Önceki yazımda “Kırmızı Pazartesi” başlıkla yazı yazmış, CHP Kurultayı’nda aksi bir karar çıkarsa Türk Demokrasi için ne gibi sakıncalar doğurabileceğini söylemiştim.

Ve karar açıklandı.

Türkiye nefesini tuttu, “kara pazartesi” mi olacak diye bekledi, ama olmadı. Mahkeme, CHP’nin kurultay davasını 24 Ekim’e erteledi. Tedbir talebi de reddedildi. Kısacası: “Bugün değil, yarın bakarız” dedi hâkim bey.

Ama mesele sadece bir erteleme değil. Çünkü bu karar siyasetin nabzını bir anda düşürdü. Döviz gevşedi, borsa fırladı. Yani ülkenin ekonomisi bile CHP’nin kurultay davasına endeksli hale gelmiş durumda. Merkez Bankası faiz kararından daha etkili bir mahkeme kararı gördük.

CHP’DE “OH BE” HAVASI

Mahkeme devam ederken CHP MYK da toplandı, gözler karara çevrildi. Erteleme kararı, genel merkezde olumlu karşılandı. CHP kurmayları, olağan kongre sürecine dikkat çekerek şunları söyledi:

“Dava 24 Ekim’e ertelendi. İl kongrelerimizi bu tarihten önce tamamlayacağız. Böylece açılan davanın bir anlamı kalmayacak. Olağan kurultayımızı yaparak tartışmayı kapatırız. Ayrıca 21 Eylül’de yapılacak olağanüstü kurultay da etkilenmeyecek. Hem olağanüstü kurultayı hem de olağan kurultayı yaparak yolumuza devam edeceğiz.”

CHP Kurmayları birden umutlandı. Bu durumda mutlak butlan kararı çıkamaz. İyi senaryolardan biri gerçekleşti. İl kongrelerimizi 24 Ekim’den önce bitiririz, olağan kurultayı yaparız, dava da kadük kalır” diyorlar.

Yani açık konuşalım: CHP’de “zaman kazanma” taktiği tutmuş görünüyor. 21 Eylül’deki olağanüstü kurultay da garanti altına alındı. “Hem olağanüstüyü yaparız hem olağanı, sonra da yolumuza devam ederiz” görüşü hakim.

HUKUKÇULAR NE DİYOR?

CHP Kurultayının iptal davasını takip eden eski Yargıtay Hâkimi ve Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminağoğlu’nun yorumu da manidar:

“Mahkeme tüm davaları birleştirdi, 24 Ekim’de görüşecek. Tedbir talebi reddedildi. 21 Eylül’deki kurultay yapılır, sonra artık ‘mutlak butlan’ falan da mümkün olmaz.”

Evet, hukukçular bile aslında “iş bitti” diyor. Çünkü il kongreleri tamamlanınca davanın siyasi anlamı kalmayacak. Mahkeme de “ellerim kollarım bağlı” noktasına mı gelecek, yoksa yeni hukukun başka yerlerinden tutup davayı yeniden şekillendirecek.

24 Ekim’e kadar bekleyeceğiz. Bakalım neler olacak?

MAHKEME SALONUNDA GERİLİM

Eski Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve bazı delegeler, CHP'nin 4-5 Kasım 2023 tarihlerindeki kurultayının iptali için açtığı dava Ankara’nın Dışkapı semtindeki Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Mahkemeye bir çok CHP Milletvekili ve basın mensupları katıldı.

Mahkemenin küçük bir salonda yapılması itirazlara neden oldu. CHP’liler mahkemenin daha büyük bir salonda yapılmasını istedi. Ancak mahkeme başkanı bu isteği reddetti.

Gergin başlayan mahkemede ilk sözü alan davalı Eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın avukatı Onur Üregen, dava sonuçlanana kadar eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun tedbiren atanmasını talep etti.

Üregen, “Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel’in koordinasyonunda, Siyasi Partiler Kanunu’na aykırı biçimde oy sayımına hile karıştırıldı. Divan Başkanı tarafsızlığını kaybetti. Bu nedenle Ankara Başsavcılığı birçok partili hakkında dava açtı. Özgür Özel’in dokunulmazlığının kaldırılması için fezleke işlemleri sürüyor” dedi. Bu ifadeler salonda tartışmalara yol açtı.

CHP avukatı Çağlar Çağlayan ise, “Tedbir talebi bugüne kadar dokuz kez reddedildi. Ayrıca bu mahkemenin görevli olmadığını tekrar vurguluyoruz” diyerek, itiraz etti.

Sonunda hâkim, tartışmayı uzamadı ve davayı 24 Ekim’e erteledi.

Türkiye’nin geleceğini mi tartışıyoruz, yoksa CHP’nin iç kongre trafiğini mi? Öyle bir tablo ki, piyasa bile CHP kurultayına bakarak yön buluyor.

Aslında mesele çok net: CHP’de kurultay davaları artık siyasetin değil, zamanın konusu. Bugün ertelendi, yarın da düşecek. Ama olan yine Türkiye’ye oluyor. Çünkü ülke, koca bir partinin mahkeme koridorlarına sıkışmış kaderini izlemek zorunda kalıyor.