Yaşar Çelik; 11 Haziran 1951 yılında Rize ilinin Çamlıhemşin ilçesinde dünyaya geldi. İlçesinde demircilik, gurbette pastacılık...
Yaşar Çelik; 11 Haziran 1951 yılında Rize ilinin Çamlıhemşin ilçesinde dünyaya geldi. İlçesinde demircilik, gurbette pastacılık yaptı. Demirden hamura birçok meslek denedi. Başarılı olduğu mesleklerin, başarısız olduğu mesleklerden çok olmasına rağmen ticarette başarılı olduğu söylenemez. 6 Haziran 1992 yılında geçirdiği bir trafik kazasında belden aşağısı felç oldu. O günden sonra, tekerlekli sandalyeye bağımlı yaşamak zorunda kaldı. 1993 yılında “Dört Mevsim” ismini verdiği ilk kitabını çıkardı. 2003 yılında “Gitmeyen Ayakların Gezgin Düşünceleri” isimli kitabını çıkardı. Şairin mahlası da olan “Yorgun” aynı zamanda üçüncü kitabının da adıdır. Yaşar Çelik evli 5 çocuk ve 7 torun sahibidir.
Çelik’in, insan sevgisi yanında evlat ve torun sevgisinin de şiirlerine yansıdığını görürüz. Önce torun sevgisi üzerine yazdığı bir şiirini okuyalım.
EĞER BİR SEVDA VARSA,
O DA TORUN SEVDASI
Dünyanın tadı ne, deseniz bana
Torun der de başka bir şey demezdim
Ne anam ne babam ne de sevgilim
Onlar gibi, hiç kimseyi sevmedim
Sevda ucuz değil, bilenler bilir
Çıkarsız riyasız, candan sevilir
Torunlar soyunu, devam ettirir
Ben onlardan güçlü, silah görmedim
Sevdası sadedir, yürekten olur
Biraz hüzünlensen, gelir sarılır
Biri bir şey sorsa, der dedem bilir
Böyle bir hazine, henüz görmedim
Oğlunu kızını, seversin elbet
Ama torun başka, müthiş bir servet
Diyorlar ki Yorgun, görürsün sabret
Göremem ki, yolun sonuna geldim
Şair Yaşar Çelik ile yıllar önce sosyal medya üzerinden tanıştım. Bundan yaklaşık beş yıl önce de Ankara’ya geldiği bir sırada yüz yüze tanıştık. Şiirlerinde ve özel yaşamında “cesur yürek” bir dostum. Sözünü yanlışa, haksıza ve haksıza karşı esirgemeyen bir insan. Tanıdığım kadarıyla ve şiirlerindeki dilinde asla riyaya ve haksızlığa göz yummak gibi bir davranışı yok. En yakını arkadaşı bile olsa sözünde ve davranışında dobra olması onun insan ve şair yanını daha da yücelere taşıyor. Bu davranışıyla, sevenleri tarafından çok sevilmesine, varsa eğer sevmeyenleri, onlar tarafından da o denli uzak durmalarına neden oluyor.
Şiirlerinde; demokrasiye, insan haklarına, hayvan haklarına, özellikle talan edilen doğaya karşı duyarlılığını, inanç ve özgürlüklere, aşka, hasrete, gurbete, sevgiye kısacası insana, doğaya, canlıya dokunan her şeye dair düşüncelerini bulmak mümkün.
ANLATAMADIM
Dilim varmaz, gerekte yok adına
Giderken bakmadın, dönüp ardına
Her şeyin vardım da şimdi farkına
Ben sana aşkımı, anlatamadım
Ne laftan anladın ne halden bildin
Bir kalemde tutup, her şeyi sildin
Ben sana vurgundum, sen bana eldin
Olmadı sevdamı, anlatamadım
Denedim her şeyin, son çaresini
Özlediğim oldu, güzel sesini
Ayrılığın yerken, o sillesini
İçim kan ağladı, anlatamadım
Bilmez mi sanmıştın, kör mü belledin
Yoksa kara cahil, aptal mı dedin
Her sefer tuttu da keçi inadın
Ben sana derdimi, anlatamadım
Olmadı sayende, olmadı işte
Kalktı aramızda, geliş gidişte
Duman tütmez oldu, söndü ateşte
Sana yangınımı, anlatamadım
Sen kendini, ilah sandın belli ki
İstesen şu yorgun, ne yapmazdı ki
Bütün dertlerimi, bildi de saki
Bir sana derdimi, anlatamadım
Yazılı olarak binlerce şiiri olan, Yaşar Çelik’e önümüzdeki günlerde yeni kitaplar yayınlaması umuduyla yazın hayatında ve özel hayatında sağlık ve başarılarının devamını diliyorum.