Güney Kafkasya, uzun yıllardır Nagorno-Karabağ merkezli çatışmalar, diplomatik krizler ve savaşlarla anılıyordu. 1990’ların başında Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla başlayan bu kanlı süreç, 2020’deki İkinci Karabağ Savaşı’nda Azerbaycan’ın önemli kazanımlarıyla yeni bir döneme girmişti. Ancak savaş sonrası diplomatik boşluk, kalıcı barışa dönüşememişti.
Bu tablo, Washington’da imzalanan ve ABD Başkanı Donald Trump’ın arabuluculuk yaptığı Azerbaycan–Ermenistan Ortak Deklarasyonu ile değişti. Anlaşma, yalnızca çatışmaları durdurmayı değil, aynı zamanda bölgede ekonomik, diplomatik ve güvenlik alanında yeni bir dönemin başlamasını hedefliyor.
Anlaşmanın Temel Unsurları
Beyaz Saray’da gerçekleştirilen üçlü zirvede Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, ABD Başkanı Trump ile birlikte bölgeyi yeniden şekillendirecek mutabakata imza attı.
Metinde şu maddeler öne çıkıyor:
Çatışmaların Tamamen Sonlandırılması – Her iki taraf, askeri operasyonları kalıcı biçimde durdurma taahhüdü verdi.
Egemenlik ve Toprak Bütünlüğüne Saygı – Taraflar, karşılıklı olarak sınırların dokunulmazlığını tanıyor.
Ekonomik, Ticari ve Diplomatik Normalleşme – Sınır kapılarının açılması, diplomatik ilişkilerin yeniden tesisi hedefleniyor.
Zengezur Koridoru – TRIPP Projesi – Nakhchivan’ı Azerbaycan ana karasına bağlayacak ulaştırma hattı hayata geçirilecek. Bu hat, demiryolu, enerji ve iletişim altyapısını kapsayacak ve Avrupa–Asya ticaretinde yeni bir rota olacak.
Bölgesel Etkiler ve Jeopolitik Dengeler
ABD’nin Geri Dönüşü
ABD, yaklaşık 30 yıldır Güney Kafkasya’da kalıcı bir arabuluculuk başarısı elde edememişti. Rusya’nın Ukrayna’ya yoğunlaşması, Washington’a bölgede manevra alanı açtı. Bu anlaşma, ABD’nin bölgedeki varlığını yeniden güçlendirmesini sağlıyor.
Rusya ve İran’ın Etki Alanı Daralıyor
Koridorun açılması, Moskova’nın ve Tahran’ın stratejik üstünlüğünü sınırlayacak. Özellikle İran, kuzey ticaret yollarında kontrol alanı kaybederken; Rusya, enerji ve ulaşım projelerinde ikinci plana düşebilir.
Ekonomik ve Ticari Bağlantılar
Zengezur Koridoru, Bakü–Tiflis–Ceyhan hattı gibi mevcut enerji hatlarını tamamlayıcı bir rol oynayacak. Avrupa–Asya ticaretinde yeni bir transit alternatifi yaratılması, lojistik maliyetleri düşürme ve ticaret hacmini artırma potansiyeli taşıyor.
Güvenlik ve Diplomatik Açılımlar
Anlaşma, Ermenistan–Türkiye ilişkilerinin normalleşmesine de kapı aralıyor. Kapalı sınırların açılması, Erivan’ın ticari ve siyasi izolasyonunu büyük ölçüde azaltabilir.
Türkiye Açısından Stratejik Değerlendirme
Stratejik Dayanışma
Türkiye ile Azerbaycan arasındaki bağ, “tek millet iki devlet” anlayışıyla yıllardır pekişiyor. 2021’de imzalanan Shusha Deklarasyonu, savunma, enerji ve ulaştırma alanlarında iş birliğini daha da derinleştirmişti. Bu anlaşma, o sürecin doğal bir devamı niteliğinde.
Ekonomik ve Lojistik Fırsatlar
Zengezur Koridoru, Türkiye’yi doğrudan Orta Asya’ya bağlayacak kara ve demiryolu hattını mümkün kılıyor. Bu, Türk lojistik sektörü, enerji arz güvenliği ve ihracat kanalları açısından stratejik bir avantaj yaratacak.
Diplomatik Kazanç
Türkiye, bu süreçte yalnızca Azerbaycan’ın müttefiki değil, Ermenistan’la ilişkilerin yumuşamasında da potansiyel bir arabulucu olabilir. Bu durum, Ankara’nın bölgedeki nüfuzunu artırırken, Güney Kafkasya’nın barış sürecinde kilit bir aktör olmasını sağlayabilir.
Riskler ve Eleştiriler
Her barış anlaşması gibi bu mutabakat da tartışmalara açık. Bazı uzmanlar, anlaşmanın Azerbaycan’a daha fazla avantaj sağladığını ve Ermenistan’ın güvenlik dengesini zayıflattığını savunuyor.
Ayrıca koridor üzerindeki egemenlik ve denetim konuları netleşmezse, gelecekte yeni krizlerin çıkabileceği uyarısı yapılıyor. Bu nedenle anlaşmanın başarısı, yalnızca imzalanmasına değil, uygulama aşamasındaki şeffaflığa, güven inşasına ve karşılıklı fedakârlığa bağlı olacak.
Sonuç: Kalıcı Barış mı, Geçici Ateşkes mi?
8 Ağustos 2025’te imzalanan Azerbaycan–Ermenistan anlaşması, Güney Kafkasya’da uzun zamandır beklenen siyasi ve ekonomik açılımı temsil ediyor. ABD’nin yeniden devreye girmesi, bölgedeki güç dengelerini değiştirecek potansiyele sahip. Türkiye açısından ise bu süreç hem stratejik hem de ekonomik fırsatlar barındırıyor.
Yine de bu anlaşmanın “barış köprüsü” olup olmayacağı, tarafların uzun vadeli taahhütlerine, karşılıklı güvenin tesisine ve bölgesel aktörlerin dengeli yaklaşımına bağlı olacak. Aksi takdirde, bu mutabakat da Güney Kafkasya tarihindeki geçici sayfalardan biri olarak kalabilir.
Azerbaycan Ermenistan Anlaşması
Zafer Özcivan
Yorumlar
Trend Haberler

Etimesgut'ta 30 Ağustos'ta Ücretsiz Konserde Manifest Coşkusu!

Turgutlu’da Sultani Çekirdeksiz Üzüm Hasadı Başladı

Bolu Valiliği’nden Ağalar Köyü açıklaması

Nevşehir’de Patates Günleri Başladı
Ankara’da Bucak Aşireti Mensubu Tartıştığı Kişiyi Bacaklarından Vurdu!

VakıfBank'tan Promosyon Şoku: Müşteriler İsyan Etti!