GONCAGÜL KONAŞ
Zafer Partisi Sözcüsü Azmi Karamahmutoğlu, düzenlediği basın toplantısında Türkiye’nin dış politikası, Suriye ve İsrail ile ilişkiler, Kıbrıs meselesi ve göç politikaları hakkında dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Karamahmutoğlu, geçtiğimiz haftanın en önemli gündeminin, Türkiye ile İsrail arasında Suriye sahasında yaşanabilecek olası askeri çatışma ihtimalinin gündeme gelmesi olduğunu belirtti. Bu gelişmenin Türk medyasında yeterince yer bulamadığını söyleyen Karamahmutoğlu, “Ne yazık ki Türk medyasından ziyade yabancı medyada, dışarıda bu konu enine boyuna tartışıldı.” dedi.
“BU HABERLERİN ÇOĞUNU YABANCI MEDYADAN ÖĞRENDİK”
İsrail’in Suriye'de uyguladığı politikaları eleştiren Karamahmutoğlu, “İsrail, Suriye'nin daha da istikrarsızlaşması için etnik ve dini farklılıkları kullanıyor. Federal yönetim modeli öneriyor. 2 Nisan’da Palmira’daki T-24 hava üssünde pist ve radar sistemleri İsrail savaş uçakları tarafından bombalandı.” ifadelerini kullandı.
Olayların Türkiye medyasında yer bulamadığını vurgulayan Karamahmutoğlu, “İçeride adeta karartma varmışçasına, bu haberlerin çoğunu yabancı medyadan öğrendik. Can ve mal kayıplarından söz ediliyor.” dedi. Ancak hükümetin bu saldırılarda Türk personelinin zarar görmediği yönündeki tutumuna dikkat çekerek, “AKP hükümetinden aksi yönde bir açıklama gelmediği için, herhangi bir Türkiye adına can ve mal kaybı olmadığını anlıyoruz. İnşallah da böyledir.” ifadelerini kullandı.
“KIBRIS RUM KESİMİ’NE BÜYÜKELÇİLİK AÇILMASI, DIŞ POLİTİKADA YENİ BİR KAYIPTIR”
Karamahmutoğlu, bir diğer önemli gündem maddesi olarak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Türk Cumhuriyetleri tarafından "Kıbrıs Cumhuriyeti" adıyla tanınmasını eleştirdi. “Ne yazık ki Türkistan’daki Türk Cumhuriyetleri, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde büyükelçilik açmıştır. Bu, en başından beri güdülen yanlış dış politikanın ürünüdür.” dedi.
AB ile yapılan toplantılarda bu adımın Yunanistan’ın baskısıyla geldiğini öne süren Karamahmutoğlu, “Yunanistan’ın talebi üzerine Avrupa Birliği’nin mecbur kalmasıyla, Türk Devletleri Teşkilatı üyesi ülkeler Güney Kıbrıs’ta büyükelçilik açmak zorunda kaldı.” dedi.
“İSRAİL, GAZZE’DE ETNİK TEMİZLİK YAPIYOR”
Karamahmutoğlu, Gazze’de yaşananları ise “etnik temizlik” olarak nitelendirdi: “İsrail, Gazze’deki 1 milyonun üzerindeki Filistinli nüfusu sürgüne göndermek istiyor. Bu sürgün, tam olarak bir etnik temizliktir.”
Bu gelişmelerin Türkiye’yi doğrudan etkileyeceğini vurgulayan Karamahmutoğlu, “Türkiye bu konuda birlik hâlinde tehlikeyi göğüslemeye hazır olmalı. Ancak siyasal İslamcı kalemler, bu insanlık suçu politikasına çanak tutuyor.” dedi.
Sığınmacı politikasına dair de sert açıklamalarda bulunan Karamahmutoğlu, “Filistinlilerin sürgününü ‘hicret’ terimiyle, dinî bir terminolojiye büründüren bu siyasal İslamcı kalemler, İsrail’in Gazze’deki etnik temizliğine hizmet sağlamış oluyor.” dedi.
“TÜRKİYE BU YÜKÜ KALDIRAMAZ”
Türkiye’de bulunan düzensiz göçmen nüfusuna da değinen Karamahmutoğlu, “13 milyonluk kaçak ve geçici nüfusa bakmak zorunda kalmışken, bunun üzerine 1 milyonluk Filistinli nüfusu da Türkiye bünyesine katamaz.” ifadelerini kullandı.
Karamahmutoğlu, kaçak nüfus sorununu sadece ekonomik ve güvenlik meselesi değil, “Türk nüfusunun egemenlik ve varlık-yokluk meselesi” olarak değerlendirdi.
“DOĞURGANLIK ORANI 2,38’DEN 1,51’E DÜŞTÜ”
Türkiye’nin demografik geleceğine ilişkin uyarılarda da bulunan Karamahmutoğlu, “2001 yılında doğurganlık oranı 2,38 iken, 2023’te bu oran 1,51’e geriledi. Türkiye, Avrupa Birliği ortalamasının da altına düştü.” dedi. Bu düşüşün uzun vadede nüfusun azalmasına yol açacağını belirten Karamahmutoğlu, 2100 yılında Türkiye nüfusunun 55 milyona gerileyeceği öngörüsünü paylaştı.
Ekonomik nedenlerle gençlerin evlenemediğini ya da çocuk sahibi olmayı göze alamadığını belirten Karamahmutoğlu, “Bu da nüfusu eksiğe götüren etkenlerden biri. Ekonomik bozulma kendiliğinden bir nüfus kontrolü sağlıyor.” diye konuştu.
“MECLİS DEVRE DIŞI BIRAKILMAMALI”
Karamahmutoğlu, dış politikada şeffaflık ve Meclis’in etkinliğinin artırılması çağrısında bulunarak, “Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki politik kurulların alacağı kararlarla bu işler olmaz. Meclis devre dışı bırakılmamalı.” dedi.