Ankara Büyükşehir eski Belediye Başkanı Melih Gökçek vandalizmi sonucunda yıkılıp, yok edilen Ankara Hayvanat Bahçesi yeniden...

Ankara Büyükşehir eski Belediye Başkanı Melih Gökçek vandalizmi sonucunda yıkılıp, yok edilen Ankara Hayvanat Bahçesi yeniden açılmalıdır!

Tamam, bazı hayvan sever dostlarımız hayvanat bahçelerini sevmiyor, bunu hayvanlara bir eziyet, bir esaret olarak görerek bu tip oluşumlara karşı çıkıyor anlıyorum ama işin gerçeği bu kadar basit ve sığ da değil.

Öncelikle şunu söyleyeyim yeni ve modern hayvanat bahçelerinde hayvanlar çok daha özgürce, kesinlikle kafeslere kapatılmadan, doğal ortamlarına çok benzeyen geniş alanlarda barındırılıyor, onları görmek isteyen insanlar ise kapalı ve emniyetli ortamlarda onları rahatsız da etmeden izliyor. Ankara’da yeniden inşa edilecek bir hayvanat bahçesi elbette ki bu çağdaş koşullara sahip olmalıdır. Ev sahibi hayvanların doğal ortamlarına çok yakın ortamlarda özgürce dolaşacağı, misafir insanların kapalı alanlardan izleyeceği, bakım ve beslenmenin mükemmel olacağı modern bir hayvanat bahçesinden bahsediyorum.

Hayvanat bahçesinin açılmasındaki temel gerekçem ise elbette insanlara yeni bir eğlence mekânı sunmak değil, asıl gerekçem çocuklara doğayı tanıtmak, doğa, hayvan ve bitkilere ilgi uyandırıp, sevdirmek, doğayı korumanın önemini idrak etmelerini sağlamak.

Hepimiz biliyoruz çağımız teknoloji çağı, çocuklarımız ne yazık ki doğa ile haşır neşir olmadan, bitkileri hayvanları pek tanımadan yetişiyor. En çok tanıyanı da televizyonlarda sanal ortamda ekranlardan tanıyor, biliyor hayvanları, bitkileri ve sair doğal yaşamı. Bırakın bir suaygırını ya da gergedanı, koyun kuzu, keçi inek ya da at eşek görmeden yetişen şehir çocuklarımız var artık.

Bu şekilde doğadan uzak, doğayı tanımadan yetişen çocukların ileride, yetişkin olduklarında doğaya, hayvanlara, bitkilere sevgi ve ilgi duyması, onları korumaya önem vermesi beklenebilir mi?

Elbette beklenemez…

İşte tam da bu yüzden hazır Mansur Başkan Ankapark’ın ne olacağına dair fikirleri sorarken bende fikrimi söylemiş olayım istedim. Ankapark elbette en akıllıca şekilde değerlendirilmeli Ankaralıya hizmet edecek ama ek külfetler de yüklemeyecek bir işleve kavuşmalı. Kapatılıp, yok edilmiş Ankara Hayvanat bahçesinin yeniden açılması işte bu noktada çok önemli ve Atatürk’ün mirasının ruhuna da uygun bir iş olacaktır.

Hatırlıyorum, çocukluk hafızama kazınmış en keyifli ve ilginç anlardan birçoğu Ankara Hayvanat Bahçesinde yaşanmıştır. Benim de birçok başka çocuk gibi doğaya, hayvanlara ve bitkilere olan merak, ilgi ve sevgimin temeli Ankara Hayvanat Bahçesinde atılmıştır.

Ben hayatımda zürafayı, fili, suaygırını, timsahı, boa yılanını, kurdu, kaplanı, aslanı, ayıyı, penguenleri ve birçok başka yaban hayvanını ilk defa Ankara hayvanat Bahçesinde gördüm.

Çok iyi hatırlıyorum suaygırı havuzunun kenarında dakikalarca durur, onun koskoca kafasını sudan çıkarıp esnemesini merakla beklerdik.

Dehşetli timsahları, kıvrılmış boa yılanlarını kalın bir camekânın arkasından izlemek bizim için müthiş bir şeydi.

Anamıza, babamız yalvarır, uslu durup derslerimize çalıştığımız bir haftanın sonunda bizi hayvanat bahçesine götürmelerini isterdik. Hele hele birde Atatürk Orman Çiftliği dondurması ile kapıda satılan kozhelvadan alırlarsa değme gitsin keyfimize…

Her ziyaretimiz sonrasında merakla seyrettiğimiz yaban hayvanları ile ilgili daha çok bilgi edinebilmek için kitap, ansiklopedi karıştırır, kütüphaneleri alt üst ederdik.

Ben bu gün doğayı seven doğanın korunmasına birincil derecede önem veren bir insan olduysam bunun arkasında çocukluk anılarımda büyük yer tutan Ankara Hayvanat Bahçesinin bende uyandırdığı merak, sevgi ve edindirdiği bilgiler vardır. Peki, neden yeni nesiller de bunları yaşamasın bu değerleri edinmesin?