Türkiye, gayrimenkul piyasasında şeffaflık ve vergi kayıplarını önlemek için dijital dönüşüme hazırlanıyor. 2026’da İstanbul’da pilot olarak başlayacak ve 2027’de tüm Türkiye’ye yayılacak olan Değer Bilgi Merkezi, konutların gerçek piyasa değerlerini belirleyerek fiyat manipülasyonlarını ve vergi kaçaklarını engellemeyi hedefliyor. Hakan Akçam’ın yıllardır vurguladığı değerleme ve denetim eksiklikleri artık resmen çözülme aşamasında!
Geçmiş yıllarda Ankara Tüm Emlakçılar Meslek (ATEM) Odası Başkanı Hakan Akçam, gayrimenkul piyasasında şeffaflık ve vergi kayıplarının önlenmesi adına kapsamlı bir değerleme sisteminin oluşturulması gerektiğini defalarca vurgulamıştı. Devletin önemli bir vergi kaybı yaşadığını, tapu harçlarının yüksek olması nedeniyle taşınmazların gerçek piyasa değerleri yerine düşük beyan edildiğini belirten Akçam, Değer Bilgi Merkezi gibi bir uygulamanın gerekliliğini uzun süredir dile getiriyordu. Şimdi, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan Değer Bilgi Merkezi uygulaması ile gayrimenkulde yeni bir dönem başlıyor. 2026 yılının ilk çeyreğinde İstanbul’da pilot olarak başlayacak olan sistem, 2027 yılı ortasına kadar tüm Türkiye’de yaygınlaştırılacak. Bu sistemle birlikte gayrimenkullerin gerçek değerleri belirlenerek fiyat manipülasyonları ve vergi kayıpları önlenmiş olacak.
VERGİ KAÇAKLARI
ÖNLENEBİLECEK Mİ?
Hakan Akçam, Değer Bilgi Merkezi’nin önemli bir adım olduğunu ancak eksikliklerin de zamanla giderilmesi gerektiğini ifade ederek şu açıklamalarda bulundu: “Vergi kaçaklarının önlenmesi için gayrimenkullerin tapuda gerçek değerleri üzerinden işlem görmesi gerekiyor. Bugüne kadar tapu harcı yüksek olduğu için birçok vatandaş, gerçek satış fiyatını düşük göstererek harç bedellerini azaltıyordu. Bu durum ciddi bir vergi kaybına neden oluyordu.” Akçam, sistemin etkin çalışması için gayrimenkul değerleme uzmanlarının devreye girmesi ve denetim mekanizmasının güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Akçam, vergi kaçaklarının sadece gayrimenkul değerleme uzmanları aracılığıyla değil, banka hesaplarının incelenmesi yoluyla da tespit edilebileceğini belirtti. “Örneğin, 10 milyon TL’ye satılan bir konutun değeri tapuda 2 milyon TL olarak gösteriliyorsa, banka hesapları incelenerek gerçek ödeme tespit edilebilir. Eğer tapuda gösterilen rakamla banka hesaplarındaki ödeme tutarı arasında fark varsa, hem aradaki vergi farkı talep edilmeli hem de yaptırım uygulanmalı.”
TAPU HARCI DÜŞÜRÜLMELİ Mİ?
Bir diğer öneri ise tapuda ödenen harç bedelinin yüksek olması nedeniyle vatandaşların düşük beyan göstermesi sorununun çözümü. Akçam, sistemin başarısı için tapu harcının yüzde 4’ten yüzde 1’e indirilmesi gerektiğini ve böylelikle vatandaşların gayrimenkulün gerçek değerini tapuda beyan etmekten kaçınmayacağını savundu. Akçam sözlerini şöyle sürdürdü: “Tapu harcı düşük olursa, vatandaşlar gayrimenkulün gerçek piyasa değerini göstermekten çekinmez. Ayrıca denetimler sıkılaştırılırsa, hem devlet daha fazla vergi geliri elde eder hem de sektörde şeffaflık sağlanır.”