Son günlerde iş dünyasında bazı isimlerin ekonomik sıkıntılara ilişkin görüşlerine sıkça rastlar olduk. Ekonomik sıkıntıların bu boyutlara gelmeden önce yapılması gereken uyarı ve önerilerin şimdi ne kadar hedefine ulaşacağı bir hayli tartışmalı.

İş dünyasının örgütlü yapılarının başında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) geliyor. TOBB, özel sektörün Türkiye’de mesleki en üst kuruluşu ve yasal temsilcisi. TOBB, 81 il 160 ilçeye yayılmış 367 oda ve borsası ile iş dünyasının en üst kuruluşu. TOBB’dan sonra dernek statüsünde Türkiye İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) ile Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) geliyor. TOBB’nin kayıtlı üye sayısı bir milyonun üzerinde. 1 milyon 200 bini aşkın kayıtlı üyesi var. Ülkemizdeki büyüklü küçüklü tüm ticaret, sanayi, deniz ticaret firmaları ile birlikte ticaret borsalarını bünyesinde bulunduruyor. TÜSİAD yapısı gereği, ülkemizin kalbur üstü sanayici ve iş insanlarının bir araya geldiği bir dernek. MÜSİAD’ın da yapısı TÜSİAD’dan çok farklı değil. Ancak, MÜSİAD’ın üyelerinin çoğunluğunu Anadolu sanayicileri oluşturuyor.

TOBB Genel Kurulları, ekonominin tüm boyutlarıyla tartışıldığı bir ekonomi platformu şeklinde gerçekleşir. TOBB’nin yasa gereği, genel kurula sunduğu ekonomik rapor da bu açıdan önemlidir. TOBB dışında, TÜSİAD ve MÜSİAD’ın zaman zaman yayınladığı ekonomik raporlarda önemli ve dikkat çekicidir.
Nitekim, MÜSİAD geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama ile genel ekonomik durumu değerlendirerek önemli uyarılarda bulundu. MÜSİAD’ın tespitlerinden bazıları satır başlarıyla şöyle.
•⁠ ⁠2008’den bu yana gerekli ekonomik ve sosyal reformlar yapılmıyor.
•⁠ ⁠Reformlar gerçekleştirilmeden büyüme olur ama kalkınma olmaz
•⁠ ⁠Ekonomik büyümenin nitelikleri tartışılmalıdır.
•⁠ ⁠Vergi politikaları adil değil.
•⁠ ⁠Hanehalkı enflasyonu çok daha yüksek ve derin hissediyor.
•⁠ ⁠Ekonomi büyüyor ama tabana yayılmıyor.
•⁠ ⁠Gelir dağılımı tehlikeli boyutlara ulaşmış durumda Sosyolojik yapı her geçen gün biraz daha bozuluyor. Gelir durumlarına göre, gettoların oluşacak.
•⁠ ⁠Devlet Planlama Teşkilatının kaldırılmasının olumsuz etkileri hissediliyor.
•⁠ ⁠Başta tekstil olmak üzere birçok sektörde dış ülkelere kayış var. Bunun doğal sonucu olarak yakın bir gelecekte, mevcut durama ilave yeni işsizlerin eklenmesi kaçınılmaz olacak.
Bunlar çarpıcı başlıklar. MÜSİAD tespit ettiği olumlu gelişmelere de görüşlerinde yer vermiş. Ancak, burada acil olarak üzerinde durulması gereken başlıklarda en önemlisini yapılacağı vaat edildiği halde bugüne kadar gerçekleşmeyen ekonomik ve sosyal reformlar oluşturuyor. Seçim meydanlarında, yapılacağı belirtilen reformalar konusunda atılmış somut bir adım yok.

Kişi başına milli gelirin 17 bin dolara ulaştığı ne yazı ki bir şehir efsanesi olarak kaldı. Ülke gelirinin yüzde 90’ına yakın kısmını paylaşan yüzde 10’luk kesim, bu süre içinde zenginliğine zenginlik katmaya devam ediyor. Sadece KKM hesaplarına ödenen faiz tutarı 1 trilyon lirayı aşmış durumda. Milli gelirin hemen hemen yüzde 10’luk kısmı faiz ödemelerine gidiyor.

Özetle; Yeni bütçe maratonunun başladığı bu günlerde ülke nüfusunu oluşturan geniş bir kesime rahatlatıcı desteklerin sağlanması gerekiyor. Ama ilk etapta görüldüğü kadarıyla 2026 yılı bu yılı da aratacak. Bütçede milli eğitime ayrılan paydan daha fazlası, faiz ödemelerine ayrılmış. KOİ Projelerinin garanti ödemeleri de her geçen yıl biraz daha ağırlaşıyor. Yani ekonomik kriz ve enflasyonla mücadelede zor bir yıl bizleri bekliyor.
İşte tam da bu noktada, iş dünyası görüşlerini korkusuzca açıklamalı, bunu sadece hükümetle değil, vatandaşlarla da paylaşmalı. Nitekim; tüm tespitlerin, sorunların ve çözüm önerilerinin raporlarda kalmasının kimseye bir faydası olmadığını da bugüne kadar ki tecrübelerimizle defalarca yaşadık.
Cesur ve kararlı adımlarla ülke ekonomisini düzlüğe çıkarmak, refahı tabana yaymak için ekonomik ve sosyal reformları süratle uygulamaya geçirmek, gerekli yasal düzenlemeleri tamamlamak için kaybedecek zamanımız ne yazık ki kalmadı.