü EYT yalnızca bir sosyal güvenlik meselesi değil;
aynı zamanda evlilik içi psikoloji,
hatta yer yer ev ekonomisi dramasıdır.
EYT nedir?
Evlilikte
Yaşa
Takılanlar…
Yani yıllardır aynı evde, aynı yastıkta, aynı faturada yaşayıp
“Bir gün rahat edeceğiz” diye birbirine umut verenler.
Ama bir de hiç takılmayanlar var…
Onların sloganı net:
“Maaşı ye olsun, yeter!”
Gelecek planı mı?
Emeklilik mi?
Prim günü mü?
- “Aman canım, bugün var yarın yok…
İşte tam bu noktada yeni bir topluluk doğuyor:
EMT’liler…
Kim bunlar?
Evlilikte
Maaşa
Takılanlar…
Ayın 1’iyle gözleri parlayan,
Bankadan gelen mesajla mutluluk hormonu salgılayan,
“Bu ay biraz daha dikkatli harcayalım” cümlesini
ay sonu değil, ay başında kuranlar…
Ülke gündemi de bu tabloyu izliyor zaten.
Bir yanda enflasyon,
bir yanda zamlar,
öbür yanda “Bugün markete girip sadece ekmek alacaktım” deyip
iki poşetle çıkan vatandaş.
EYT’liler emekliliği bekliyor,
EMT’liler maaşı…
Bir de arada kalanlar var:
Ne emeklilik yakın,ne maaş yetiyor.
Onlar da sessizce başka bir gruba yazılıyor:
“ERT – Eve Razı Takımı.
Akşam olsun, çay demlensin,
televizyonda tartışma programı açılsın,ekranda herkes bağırırken
evde sessizce iç çekilsin yeter…
Sonuç mu?
Bu ülkede artık yalnızca yaşa değil,sabır taşına da prim günü eklenmesi gerekiyor.
EYT geçti,
EMT devam ediyor,
ama millet hâlâ aynı soruyu soruyor:
-“Biz ne zaman rahatlayacağız?”
Cevap hazır:
Biraz mizah,biraz dayanışma,
bir de ay sonuna kadar idare…
Çünkü bu ülkede en erken emekli olan şey umut oluyor…