Avrupa’da göçmen karşıtı aşırı sağ akım gitgide güçleniyor…

Son yapılan Avrupa parlamentosu seçimlerinde de bunu açık ve net olarak görmüş bulunuyoruz.

Fransa’da seçimlerde birinci olan aşırı sağ lider Le Pen: “Kitlesel göçe, güç kullanarak son vermeye hazırız.” diyor.

Bakın bu açıklama tüm Avrupa ülkelerinin kısa bir zaman içinde benzer tedbirler alacağı anlamına gelmektedir.

Avrupa’nın böyle radikal politikalar uygulamaya başlaması Recep Bey tarafından zaten bir göçmen deposu haline getirilmiş olan ve tampon ülke olarak adlandırılan Türkiye’nin başının iyiden iyiye derde girmesi anlamına gelecektir.

Bazı saflar göçmen ve mülteci denildiği zaman “ama demokrasi”, “insan hakları”, “hümanizm” falan diyor, Recep Bey ve avenesi ise konuya “ensar mensar” söylemi ile yaklaşıyor…

Konunun ne demokrasi ile ve ne de insan hakları ile zerrece bir ilgisi yoktur, ayrıca demokrasiler de bu tip tehditlere karşı kendini koruma hakkına sahiptir.

Peşin peşin söyleyeyim bu illegal göç dalgasına çok ciddi bir şekilde tepki göstermeyenin aklına şaşarım!

Bakın aklına şaşarım çünkü öncelikle illegal göç ile gelenler sadece kendilerini getirmiyor; çağdaş uygarlığa düşman fikir, gelenek, ahlak ve inançlarını da beraberlerinde getiriyorlar ki bu genel asayiş ve toplum barışı açısından çok ama çok büyük bir tehlikedir.

Diğer yandan bunların kayıt dışı kaçak işgücü olarak istihdama girmesi hem bizim vatandaşlarımızın işini, ekmeğini elinden alıyor ve hem de ücretler genel seviyesini aşağıya çekiyor, sonuçta Türk emekçisinin eli böğründe, karnı aç kalıyor.

İktidar tarafından bu mülteci ya da göçmenlerin kayıt dışı kaçak olarak çalıştırılmasına göz yumulması ayrıca çok büyük miktarda vergi ve sigorta kaybı yaratıyor, sonra da devlet yetkilileri çıkıp emekliye ödeyecek para yok diyor.

Pek kimsenin konuşmadığı bir gerçek daha var Recep Bey tarafından ülkeye doldurulan bu başıboş kitle kayıt dışı kaçak olarak çalışıyor ve kazandığı parayı ise dövize çevirerek ülkesine götürüyor ya da gönderiyor. Ben bu rakamın yılda 20 milyar doların üstünde olduğunu hesaplıyorum. Buda Türkiye’de yaşanmakta olan döviz krizinin boyutunu ve ekonominin kırılganlığını artırıyor.

Bu düzen elbette patronların işine geliyor, sonuçta onlar vergi sigorta ödemeden, uzun mesai saatleri boyunca ucuza ve çok kötü şartlarda kayıt dışı işçi çalıştırmış oluyor ama olan Türk vatandaşı emekçilerin hakkı hukuku ve ekmeğine oluyor.

Bazı politikacıların çıkıp sureti haktan görünerek timsah gözyaşı dökmesine de aldanmayın demedi demeyin, bu ülkedeki sermaye sahipleri bu işten çok ama çok memnun.

Ensar Mensar diyenlere de söyleyecek bir çift sözüm var; zamanında merhamet ederek ensarı kabul eden Medine yerlilerinin sonradan başına gelenleri de hiç kimse unutmasın derim.

Bir ülkenin demografisini bozan kitlesel göç hareketlerinin nelere yol açabileceğini Sonsöz gazetesinde yayınlanan https://sonsoz.com.tr/makale/20303715/murat-ozbulbul/islam-dunyasinda-buyuk-zenci-kole-isyani makalemde açıkça anlatmıştım.

“Basra harap olduktan sonra” deyiminin doğmasına yol açan bu olayı okumanızı da öneririm.

Netice olarak Türkiye bu yeni gelişmeye her açıdan hazırlanmalıdır!

Öncelikle bu “açık kapı, gelen girsin” politikası derhal terk edilmelidir.

Bir an önce sokağa çıkma yasağının uygulandığı eski usul bir nüfus sayımı yapılarak memlekette kaç kişinin bulunduğu doğru düzgün tespit edilmelidir.

Bu tespit yapıldıktan ve sorunun gerçek boyutu belirlendikten sonra ise öncelikle bu sayıya yenilerinin eklenmesi kesin kes engellenmelidir.

Var olanların ise belirli bir plan program dâhilinde ülkelerine dönmeleri sağlanmalıdır.

En önemlisi de ülkede tüm işletmeler kayıt dışı kaçak yabancı işçi çalıştırmak açısından ciddiyetle denetlenmeli ve kayıt dışı kaçak yabancı işçi çalıştıranların en ağır şekilde cezalandırılması sağlanmalıdır.

Tüm sendikalar bu kayıt dışı yabancı işçi çalıştırma konusuna odaklanmalı, takipçi olmalı, yerli ve milli istihdama sahip çıkmalıdır.

Sendikalar kayıt dışı kaçak yabancı işçi çalıştıran işletmeleri hem kamuoyuna ifşa etmeli ve hem de gerekli yasal prosedürü işletmelidir.