Soruyorum yazımı okuyanlara ve inceleyenlere. İlk insanlardan başlayarak günümüze kadar gelen en güzel iki miras nedir? Yazının bundan sonraki satırlarını okumadan düşünün, bir yere not edin ve sonra okumayı sürdürün. Bakalım, sizin not ettiğiniz iki güzel mirasla yazımdakiler uyuşacak mı?

İlk insanlardan başlayarak günümüze kadar gelen sevgi ve dostluk, insan soyunun kuşaktan kuşağa taşıdığı en büyük, onurlu ve yakışır iki mirastır.

Ne yazık ki, yine  ilk insanlardan başlayarak günümüze kadar çok kötü bir miras daha taşınmıştır. Bu mirasın, gelecek kuşaklara götürülmemesi için çırpınan melekleşmiş insanlar da yaşamıştır, yaşamaktadır, Türkiye’mizde ve Dünya’mızda. Bu çok kötü mirasın adı ise şiddet.

İşte, Türkiye’nin melekleşmiş insanlarından bazıları, Ankara’da,  Çankaya Belediyesi Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde buluştu. Her zaman savunduğumuz ve önerdiğimiz gibi, kadın ve erkek melekleşmiş insanların birlikteliği, dayanışması.

Başkanlığını Oğuz Gemalmaz’ın yaptığı Türkiye İnsan Hakları Kurumu Vakfı’nın, 15 Mart 2025 Cumartesi günü, düzenlediği “Meşru Direnme Hakkı: Tarihsel, Hukuksal, Ekonomik ve Toplumsal Boyutları” konulu Panel’de, salt Türkiye’nin değil, Dünya’nın en temel sorunu tartışıldı. Bu temel sorun, kanımca, insanın aklı ve vicdanı ile ilgili. İlk insanlardan bugünlere dek giderek önemi artan, 3 mirasın nedeni olan  akıl ve vicdan.

Prof. Dr. Korkut Boratav’ın  video konferansla katıldığı ve  Dr. Abbas Kılıç’ın yönettiği Panelde, Prof. Dr. Ahmet Saltık, Av. Salim Şen, Av. M. Aybars Akdoğan, Prof. Dr. Aziz Konukman, Çağdaş Gazeteciler Derneği  Genel Başkan Yardımcısı Ceren Bayar ve Doç. Dr. Fatih Yaşlı konuşmacı olarak yer aldılar.

Tarihçi ve araştırmacı olmasam da kesinlikle ve inanarak söylüyorum, Panelin konusunu oluşturan 8 kelime, insanların varoluşundan beri yaşanan adaletsizliklerin, acıların, kan ve gözyaşının, tek kelime ile şiddetin belgesel, mantıksal ve duygusal yönden dillendirilmesinin başlığını oluşturuyor.

Nitekim, açılıştan kapanışa dek, konuşanlar, katkı vermeye çalışanlar veya soru soranlar, sevgi, dostluk ve şiddetle geçen çok uzun yılları, “İnsanın Tarihi” olarak geride  bırakmak,  sıfırdan,  yeniden  başlatılacak “İnsanlık Tarihi” için çok istekli ve heyecanlı olduklarını gösterdiler.

Umarım bu insanlar, ülkemin ve Dünya’nın güzel insanları, umutlarını, dirençlerini, şiddetsiz direnme güçlerini koruyorlardır. Şiddet üretmeyi sürdüren, ne yazık ki halkların önemsenecek sayıdaki bir bölümünden oy ve destek alabilen, şu veya bu ülkede, şu veya bu düzeydeki makamlarda oturanların, yetki taşıyanların, yetkilerini “iyi” değil, “kötü” şekilde kullananlara karşın. Umutlu olmak, çok zor gibi görünebilir. Ancak zor olanla birlikte, kendimizi de, içimizdeki yürekliliği ve gücü de görmeliyiz.

Panelde, farklı topraklardaki, farklı kültürlerdeki insanların, toplulukların ve halkların, şiddete karşı direnmeleri ile ilgili olarak onlarca, yüzlerce, binlerce yıl öncesinden örnekler verildi. Bunlar belgelenmiş acılı örnekler. Ancak, bu acılı örneklerin, sadece tarihleri belirli ve belgeli olanlarla sınırlandırılması yeterli olamaz. Çünkü, sevgi,  dostluk ve şiddet, mutlaka, insanla birlikte yaşanmaya başlamıştır, mutlaka. İnanıyorum ki, mutlaka şiddet kaybedecek, sevgi ve dostluk kazanacak, kesin.

Paneldeki konuşmalarla ilgili yorumlarımı gelecek yazımda paylaşmaya çalışacağım.