Ekonomik koşulların çok ağırlaşması ve enflasyonun yüksek bir seyirde devam etmesi tüketicileri zor koşullarda bırakmaktadır.

Ekonomik koşulların çok ağırlaşması ve enflasyonun yüksek bir seyirde devam etmesi tüketicileri zor koşullarda bırakmaktadır.

Sadece ücretleriyle geçinenlerin enflasyon altında ezilmesi çok uzun zamandır bu kadar yakıcı bir hal almamıştı. Alım gücü düşen dul, yetim, emekli ve sabit ücretle çalışanlar, çarşı pazar gezecek durumdan çoktan çıkmış bulunmaktadırlar.

Türkiye’nin en büyük işçi sendikası TÜRK-İş’in her ay yaptığı yoksulluk ve açlık sınırı araştırmalarına göre, ücret geliri ile hayatlarını sürdürenlerin çok büyük kısmı açlık sınırına yakın yaşamaktadırlar. Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre işverenlerin, kuruma bildirdikleri ücretlerin ortalaması, yaklaşık 6.200 TL civarında bulunmaktadır.

Kocaman bir ülkenin ( doktoru, avukatı, mühendisi, ustası vb. gibi.) ücret geliri ile çalışanların ortalaması bu ücret. Ortalama ücret asgari yaşamı sağlayacak bir durumdan çoktan çıkmış gözükmekte.

Sosyal bir devlette vatandaşlara zorunlu olarak sağlanması gereken hizmetler bulunmaktadır. Eğitim hizmetleri, sağlık hizmetleri ve devletin vatandaşlarına gücü oranında konut sağlaması gerekmektedir.

Devlet bunu değişik şekillerde yapmaya devam etse de, nüfus artışı ve kentsel büyüme sorunları nedeniyle, sosyal konutları yeteri derecede üretememektedir.

Enflasyonun çok yüksek derecede seyir etmesi, temel gıdalardan başlamak üzere, barınma sorununa kadar ulaşılması zor durumlarla vatandaş karşılaşmaktadır.

Konut sorunu da son zamanlarda, hayat pahalılığı nedeniyle toplumsal bir yara olarak önümüze çıkmaktadır. Sabit bir ücret geliri olanların bir konut alması neredeyse imkânsız denecek kadar azaldı. Ev fiyatları öyle bir noktaya geldi ki, ev almak artık orta sınıfların bile hayal edemeyeceği bir noktaya geldi.

Ev sahibi ile kiracı arasındaki kira tutarları, yeni bir uzlaşmaz çıkar çatışmasına neden olmaya başladı. Çok sayıda insan ya kiraladığı evden çıkmakta ya da yüksek tutarda ev kirası ödeme ile karşı karşıya kalmaktadır.

Önümüzdeki aylarda yeni evsizler ordusu büyük kentlerde toplumun parçası olarak görünür bir hal alacak gibi duruyor. Devlet konut sorununa nasıl bir çözüm buluyor dersek çokta ev sahibi ve kiracı açısından bir çözüm üretemiyor. Ancak aracıların veya ev sahiplerinin internet ortamında vermiş olduğu ilanlarının vergi kayıp kaçağı var mı diye kontrol amaçlı yeni düzenleme yapıyor.

Maliye Bakanlığı, E-Ticaretin kontrolü amacıyla 538 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği yayınladı. Bu tebliğe göre taşınır, taşınmaz mal ve hizmet satanların, aracılık edenlerin, yer sağlayanların, sosyal ağlarla bu alım satımına hizmet verenlerin bu bilgileri gelir idaresi başbakanlığına bildirilmesini zorunlu hale getirdi.

Bu tebliğ ile ev satanların ve aracılık edenlerin bilgilerinin her ay düzenli olarak Gelir İdaresi başkanlığına bildirim yapılması hem satışların gerçek değeri üzerinden takibini sağlayacak, hem de devletin almış olduğu harçların tutarını artıracaktır.

Evsiz kalanlara ise bu durumdan ne gibi bir fayda sağlanacağı ve yüksek seyir eden enflasyon nedeniyle ortaya çıkan ev sahibi, kiracı çatışması nasıl önlenecek her hangi bir düzenleme ortada yoktur.

Devletin, vergi ihtiyacından kaynaklı aklı, fikri vergi gelirlerini artırma çabasında. Kamu ihtiyaçları, verimsizlik ve müsriflik yüksek enflasyonla daha çok artar bir hal almış, daha çok zamma ve paraya ihtiyaç duymaya başlanmıştır.

Yine kiracıya bir şey gözükmüyor. Evsiz kalmaya belki de aile bağlarının dağılmasına tekrar birçok çekirdek ailenin annesinin babasının yanına dönmesine herkesin düzenin bozulmasına sebep olacak toplumsal bir yara olarak devam edecek gibi gözükmekte.