Kültür ve sanat, bir toplumun ruhudur. Sadece estetik değil, dirençtir; sadece ifade değil, örgütlenmedir. Türkiye’de yıllardır kültür politikaları, ya ihmal edildi ya da ideolojik denetim altına alındı. Sanatçılar susturuldu, mekânlar kapatıldı, yaratıcı alanlar daraltıldı. Oysa halk artık sadece “neden sanat yok?” değil, “nasıl yeniden yaratılır?” diye soruyor.

İktidar, kültürü kontrol etmek istiyor; muhalefet ise çoğu zaman bu alanı tali bir mesele gibi görüyor. Oysa kültür ve sanat, toplumsal barışın, özgür düşüncenin ve yaratıcı ekonominin temelidir. Ve bu temel, ancak “nasıl?” sorusuna verilen sahici cevaplarla yeniden inşa edilir.
Kültür nasıl kamusal bir hak hâline gelir?
Bugün Türkiye’de kültürel faaliyetler, büyük şehirlerin merkezine sıkışmış durumda. Anadolu’da tiyatro yok, sinema yok, kütüphane yok. Oysa kültür, sadece elitlere değil, tüm halka aittir. Peki bu nasıl sağlanır?
* Her ilçeye kültür merkezi nasıl kurulur?
* Yerel sanatçılar nasıl desteklenir?
* Kütüphaneler ve halk eğitim merkezleri nasıl yaygınlaştırılır?
* Kültürel etkinlikler nasıl ücretsiz ve erişilebilir hâle getirilir?
Bu sorular, kültürün demokratikleşmesi için hayati önemdedir.
Sanatçılar nasıl özgürleşir?
Sanatçılar, bir toplumun vicdanıdır. Ancak Türkiye’de sanatçılar baskı altında, sansürle boğuşuyor, ekonomik olarak güvencesiz yaşıyor. Oysa özgür sanat, özgür toplumun temelidir. Peki bu nasıl mümkün olur?
* Sanatçılara sosyal güvence ve telif hakkı nasıl sağlanır?
* Sansür mekanizmaları nasıl kaldırılır?
* Bağımsız sanat kurumları nasıl desteklenir?
* Kültür fonları nasıl adil ve şeffaf dağıtılır?
Bu sorular, yaratıcı özgürlüğün ve toplumsal çeşitliliğin anahtarıdır.
Kültür politikaları nasıl toplumsallaşır?
Kültür, sadece etkinlik değil, birlikte üretimdir. Mahalledeki çocuk korosundan köydeki halk oyunlarına kadar her üretim, toplumsal bağları güçlendirir. Peki bu nasıl kurumsallaşır?
* Belediyeler kültür üretimini nasıl destekler?
* Okullarda sanat eğitimi nasıl güçlendirilir?
* Kültürel miras nasıl korunur ve yaşatılır?
* Gençlerin kültürel üretime katılımı nasıl teşvik edilir?
Bu sorular, kültürün halkla buluşmasının yolunu açar.
Kültürde “nasıl?” demeden toplum gelişmez
Türkiye’nin kültürel zenginliği, sadece geçmişte değil, bugünde ve gelecektedir. Halk, sadece izlemek değil, üretmek istiyor. Gençler, sadece tüketmek değil, yaratmak istiyor. Ve bu istek, ancak “nasıl?” sorusuna verilen cesur ve sahici cevaplarla karşılanabilir.
İktidara talip olan herkes, artık kültür ve sanatta eşitlik, özgürlük ve üretim için çözüm üretmek zorundadır. Çünkü bu ülkenin halkı, sadece yaşamak değil, kendini ifade etmek istiyor.