Yazıyoruz işte, şiir olsun diye; Bazen yaşadıklarımızı, bazen düşündüklerimizi, bazen kendimizi, bazen sevdiklerimizi.
Bazen hiç olmadık yerde çıkıyor karşımıza şaire has duygular, bazen şiir geldiğinde usumuza kaçıyor gözümüzden uykular.


Bazen içimizdekileri boşaltmak, rahatlamak için yazıyor/yaşıyoruz, bazen iyi bir şiir olsun diye uğraşıyoruz…
Yazıyoruz, velhasıl kelam yaşıyoruz. Bazen şiir olup taşıyoruz, bazen sevdiklerimize selam gönderip bazen vedalaşıyoruz.


Şair ÇARI AVAZ’da aramızdan ayrılan, vedalaşan şairlerimizden. Kitabı AYDINLIK HAYALLER ise aramızdan ayrıldıktan sonra eşinin kitaplaştırdığı, yaşarken yazdığı şiirlerinden oluşuyor.

Umutlarımız büyük, bazen de ulaşılmaz olsa da bizler yarın ne olacağını bilmeden yaşıyoruz/yazıyoruz. Doğrusu da bu sanırım. Umudu taşımak içimizde. Bir günlük ömre bir asırlık umut sığdırmak. Kısacası umutla yaşamak.


ÇARI AVAZ BİYOGRAFİSİ


Yetenekli şair Çar Avaz 11 Aralık 1957’de Kaşkaderya ilinin Guzar ilçesine bağlı Tacik köyünde işçi sınıfına mensup bir ailede doğdu. Şair, 1980-1985 yıllarında Taşkent Devlet Üniversitesi Özbek filoloji Fakültesi’nde okudu.
Birkaç yıl “Çolpan” yayınevinde editör olarak çalıştı ve birçok kitabın editörlüğünü yaptı. Ülkemizin kendi bağımsızlığını ilan ettiği ilk dönemlerde ünlü “Temurnoma” kitabının editörlüğünü üstlendi. Şair olarak “ Gerilmiş Yay”, “ Sonbahar Sabahı”, “ Uyanmaktan Başka Bir Talih Arama”,” Mutluluk Bu Değil midir?” adında kitapları yayınlandı. Denemeleri, edebi düşünceleri ve çevirileri ölümünden sonra; “Seçmeler”, çocuklar için “Bir Dünya Soru” “Ben de Biricik Özbekistan’ım” şiir koleksiyonu ve “Yeşil Patika” adında seçme eserleri yayınlandı. “Almanak”, “Yüzyılın Sesi”, “Sonbaharda Gülen Çiçekler”, “ Pırıltı” ve başka birçok toplamlarda şiirleri ve edebi makaleleri yayımlandı. Çarı Ayaz, Ayrıca, pek çok yerli
ve yabancı yazarların; şiir ve öykülerini Özbekçe diline çevirerek okunmalarını sağladı. Çağrı Avaz, milleti yücelten ve ülkenizin bağımsızlığından yana güzel dizeler yazabilen ve söyleyen usta bir sanatçıydı. 1989 yılında mesleki bilimini geliştirmek için gittiği Ukrayna’nın Lviv şehrinde (o zamanlar Özbekler İşi” ve “Pamuk İşi’nden” ötürü Özbeklere asılsız suçlamalar atıldığı ve hakaret edildiği bir dönemde) başına Özbek milli doppısını ve üzerine Özbek milli çapanını giyerek: “Ben Özbek'im, halkıma ve ülkeme yapılan iftiralara inanmayın!” diye yüksek sesle söyleyebilen ve cesur davranabilen bir vatanseverdi. Çarı Avaz, yaşamının son yıllarında Karşı’daki “Nasaf” yayınevinde baş editör olarak çalıştı. Çarı Avaz, 29 Eylül 1992’de 35 yaşında hayata veda etmesine rağmen adı ve şiirleri okurların ve edebiyatseverlerin gönlünde hâlâ yaşıyor. 35 yıl gibi kısa bir yaşama, çok şeyler sığdıran Avaz’ın, AYDINLIK HAYALLER isimli kitabının arka kapağında şu dizeler yer alıyor.


Benim ömrüm nedir?

Mizan gibidir,
Hak için savaşa
Yoldaş istedim.

Ama
Birilerine derdim anlatıp
Fakat şiir yazmak
Oldu kısmetim…


Çarı Avaz’ı, genç bedenini saran toprak incitmesin dileğimle ve bir şiiriyle yazımı bitirmek istiyorum.


ZİBA’YA


Merhaba! Canım kız kardeşim!
Suskunum! alçak gönüllüm,
Buldun mu aradığın güzel hisleri?
Pencerem önünde sessiz düşünüyorum,
Pamuk tarlalarında geçen günleri
O mahzun hatıralar boşu boşuna
Beni alıyor kendi koynuna.
Çıkageliyorsun küçük cüssenle
On altı kiloyu taşıyıp omzunda
Uzak görünüyor giderek her yer
Pamuk tarlası yağmur, kar ile dolu.
Ya sen gidiyorsun zayıf omzunda
On altı kilo ve çizmen çamurlu.
Ben ise okuyorum senin arkandan
Çamurlara batan ağır izleri.
Sen ise sessizce harmana döktün
On altı kilo ve ağır hisleri.
Pencerem yakınında beni bir şey
Kendine güçle çekip çarpıyor…
Pamuk tarlasında seninle geçen
Diğer zamanları hatırlamak zor.