CHP için gerçekçi bir analiz yapmak için 18 Aralık 2010 Cumartesi günü Ankara’da
toplanan 15. Olağanüstü Büyük Kurultayı’nda Kemal Kılıçdaroğlu ile başlamak istiyorum. O tarihte bu kurultayı izlemiştim..
Salonda görsel ve yazılı medyaya ayrılan yer hayli genişti. Basın ayrılan masaların üzerine kırmızı karanfiller konulmuştu.
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin hemen karşısında bulunan ve yeni yapılmış olan Ankara’nın en büyük kapalı salonunu kiralamışlardı. Cuma günü karşılaştığımız kimi arkadaşlar; “CHP bu salonu nasıl dolduracaktır? 19 Mayıs Spor Salonunu kiralasalardı, daha iyi olurdu.” diyenler vardı.
Cumartesi günü sabah saat 09.30’da salona girdiğimizde 12 bin kişilik koca salon dolmuştu. İğne atsanız yere düşmüyordu. İçeride 14 bin kişinin olduğu söyleniyordu. Dışarıdan kalanlar ile içeriyi gözleyen gözlemciler bu Kurultaya 27 bin kişinin Anadolu’nun dört bir yanında geldiğini söylüyorlardı. Bu Kurultay’ın insan kalabalığını değerlendiren yaşlı bir CHP Kurultay delegesi:
-Ben, İsmet Paşa’nın ve Bülent Ecevit’in genel başkanlık dönemlerindeki kurultayları da gördüm. Bu kurultay o kurultaylara benziyor. AKP’nin elinden iktidarı ilk seçimde alacağız, diyordu.
Basın masası Kurultay kürsüsünün tam karşısındaydı. Kürsünün sağında ve solunda yer alan kimi slogan ve spotlara baktım. Kimilerini not ettim. Slogan ve spotların mesajları anlamlı ve düşündürücüydü.
Neler yazılmıştı? “Emek En Yüce değerdir. Eşit, özgür Türkiye için CHP! Umudun adı: Kemal… Halkın iktidarını kuracağız! Dürüst lider, temiz siyaset! CHP geliyor iktidara, güvenle bakın yarınlara… İşçi, köylü, gençlik CHP’de birleştik. Yandaşı değil, üreten ve hakça bölüşen Türkiye’yi yaratmaya geliyoruz. Kendisini değil, ülkesini kalkındıran iktidar olmaya geliyoruz. Ötekileştirmeye değil, bütünleştirmeye geliyoruz. Korku, baskı, zulüm değil, tam demokrasi ve özgürlük için geliyoruz. Kadın, gençlik seninle, durma ilerle!” spot ve sloganları dijital teknolojinin getirdiği kolaylıkla, ışık demeti içinde arka arkaya yayınlanıyordu.
CHP’nin önceki Genel Başkanı Deniz Baykal’ın seçim bölgesi olan Antalyalı Yörük kökenli bir Kurultay delegesi ile konuştum ve sordum:
-Deniz Baykal’ın ve Önder Sav’ın şimdi ve ileride durumları ne olacaktır?
-Onlar miadını doldurdular. Bizim parti büyüklerimizdir. Başımızın üstünde yerleri vardır.
-12 Haziran 2011 tarihinde yapılacak seçimlerden sonra yeniden CHP’nin başına geçmek isterler mi?
-Bir gerçeği söyleyeyim mi? Baykal ve Sav artık çantalarını taşıttıracak bir partiliyi bile bulamazlar. Bu iş bitti! Kılıçdaroğlu ve kadrosu bu partiyi iktidara taşır…
-Gürsel Tekin’e, Önder Sav neden tepkili?
-Meyveli ağaç taşlanır. İstanbul İl Başkanı iken yerel seçimlerde partinin oyunu çok artırdı. İyi bir örgüt adamı…
-Ağırlığı İstanbul delegesi olmak üzere Kemal Kılıçtaroğlu’nun blok listesinden Gürsel Tekin’i çizmek suretiyle, Parti Meclisi’nden düşürecekleri söyleniyor…
-Düşüremezler, düşürseler bile o bir nefer gibi çalışır…Van, Diyarbakır, Denizli, Tokat, Şanlıurfa, Ağrı delegeleriyle konuştum.
İç Anadolu’da, Doğu ve Güneydoğu’da yapılacak seçimde oy patlaması olacağını söylediler. CHP’nin yöneticileri 15. Kurultay’ın “iktidar yürüyüşünün bir provası” olduğuna işaret ettiler. ( Devam edecek)