Suriyeli Abdulrahman Taher Yassin 3 yıldır İstiklal Mahallesi Metin Sokak'ta bulunan bir binanın çatı katındaki dairede kiracı olarak oturuyordu. Taher Yassin'in dairesinden, alt katta oturan ev sahibi Tayfun Atalay'ın dairesine, su damlamaya başladı. Atalay bunun üzerine kiracısından tamirci getirip baktırmasını istedi. Kiracı Taher Yassin'in kabul etmesi üzerine eve gidip bakan Atalay, muslukların kırık, kombinin bozuk, mutfak dolaplarının su nedeniyle şiştiğini ve balkon fayanslarının kırık olduğunu gördü. Atalay bunun üzerine kiracının evden çıkmasını istedi. Taher Yassin, evi 27 Ekim'de boşalttı. Ancak, kapının anahtarını vermedi. Üç gün sonra evden sesler gelmesi üzerine üst kata çıkan ev sahibi kapının açık olduğunu gördü. Atalay, odalara baktığı sırada banyodan çıkan kiracıyla karşılaştı. Kiracı elindeki bıçakla Atalay'a saldırdı. İkili arasındaki arbede sırasında bıçağın sapı kırıldı. Ev sahibi kendisini güçlükle dışarı attı ve yardım istedi. Olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Taher Yassin, bıçağı ile gözaltına alındı.

'EVİMDEN ÇIKMASINI RİCA ETTİM'

Yaşadıklarını anlatan ev sahibi Tayfun Atalay, "Kiracım olarak üst katımızda ikamet edeli 3 sene oluyor. Olay da dün gerçekleşti. 10 gün önce balkon kısmında bir su akıntısı oldu. Buna istinaden kiracının kendisini aradım. 'Müsait misin? Balkonundan su akıntısı var. Duruma göre bir durum tespiti yapılıp ona göre teknik konuşup gelip balkonu yapacaklar' diye bir rızasını aldım ve üç senenin sonunda ilk defa kiracımın evine çıkmış oldum. Sonraki süreçte ise evin içine girdiğim zaman musluk noktasının, mutfak noktasında dolapların ve en kötüsü de balkonda kombinin su akıttığını gördüm. Burada insanların sağlığının tamamen yoka sayıldığını hissederek kendisine vermiş olduğum bir tepki evimden çıkmasını rica ettim. Bir hafta içinde şahıs kendisi evimizden ayrıldı, taşınmış oldu. Taşındığı dönemde ise bize bilgi vermedi. Sonraki süreçte ben kendisini aradığımda telefonlarıma bakmadı" dedi.

'KİRACI ARKAMDAN BIÇAKLA SALDIRMA TEŞEBBÜSÜNDE BULUNDU'

Olayın yaşandığı süreci anlatan ev sahibi Tayfun Atalay, "Dün olay saat 15.00'da gerçekleşti. Üst kattan ses geliyordu. Ben de uyur vaziyetteydim. Kalkıp üst kata çıktığımda kapı açıktı. Eşyaların hepsi toplanmış. Kapı açık vaziyetteyken ben odalara baktım ve Taher Yassin arkamdan bana bıçakla saldırma teşebbüsünde bulundu. Bıçak kırıldı ve ben o noktada kendimi dışarıya attım. Sonraki süreçte durumları eşitledik. O orada kendisi polisleri aradı. Polisi ben şahsım olarak aramadım. Polis ekipleri, yunus ekiplerimiz geldi. Onlar geldikten sonra beni aşağı indirdiler. Onu çıkarttılar. Sonra ben ambulansla hastaneye gittim. Ondan sonraki sürecin ne olduğunu bilmiyorum. Hastane raporlarımı alıp karakola ben ifade vermeye gittim. Benim için süreç bu şekilde gelişti" ifadelerini kullandı.

“Bir Harf, Bir Millet: 1 Kasım ve Türk Yazısının Büyük Dönüşümü”
“Bir Harf, Bir Millet: 1 Kasım ve Türk Yazısının Büyük Dönüşümü”
İçeriği Görüntüle

'DÜN HER ŞEY OLABİLİRDİ, ÖLEBİLİRDİM'

Atalay, "Bundan üç sene önce kiracı ile bir tanıdığımızın vasıtasıyla denk geldik. Kendisi öğretmen olduğunu, çocuklarının okumadığını söyledi. Bize de vicdan azabı oldu. Kendisini evimize aldık, yemeğini de verdik. Kendisine oturabileceği eşyalar, halılar da verdik. Sürekli desteğimiz de oluyordu. Bu tarz bir iletişimin karşılığında en son ölümle mücadele içine girdim. Bu da benim için ağır oldu. Dün her şey olabilirdi. Ölebilirdim. Bugün benim vücudumda 20 santimlik bir kesik var. 20, 25 tane dikiş var. Kulak arkamda, burun kısmında özellikle arka sırt kol kısım ve koltuk altı kısmında 20 santime yakın hatta 20 santimden daha fazla kesik var. Burun noktasında da gözle görülür bir noktada. Yüzümde de bıçağın sap kısmıyla vurulan bir yara var. Kulak arkamda da keza aynı şekilde. Sol tarafımda kol kısmına kadar olduğu gibi bıçak izleri mevcut" dedi.

'BIÇAK KIRILMAMIŞ OLSAYDI ÖLMÜŞ OLABİLİRDİM'

Bıçak kırılmasaydı ölmüş olabileceğini belirten Atalay, "Benim de bir hayalim, çocuğum, yarınım, sevdiklerim var. Ben dün bu arbede içinde o bıçak kırılmamış olsaydı ölmüş olabilirdim. Bize kendisini öğretmen diye tanıtan bir insanın azılı suçlu olduğunu öğreniyoruz. Bu tarz adamların bu ülkede yaşamasını ve kendi toplumumuzdaki insanlara zarar vermesini açıkçası istemiyorum. Şu an öğrendiğimiz kadarıyla nezarette. Bunu sadece biliyoruz. Ama ondan sonraki süreçte de Arnavutköy Göç İdaresi'ne, o noktaya sevk edilecek. Orada da zanlının haklılık, haksızlık payına bakılacak. Ona göre tekrardan burada yaşayıp ya da yaşamayacağına bakılacak. Ben bu topraklarda hukuk mücadelemi sürdürmeye devam edeceğim" şeklinde konuştu.

Kaynak: DHA