Bölgeye yaptığımız seyahat sırasında Osmaniye’de bir akraba ziyaretinde, genç bir aile ile tanıştık. Baba işçi, eşi ev kadınıymış, iki de küçük erkek çocukları var. Büyük çocuk, on iki, on üç yaşlarında, yüzünden, tavır ve davranışlarından, adeta zeka fışkırıyor. Sohbetimizin ilerleyen saatlerinde, çocuğun yedinci sınıfa geçtiğini, başarılı bir öğrenci olduğunu öğrendik, onunla sohbeti koyulaştırdık. Çocuk, ismimin Cengiz olduğunu öğrenince heyecanlandı, “Ben kitap okumayı çok seviyorum, Cengiz Aytmatov adlı bir yazarın kitaplarını da okudum” deyiverdi.

Çocuk gerçekten zeka saçıyordu, o yaşında okuduğu yerli ve yabancı yazarlardan söz etti, bizden övgüler almaya başlayınca, “Sporla da ilgileniyorum” dedi. Hangi sporlarla ilgili olduğunu sorduğumuzda aldığımız yanıt ise, şaşkınlık vericiydi:
“Okçular Vakfı’na kaydoldum, Okçuluk sporları yapıyorum...” Çocuğun bu sözleri, şimşek gibi çakıldı beynime, anında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan geldi gözlerimin önüne, üzerinde tarihsel avcı kıyafetleri ile ormanda, “Haayyy Hak!...” diyerek, gerdiği yaydan okunu, hedefe fırlatışı, canlandı gözlerimin önünde.  Hiç düşünmeden anında sordum çocuğa: “Spor dallarının bu kadar geliştiği günümüzde, Okçuluk Sporu’nu da nereden buldun?”


“Okulda bir çok arkadaşım gidiyordu, ben de kaydoldum...” Aramızdaki diyaloğu ilgiyle izleyen aile büyüklerini de aydınlatmak istercesine çocuğa şöyle dedim: “Okçuluk, tarih öncesinde, ilkel insanların avlanma ve savaş sanatıydı. Asırlar önce ateşli silahlar, top, tüfek, tabanca icad edildi, savaşlarda tanklar, füzeler, uçaklar kullanılmaya başladı, şimdi elin adamı, bir düğmeye bastığında, atom bombası ile bir ülkeyi yok edebiliyor...”


Çocuk ile birlikte yanımızdakiler de konuşmamızı ilgiyle izliyorlardı. Sözlerimi şöyle sürdürdüm: “Ne yazık ki, ilkel bir avcılık ve savaş oyunu olan Okçuluk da, siyasete malzeme yapıldı. 2002 ylında güçlü bir parlamento çoğunluğu ile devlet yönetimini ele geçiren siyasal iktidar, ‘Ecdadımızın mezar taşlarını okuyamıyoruz’, ‘Dindar ve kindar nesiller yetiştireceğiz’ söylemleri ile çağdaş eğitim sistemimizi küçümseyerek işe başlamıştı. ‘Osmanlı Ocakları’nı kurdurmuş, yurt içinde ve yurt dışında hızla örgütlenmesini sağlamıştı. Okçular Vakfı da bu siyasal yapılanma tarafından canlandırılmış, maddi ve manevi olarak testeklenmişti. Eğitim Sistemimiz, yaz boz tahtasına dönüştürüldü, çocuklarımız, çağdaş bilim, teknoloji ve sanat yerine, böyle hayali ideolojilerin peşine sürüklendi... Yirmi yılı aşkın bu süreçte siyasal iktidarın hiç bir vaadinin gerçekleştiği görülmedi. Ne yazık ki, dünyanın nükleer silahları, üçüncü, dördüncü dünya savaşlarını tartışmaya açtığı günümüzde, halen okullarımızda öğrencilerimizin, Okçuluk Sporları ile uğraştırıldığını öğrenmekten, derin üzüntü duydum...”


Hızlı ve konforlu seyahat etmenin hayalini mi kuruyorsunuz? Belki de Hiperloop sistemi tam da sizin aradığınız çözüm olabilir. Geleceğin ulaşım aracı olarak görülen Hiperloop, bilim kurgu filmlerinden fırlamış gibi görünse de artık gerçek dünya projeleri arasında yerini almış durumda. İlk kez 2013’te Elon Musk tarafından önerilen bu sistem, düşük basınçlı tüpler içinde hareket eden kapsüller (podlar) kullanarak, neredeyse sürtünmesiz bir ortamda seyahat etmeyi mümkün kılıyor.
Hedeflenen hızlar ise saatte 1200 kilometreyi bulabiliyor. Bu da bir şehirden başka bir şehre gitmenin saatler yerine dakikalar alacağı anlamına geliyor.


Hatta projede örnek gösterilen zamanlama Londra ve Paris arasında. Normalde uçakla 3 saat 35 dakika, arabayla 6 saat 15 dakika süren iki şehir arasındaki mesafe Hiperloop ile sadece 28 dakika sürecek. Hiperloop sisteminin temelini oluşturan düşük basınçlı tüpler, içlerindeki hava basıncının oldukça düşük olması sayesinde kapsüllerin çok daha az hava direnciyle karşılaşmasını sağlıyor. Bu durum da kapsüllerin yüksek hızlara ulaşabilmesine imkân tanıyor. Kapsüllerin tüp içinde havada süzülerek ilerlemesini sağlayan manyetik levitasyon teknolojisi ise mıknatıslar kullanarak trenin raylardan birkaç milimetre yukarıda durmasını sağlıyor. Böylece sürtünme minimuma iniyor ve kapsüller daha verimli bir şekilde hareket ediyor.


Kapsüller, genellikle aerodinamik bir yapıda olup maksimum hız ve güvenlik için ileri teknoloji donanımlara sahip. Kapsüllerin içinde yolcuların rahat etmesi için ise çeşitli konfor unsurları da düşünülmüş. Kapsüllerin iç tasarımı, yolcuların rahat bir yolculuk yapabilmesi için ergonomik koltuklar, geniş pencereler ve multimedya sistemleri ile donatılmış. Güvenlik açısından ise yüksek hızlara rağmen minimum türbülans ve sarsıntı ile yolculuk yapılması hedeflenmiş. Acil durumlarda devreye girecek çeşitli güvenlik mekanizmaları da mevcut.

HİPERLOOP SİSTEMİNİN BİR DİĞER ÖNEMLİ AVANTAJI ENERJİ VERİMLİLİĞİ

Geleneksel ulaşım araçlarına göre çok daha az enerji tüketiyor. Bunun nedeni de düşük basınçlı tüpler ve manyetik levitasyon sayesinde enerji kaybının minimize edilmesi. Ayrıca Hiperloop sistemleri genellikle güneş panelleri gibi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla desteklenebiliyor ve bu da çevre dostu bir ulaşım aracı olmasını sağlıyor.
Hiperloop teknolojisi, dünya genelinde birçok ülkede ilgi gördü ve çeşitli projeler hayata geçirildi.
ABD, Avrupa, Orta Doğu ve Asya’da farklı Hiperloop hatları inşa ediliyor ya da planlanıyor. Özellikle şehirlerarası ulaşımda devrim yaratması beklenen bu sistem, aynı zamanda yük taşımacılığında da büyük bir potansiyele sahip.
Gelecekte Hiperloop sisteminin yaygınlaşmasıyla birlikte, şehirlerarası seyahat süreleri önemli ölçüde kısalacak ve ulaşım maliyetleri düşecek. Ayrıca bu sistemin çevre dostu olması, karbon ayak izinin azaltılmasına da katkı sağlayacaktır