*Bu yazı üstüne alınanlar içindir…
Siyasetçi unutur küçüklüğünde yaşadıklarını. Çoğu zaman tek maaşla geçinen evde ne zorlukla büyüdüğünü unutur. Ondandır işte, bir yerlere geldiğinde o hanelerde neler yaşandığını umursamaması.
Siyasetçi unutur soğukta, sıcakta yürüyerek okula gittiğini. Kalabalık sınıflarda ne kadar zorlukla okuduğunu, üniversiteyi kazanmak için yaşadığı çileyi, kaldığı devlet yurdundaki kepazelikleri unutur. Belki de okuyamayıp ev geçindirmek için küçük yaşta çalışmaya başladığını unutur. Ondandır o çocukların geleceği için değil de kendi ikbali için çalışması.
Siyasetçi unutur. O yaşa kadar yaşadığı adaletsizliği, haksızlığı, adam kayırmayı, hak yenmesini… Ondandır, kendi bir yerlere geldiğinde adaletsiz ve haksız davranması.
Siyasetçi unutur, gençliğinde yaşadığı kavgaları. Kendince haklı bulup savunduğu düzenin karşısında olanlara mücadelesini unutur. Ondandır, ekranlardan hala onlara sallaması, ötekileştirmesi ama perde arkasında onlarla iş tutması.
Siyasetçi unutur seçim zamanı gezdiği çarşı, pazardaki; sefaleti, işsizliği, parasızlığı, garibanlığı. Ondandır seçildikten sonra bir daha oralara hiç uğramaması.
Siyasetçi unutur üç kuruş parayla ev geçindirmenin zorluğunu. Evladına harçlık verememenin sıkıntısını, işsiz kaldığında yaşadığı utancı, eşinin, evladının, anasının, babasının yüzüne bakamadığı zamanları unutur. Ondadır, kendi vatandaşının çaresizliğine rağmen rüşvet alması, iş takipçiliği yapması.
Siyasetçi unutur; “lidere sadakat şerefimizdir” demenin yanlış, “ülkeye sadakat şerefimizdir” demenin doğru olduğunu.
Siyasetçi unutur arkadaşım, işine gelen budur, aldığı emir budur, ülkeyi değil kendi çıkarını düşünmesi bir vakadır. Siyasetçi unutur, bugün vardır yarın yoktur ama senin o siyaset ve siyasetçi uğruna ailenle kavga etmen, komşunu ötekileştirmen, arkadaşını dışlaman, patronuna küfretmen, boşanman hep ama hep sadece seni mahveder.
O yüzden saygıdeğer okurum, Gazi Mustafa Kemal Atatürk`ün şu sözleri hiç unutulmamalıdır. “Bir millet, varlığı ve hukuku için bütün kuvvetiyle, bütün fikri ve maddî güçleriyle alâkadar olmazsa, kendi kuvvetine dayanarak varlığını ve bağımsızlığını temin etmezse şunun, bunun oyuncağı olmaktan kurtulamaz”. Haydi, kalın sağlıcakla.