Günümüz dünyası adeta durmaksızın ilerleyen bir teknoloji ve bilgi seliyle karşı karşıya.
Sürekli yenilenen gündem, hiç durmayan iletişim akışı ile hayatımız bir maratonu andırıyor.
Bu koşturmaca içinde “Bir an dursam, ne olur? “ diye soruyoruz kendimize.
Acaba gerçekten durmak bizi geri mi bırakır?
Modern yaşam tarzımız bitmek bilmeyen bir “yapılacaklar “ listesiyle dolu.
Yemek yaparken arkadan bir video açmak, e-postalarımızı kontrol ederken podcast dinlemek gibi her bir görevi başka bir etkinlikle birleştirmeye çalışarak her şeyi bir zaman dilimine sıkıştırmış oluyoruz.
Her tamamlanan görev ardından yeni görevlerin kapısını aralıyor.
Bu süreklilik stres ve kaygı gibi psikolojik sorunlara davetiye çıkarabiliyor.
Durmaktan korkmamızın nedeni ise basit: Geride kalmaktan, kaçırılan fırsatlardan endişe duymaktır.
Ancak durmak, psikolojik açıdan birçok yarar sağlar.
Meditasyon ve mindfulness gibi teknikler stresi azaltıp, dikkatimizi ve genel memnuniyetimizi artırıyor.
Kendimize zaman ayırarak duygusal ve zihinsel sağlığımızı korumamız mümkün.
Bu duraklama iç dünyamızla bağlantı kurmamızı ve kendimizi daha iyi anlamamızı sağlar.
Durmanın sunduğu bir diğer avantaj ise, yaşamımızda gerçekten değerli olanları gözden geçirme fırsatıdır.
Sürekli hareket halindeyken göz ardı ettiğimiz aslında önemli olan detayları fark edebiliriz.
Kendimize ve sevdiklerimize ayırdığımız zaman yaşamın anlamını ve amaçlarını yeniden keşfetmemize olanak tanır.
Elbette her duruşun bir bedeli vardır.
Kariyerimizde bir duraklama ya da sosyal hayattan geçici bir çekilme zorlayıcı olabilir.
Ancak bu, uzun vadede daha sağlıklı bir zihinsel yapı ve daha mutlu bir hayata ulaşmamızı sağlayabilir.
Hızla ilerleyen hayatta durmak, geri kalmak değildir.
Kendimizi yeniden keşfetmek, toparlamak ve hayata daha hazır bir şekilde devam etmek için bir şanstır.
Kendinize zaman ayırmaktan çekinmeyin çünkü bu en değerli yatırımdır.
“Durursam Ne Olur?” Endişesi
Sera Aydaş
Yorumlar