Anı kitaplarını okumayı ortaokul yıllarından beri çok severim. Çünkü anı kitapları yaşandıkları dönemin, tarih, coğrafya, kültür...
Anı kitaplarını okumayı ortaokul yıllarından beri çok severim. Çünkü anı kitapları yaşandıkları dönemin, tarih, coğrafya, kültür ve sosyal yaşamına tanıklık eden kitaplardır. Okuduğum anı kitaplarından beni bilgilendiren ve etkileyenler olmuştur. Ben de zaman zaman anılarımı öykü biçiminde dergilerde paylaştım ve paylaşmaya devam ediyorum.
Bugün sizlerle bir anı/öykü kitabını paylaşmak istiyorum. Züleyha Akın “Soğuk İklimlerin Sıcak Düşleriydi” kitabında 1970’lerden başlayıp 1980’e kadar gelen anılarını okuruyla paylaşıyor. Önsözünü sevgili arkadaşım Oğuz Gemalmaz’ın yazdığı, İzan Yayınları tarafından basılan ve benim yaşımdaki kişilerin tanık olduğu bazı olayları anlatan bir yapıt.
211 sayfalık bu kitabı soluk soluğa bir günde okudum. Beni etkileyen anı ve öykülerden bazılarını birazdan yazacağım. Onlara geçmeden önce Salâh Birsel’in “1 Mart 1972 tarihli Türk Dil Kurumu Anı Özel Sayı”sında anı ve günlük hakkında yazdığı yazıyı sizlerle paylaşmayı düşündüm.
“Anıları günlüklerden ayırmak gerekir. Günlük, günü gününe saptanan olaylar, düşünceler, duygularla oluşur. Anı ise uzun yıllar geçmiş olayları dile getirir. Onun için gerçeğe uygunluk bakımından günlüklerin daha inandırıcı olmak şansı vardır. Hele geçmişte yapılan konuşmaları aktaran anıcıların, uzun yıllar sonra bunları virgülüne, noktasına dek anlatmaları anıların gerçekliğine iyiden iyiye gölge düşürür. Kimi yazarlar bu yüzden bu konuşmaların simgesel olduğunu anılarının önsözlerinde açıklamak zorunluluğunu duymuşlardır. Nedir, kimi yazarların kafalarına iyice yer eden konuşmalarda vardır. Bunların hemen kuşkuyla karşılanmaması da gerekir. Ama bunlarda daha çok küçük cümleler, küçük karşılıklardır. Anıların çocukluk ve gençlik yıllarına değinen parçalarına daha az inanmak da doğru olur. Çünkü anıcılar bunları o çağlardaki mantıklarıyla değil, anılarını yazdıkları yıldaki olgun kafalarıyla yazarlar. Şu da var ki anıcılar gerçeğe bağlı kalabilmek için kimi mektuplardan, kimi belgelerden, kimi dergi ve gazetelerden kimi görgü tanıklarından ve kimi günlüklerden yararlanabilirler.
Anıcıların görüş açıları, dünya görüşleri de önemli bir yer tutar kitaplarda. Böylece aynı olaylar başka başka kişilerce anlatıldığı vakit çok değişik sonuçlar verir.
Anılarla özyaşamöykülerini de birbirinden ayırmak doğru olur. Anılarda yazarlar tanık oldukları ya da duydukları olayları anlatırken, özyaşamöykülerinde genel olarak kendi özel yaşamlarından duygu ve eğilimlerinden söz ederler. Başka bir deyişle özyaşamöykülerinde yazarın kendi özel dünyası daha ağır basar.”
Sâlah Birsel’in de belirttiği gibi anı ve özyaşam öyküleri farklı şeylerdir. Züleyha Akın anı ve öykülerinde bunu çok güzel uygulamış. Akın, anı ve öykülerini anlatırken zaman zaman konuya bir şiirle başlıyor. Şiirlerden bazıları kendisine ait diğerleriyse ünlü şairlerden alınmış. Bu şiirler de konunun okunmasını daha rahat kılıyor. Kitabı okurken beni etkileyen anı ve öykülere biraz değineceğim.
“Mercan Kız”la ilgili öyküyü okurken, aklımın bir köşesinde hep Türkan Saylan vardı. Mercan Lepra hastası bir kız ve o dönemde, sağlık memuru Muzaffer beyin de dile getirdiği gibi, Lepra bulaşıcı bir hastalık olarak biliniyordu. Keşke Türkan Saylan bu hastalığın bulaşıcı olmadığını topluma daha önce anlatabilseydi diye düşündüm hep. Belki Mercan Kız bu hastalıktan kurtulacak ve oradan oraya sürünmeyecekti.
“Bir Garip Mehmet Ali Öğretmen” öyküsünde ise kendi yaşamımdan örnekler buldum. Toplumsal mücadelede tek başına kalmış bir öğretmenin yaşadıklarını okuyunca mutlaka siz de etkileneceksiniz. Hep iyi niyetle hareket eden Mehmet Ali öğretmen, her olayda tek başına kalmış bir Don Kişot gibidir.
“Aytün” öyküsünde ise Aytün’ün yaşadıklarına şaşırıp kalıyorsunuz. O günleri yaşamayanlar,acaba bunlar gerçekten yaşanmış mı diye düşüneceklerdir. (Buna benzer onlarca anı/öykü kitapta güzel güzel anlatılıyor. Merak edenler kitabı edinip okuyabilir. Zevkle okuyacaklarından eminim.)
Bol okumalı ve sağlık günler diliyorum tüm okurlara.